"Ne oluyor bu lanet evde?" Batı'nın sesini duyarken güldüm. "Orada bir prenses mi varmış?" Hızla üzerime gelip beni Osman Bey'in kollarından alırken göz göze geldik. Kaşları çatılırken gözleri babasına kaydı. "Dertleştik sadece." Dedim hızla.
Dayanamıyorsun değil mi? Kimse yalnız kalmasın istiyorsun.
Bakışları bana dönerken sıkıca sarıldı ve koltuğa oturduk. Beni göğsüne yatırırken yüzüm ona dönüktü. Bacaklarımı da koltuğun üzerine doğru uzattım. Şimdi uzanıyor gibi olmuştum.
Batı eğilip yanaklarıma bir sürü öpücük kondururken yanaklarımı gıdıklayan dudakları yüzünden kahkaha attım.
"Şunlardaki keyif kimsede yok!" Arhan'ın sinirli sesi kulaklarıma gelirken bakışlarımı ona çevirdim. "Kardeşim, bizi ne kadar kıskanıyorlar görüyorsun değil mi?" Batı'nın bana yönelik konuşmasıyla gözlerimi Arhan'dan ayırmadan başımı salladım.
Arhan'ın tek kaşı kalkarken "Öyle mi küçük hanım?" Dedi. Dil çıkardım. Üzerime yürümesiyle Batı hemen koltuktan kalkıp kaçarken beni öylece ortada bırakmıştı.
Osman Bey kahkaha atarken ben kaşlarımı çatarak Batı'ya baktım. "Canım Ege'm şimdi şöyle. Bize yaklaştığı an bana bir tane yapıştırmadan rahat edemez bu dağ kaçkını." Konuşmasıyla çatık kaşlarım düzelirken ben de kahkaha atan Osman Bey'e katıldım.
Beni kucaklayan Arhan gözlerini kısarak bana baktı. "Demek abine edilen hakaretler senin çok hoşuna gidiyor fıstığım." Dedi fısıldayarak. Gülümsedim. "Şimdi şöyle-" Hızla sözümü kesti. "Sus bakayım. Beni çok kırdın. Ben dağ kaçkını mıyım?" Sahte üzgün sesi beni güldürken dudaklarımı birbirine bastırdım susmak için.
"Bir de gülüyor musun?" Yüzü düşerken dudakları aşağı doğru bükülmüştü. Gerçekten çok kötü bir oyuncuydu. "Ya! Beni affetmen için ne yapabilirim?" Dedim bende oyununa katılarak. Sinsice gülümsedi ve yanağını dudaklarımın önüne getirdi.
"Öp bakayım bir tane." Dudaklarımı öne doğru büzüp yanağına dokundurdum ve geri çekildim. Kaşları çatık bir şekilde bana baktı. "Böyle öpücük mü olur? Bir daha öp çabuk." Bu sefer sesli bir öpücük kondurdum yanağına. Memnun olmuş suratı gözüme çarparken kahkaha attım. Arkaya doğru düşen başım yüzünden açılan boynuma bir öpücük kondurdu.
"Baba bir şey desene! Gözümün önünde kardeşimi öpüyor bu adam. Aynı zamanda senin kızını da öpmüş oluyor." Osman Bey, Batı'nın ensesine bir tane vurdu. "Abartma oğlum, abartma."
...
"Hoş geldin Ege." Karşımdaki Ezgi Hanım'a gülümserken cevap verdim. "Hoş buldum." Gösterdiği yere otururken derin bir nefes verdim.
Bugün çok heyecanlıydım. Heyecanım terapi de olduğum için değildi tabii. Dedemi görecektim bugün. Yanına gidecektim uzun zaman sonra. Özlemimden yerimde duramıyordum. Terapi bir an önce bitmeli ve ben dedeme kavuşmalıydım.
"Bugün çok neşeli gördüm seni? Paylaşmak ister misin?" Güldüm. "Dedemi göreceğim. Onu o kadar özledim ki." Gülümsedi. "İçinde bir şeyleri aşıyor olmana çok sevindim, Egeciğim." Kafamı salladım. "Artık dedeme verdiğim sözü tutmalıyım."
Önündeki defteri açtı. Eline aldığı kalemle bir şeyler yazdı. İşini bitirdikten sonra kalemin kapağını kapatarak elinde çevirmeye başladı.
"Evet, anlat bakalım. Son görüşmemizden sonra neler oldu?"Aklıma Doğukan gelirken dudağımı ısırdım. O ne alakaydı şimdi?
"Yok, olmadı." Gözlerini kıstı. "Emin misin? Bana öyle gelmedi de." Ofladım. "Biriyle tanıştım." Gülümsedi. "Yeni birilerini hayatına alıyor olman çok büyük bir adım." Kafamı salladım. "Elimden geleni yapıyorum."

??MD? OKUDU?UN
Ege'den Taraf
Teen Fiction?Kar??t?r?lan bebekler kurgusu? Dedesi ?lene kadar prensesler gibi ya?ayan, dedesini kaybetmesi üzerine kendisini uyu?turucuya veren biri, Ege. Sokaklarda sefalet i?inde ge?irdi?i o iki y?ldan sonra dedesinin ger?ek dedesi olmad???n? ??renirse ne o...