paper and scissors ? taekook

XXVII s?mul ilgob

taehyung:
arabada bizimle ilgili planladıkların gerçekten
etkiledi

jeonj:
aşırı hız cezasını iptal ettirmek için
polis merkezindeki adamın kızıyla iki gece çıktım
anlamıyor musun
kız bira içiyordu
inanamıyorum
bira içecek kadar ucuz bir kızla iki gün çıktım
Alfa Romeo Giulia'm için her fedakarlığı yaptım

taehyung:
yani

jeonj:
anlamıyor musunnnn
anlamıyor musun taehyung evimiz
yanıyor
sokakta kalırsak ya
sokakta uyur musun benimle
kaçamayız artık
amına koyayım
büyük okyanusu yüzerek geçebilir miyiz dediğin gibi
ben o kadar da iyi yüzemiyorum ki

taehyung:
araba için mi gece
beni telaş içinde
uyandırdın
jungkook
delirmişsin sen
uyuyorum ben

jeonj:
onu böyle bırakamam
nasıl bana bunu söylersin
kalkkk hadi çabuk
neyin varsa al
götürelim onu
neyi var baktıralım

taehyung:
ne yapabiliriz şimdi
sabah olsun götürürüz doktora
yat uyu
sikeyim senin yüzünden
doktor diyorum ya
tamire işte
yat uyu

jeonj:
dışarıda nasıl yağmur yağıyor
duymuyor musun
onu bu şekilde bırakamam
gelmezsen gelme
gidiyorum ben

taehyung:
biraz
SAKİN OLAMAZ MISIN
sabah halledebileceğimizi
söylüyorum
sırtımda götüreceğim sabah onu
ama şimdi sakin ol

jeonj:
hah
hani o bizim
kaçış yuvamızdı
bizi diğer kıtaya götürecekti
ilk engelde bizi yarı yolda mı bırakacaksın taehyung

taehyung:
Jungkook
o bir araba

jeonj:
terbiyesizleşme
böyle şeyler dediğini duymasın
bizim minik bebeğimize bunları söyleyemezsin
eğer yanımızda durmayacaksan
bizi bırak git
bakma arkana
kızımın zengin bir babası var
sana ihtiyacımız yok

taehyung:
Jungkook

jeonj:
neyse
taehyung

taehyung:
jeonggukum

jeonj:
sadece git

taehyung:
jungkoo

jeonj:
hayır
git

taehyung:
tamam

offline

taehyung

Camıma atılan taşın sesiyle suratıma aptal bir gülümseme yerleşirken dudaklarımı birbirine bastırıp sakince yataktan kalkmış ve beş dakika içerisinde nasıl burada olduğuna şaşırarak cama çıkmıştım. Camdan gördüğüm görüntüyü şöyle anlatabilirim, annemin Fransız bir bahçıvana yaptırdığı yeni bahçe düzeninin ortasına park edilmiş bir Alfa Romeo, arabanın yanında pijamalarıyla ve terlikleriyle yağmurun altında ıslak bir köpek gibi duran Jeon Jungkook. Cama çıktığımı gördüğünde yüzündeki çaresiz ifade tüm bedenine yayılmış, alt dudağını büzüp suratıma bakmıştı.

"Ne işiniz var sizin burada?" Dediğimde çoğul konuştuğum için kendime inanamamıştım. O bir araba Taehyung. O bir araba ama Jungkook ona değer veriyor. Bir arabanın gözümde nasıl hayat bulmuş bir hale büründüğünü bilmiyordum. Olmuştu işte.