Ace {Minsung}??

---

Minho, Jisung'la birlikte bir odaya gelmiş ve ardından Jisung'un bileğini bırakmıştı.

"Burası artık senin odan. Eşya işini evine gidip hallederiz seninle. Birazdan geleceğim, bu odadan çıkma."

"Tamam, hırsız abi."

Minho, Jisung'u odada yalnız bırakıp aşağı inmişti.

Jisung'a verdiği oda, ev alındığından beri kimse tarafından kullanılmıyordu. Bu yüzden tozluydu. Minho, Jisung'a odayı temizlemesi için malzeme götürecekti.

Aşağı indiğinde Seungmin, salondaki koltuğa oturmuş, kucağındaki laptopa bakıyordu. Chan da başını Seungmin'in omzuna yaslamış, bir şeyler söylüyordu.

"Güvenlik kameraları belirli bir süre aralığıyla dönüyor. Yani hızlı olursak basit bir görev."

Minho içinden "Zaten yarın toplantı olur." diye düşündü ve alt kattaki ortak banyoya ilerledi.

Banyoya girip birkaç temizlik malzemesi aldı. Geri merdivenden çıkarken, arkasından ona seslenen Chan'le durdu.

"Minho, iki dakika gelir misin?"

Minho, malzemeleri merdivene bırakıp Chan'ın yanına ilerledi.

"Ne oldu, Chan?"

"Pazar günü Bay Jeon'un o saray gibi olan evine gireceğiz. Yarın yine toplantı olacak ama senin bu akşamdan o eve gidip dışarıdan inceleme yapmanı istiyorum."

"Tamam, ne zaman gideyim peki?"

"10 ile 12 arası en az güvenlik o zaman oluyor ve dışarıdaki kameralar bu akşam o saatler arasında bakıma girecek."

"Anladım. Başka bir şey var mı?"

"Hayır, ama Minho..."

Chan iç çekti ve devam etti:

"Getirdiğin çocuğa ne kadar güvenebiliriz? Yani..."

"Chan."

Minho, Chan'ın sözünü keserek devam etti:

"Ben ne yaptığımı biliyorum, Chan. Bir yanlışı olursa yok olacağını o da iyi biliyor. Sizin odanıza siz istemediğiniz sürece girmez. Evi de o temizleyecek, bundan sonra yemeği de o yapacak. Herkes rahatlamış olur bu sayede."

"Peki, Minho. Sen öyle diyorsan."

Minho, merdivenlere gidip bıraktığı malzemeleri aldı ve yukarı çıktı.

Jisung'un olduğu odaya adeta daldığında, Jisung oturduğu yataktan kafasını kapıya çevirdi.

"İki saat içinde odanı temizle ve benim odama gel. Odam, karşındaki oda. Bir şey lazım olursa yine gelirsin benim odaya."

"Şey, suyu falan nereden dolduracağım?"

"Şu oda banyo. Her odada özel bir banyo var."

"Tamam, hırsız abi. Sağ ol."

"Ne demek."

Deyip odadan çıktı Minho.

Jisung içinden "Hadi başlayalım bakalım." dedi ve işe koyuldu.

---

Yaklaşık bir buçuk saat süren oda temizliğinin ardından kendini yatağa attı Jisung.

Kendi kendine iç çekip, "Ammada koktum ha." dedi ve gözlerini kapattı.

Ancak temizlik yaparken o kadar terlemişti ki kendi kokusu onu rahatsız ediyordu.

"Eşyam da yok. Duş alayım, ne bok yiyeceğim burada?"

Diye konuştu Jisung, kısık sesle.

Kafasını kaldırıp iç çekti ve ayağa kalktı.

Kapıyı yavaşça açıp Minho'nun odasına doğru ilerledi.

Kapıyı tıklatıp beklemeye başladı.

Yaklaşık bir dakika sonra açılan kapıyla birlikte Jisung, hırsızın yeni uyandığını düşündü.

Gözleri kısık kısık kendisine bakan hırsıza bakarak konuşmaya başladı:

"Şey, temizliği bitirdim ama yatağa sermem için temiz çarşaf lazım bana."

"Bekle burada, getireceğim hemen."

"Hırsız abi, şey bir de... Benim eve ne zaman gideriz?"

"İki, üç saat sonra çıkarız. Niye?"

"Temizlik yaptım ya, çok kokuyorum. Bu yüzden duş almam gerek ama eşyam yok."

"Ben sana eşya da veririm. Geçen hafta bir mağaza soymuştuk, var yani temiz eşya."

"Ay, tamam o zaman hırsız abi."

"Sen burada bekle, ben gelip istediklerini alacağım."

Minho, kapıdan çıkmadan önce Jisung'a yaklaşıp boynunu kokladı.

Jisung, kendine yaklaşan hırsız karşısında gözlerini açabildiği kadar açıp nefesini tuttu.

"Kötü kokmuyorsun bu arada."

Dedi ve Jisung'un arkasından yürüyüp gitti.

Jisung ise "Ben ne yaşadım?" diye hayatı sorguluyordu.

-----------------------------------------------------------

Mrb kardeslerim buda koklaşmalı bir bölümdü

Normalde daha erken bölüm gelicekti ama telefonumda arıza çıktı pazar gününe kadar uğraştım.

Dünde erken zıbarmışım. Bugüne kısmetmiş yb.

Hadi öptüm bb