waltz takes two

süper bi bölüm oldu. iyi okumalar💗

—

Jeongguk, Taehyung'un neden onunla insan içinde uğraştığını artık çok iyi anlıyordu. Aşırı eğlenceliydi.

Toplantı odasında Taehyung Bay Kang'ın yeni reklam kampanyası için hazırladıkları anlaşmayı anlatırken Jeongguk, gözlerini onun dudaklarına dikip ağzının her hareketini izlemeye başladı. Arada sırada kalemiyle masaya vurup, dudağını dişliyor, bazen kravatını düzeltiyordu. Taehyung'un konuşması yavaşlamaya, cümleleri arasında duraksamaya başladığında dudaklarının kenarı yukarı kıvrıldı.

"Bay Jeon," dedi Taehyung boğazını temizleyerek. "Bir sorun mu var?"

"Hayır," dedi Jeongguk masumca. "Devam edin lütfen. Çok ilgi çekici anlatıyorsunuz."

Seokjin gözlerini devirirken Taehyung'un yanakları hafifçe pembeleşti. "O zaman..." diye devam etti ama Jeongguk şimdi de ayağıyla onun ayağına dokunmaya başlamıştı.

"Jeongguk," dedi Taehyung, sesi hafifçe titreyerek. "Ne yapıyorsun?"

"Hiçbir şey," dedi Jeongguk, gülümsemesini bastırmaya çalışarak. "Sadece sunumunuzu dinliyorum."

Taehyung derin bir nefes aldı. "Bu iki madde arasındaki fark..." Duraksadı. Jeongguk şimdi kravatını gevşetmeye başlamıştı. "Biraz ara verelim."

"Daha yeni başladık," dedi Seokjin şaşkınlıkla.

"On dakika," dedi Taehyung, gözlerini Jeongguk'tan ayırmadan. "On dakikalık bir ara."​​​​​​​​​​​​​​​​

Hoseok ve Seokjin sanki neler olduğunu anlamış gibi odadan çıktıklarında, "Yardımcı olabilir miyim?" diye sordu Jeongguk, sunum kağıtlarını toparlamaya yardım ediyormuş gibi yaparak.

Kapı kapanır kapanmaz Taehyung onu kolundan tutup kendine çekti. "Ne yapıyorsun?" diye sordu gülümseyerek.

"Ben mi?" Jeongguk gözlerini kırpıştırdı. "Sadece sunumu dinliyordum."

"Öyle mi?" Taehyung'un sesi alçaktı.

Jeongguk'un dudaklarında masum bir gülümseme vardı. "Ben sadece... çok dikkatli dinliyordum. Her hareketinizi."

"Her hareketimi." Taehyung tekrarladı, ona daha da yaklaşarak. "Özellikle de dudaklarımı, değil mi?"

"Belki." Jeongguk omuz silkti ama kalbi göğsünde çılgınca atıyordu. "Çok etkileyici bir sunumdu."

"Jeongguk," Taehyung inledi. "Bana bunu yapma."

"Neyi?"

"Beni kışkırtma. Burada... yapamam."

"Neyi yapamaz—"

Taehyung'un dudakları onunkilere kapandığında Jeongguk'un nefesi kesildi. Öpücük sert ve açtı, Taehyung onu masaya doğru iterken Jeongguk ellerini onun saçlarına daldırdı.

"On dakikamız var," diye fısıldadı Taehyung dudaklarına karşı.

"Dokuz," dedi Jeongguk nefes nefese. "Bir dakika çoktan geçti."​​​​​​​​​​​​​​​​

Jeongguk'un parmakları Taehyung'un saçlarının arasından kayarken, diğeri beline yerleşti ve onu kendine daha da yaklaştırdı. Taehyung'un nefesi sıcak ve aceleciydi, öpücüğün arasına kaçamak nefesler sıkışıyordu. Jeongguk hafifçe başını yana eğdi, dudaklarını Taehyung'un çenesine, boynunun kenarına sürerken onun nefesinin titrediğini hissetti.