抖阴社区

5 | G?rünmeyen Yara ?zleri

1K 162 20
                                        




GÖRÜNMEYEN YARA İZLERİ


Sevgili günlük,

Saçlarımı sevmiyorum. Kahverengiler, kahverengileri hiç sevmiyorum. Bugün İzmir'den ayrılışımızın dördüncü yılı ve dün gece bir rüya gördüm orası hakkında. Eski evimizdeydik, koltukta oturuyorduk. Mutluydum, biliyordum. Başım onun göğsüne yaslıydı ve televizyonda olan saçma bir programı izliyorduk. Bu bir rüya değildi aslında, bu benim gömmek istediğim anılarımdan biriydi. Görünmeyen yara izlerim varmış, annem dayımla konuşurken böyle söyledi. Sanırım bu yara benim göğsümde, bazen nefes almamı engelliyor. Saçlarımı okşuyordu, göğsünde yatıyordum ve ağabeyim de bir köşede ödevlerini yapıyordu. Annem başını onun dizlerine yaslamıştı, huzurlu görünüyordu.

Ama bilmiyordu, her şey bir sonraki kavgalarına kadardı. Bir cüzdanın köşesinde bulacağı kahverengi saçlı bir kadının vesikalık fotoğrafına kadar, bulacağı bir kutuda başka bir kadına yazılmış onlarca aşk ve özlem içeren mektuba, o kadının adını öğrenene kadar. Aşk garip bir şey, annem çok aşıktı babama. Başkasına aşık biri böyle rol yapabilir mi acaba? Annemi hiç sevdi mi? Sevdiyse, nasıl eli titremeden dizlerine uzanan onun saçlarını sevebildi? O mektupları yazarken midesi bulanmadı mı? Ya da, bizi bırakıp giderken?

Eğer aşk böyle bir şeyse, böyle can acıtıyorsa hiç istemiyorum. Saçlarımı sevmiyorum, çünkü o en çok saçlarımı seviyordu. Bana o isimle seslenirken sesi hiç titremiyordu. Bence o beni hiç sevmemişti. O, sadece Pera'yı sevmişti. Ama ben Pera değilim, ben Kardelen'im. Nilüfer'in kardeleni.

.

"Bunu yapmayı gerçekten istiyor musun?" Adel, beni ben olarak tanıyan tek arkadaşım yanımda durmuştu. Birlikte bir kapının önünde duruyorduk.

Kuafördü.

Ünlü bir kuafördü. Adel genellikle buraya gelirdi, annem de öyle. Ben daha çok kırıklarımı aldırmaya uğrardım ayda yılda bir. Severdim saçlarımı uzatmayı, yıpratmayı hiç istemezdim.

Yıpratacaktım.

Bir kabus görmüştüm dün gece. Kabus, çok kötü bir kabus. En iğrenç, dişleri en sivri ve boyutları en büyük canavarların süslediği çocukluk kabuslarımdan bile daha korkunç bir kabus.

"Evet." Dedim duygusuz bir sesle. Annem bilse asla izin vermezdi. Okulu astığımı duyduğunda delirecekti, saçlarıma bakıp belki gece ağlayacaktı ancak ben kararımı vermiştim. Ona benzeyen en ufak şeye tahammülüm yoktu, o benim her şeyimi çalmıştı.

Sıkıntılı bir nefes verdi.

Ondan ve onun benzeri olan her şeyden;

Onun saçlarından.

Onun sesinden.

Onun bana bir lanet olarak verdiği bu isimden.

Ben ona dair her şeyden kurtulacaktım.

Birlikte kuaförden içeri girdik. Sabahın körü olduğu için kimse yoktu, çalışanlar büyük salonu detaylıca temizliyordu.

Bugün saçlarım kendi renklerine veda ediyorlardı.

.

"Güzel oldu," perçemlerimi eliyle düzelten kuaförüme aynadan baktım sahte bir gülümsemeyle. Adel bir yandan kahve içiyordu, diğer yandan benim boyası bittikten sonra kesime geçilen saçıma bakıyordu.

Saatlerdir buradaydık ve artık oturmaktan bir yerlerim ağrımaya başlamıştı. Saçlarım artık sarıydı.

Ve ben artık anneme benziyordum. Yani kısmen.

You've reached the end of published parts.

? Last updated: Feb 05 ?

Add this story to your Library to get notified about new parts!

S?ms?k? Avu?lar?ndaWhere stories live. Discover now