"Yok işte, yok!" diyerek Aleis, elindeki belgeleri hızla masaya bırakırken Yuron, sinir bozucu bir sırıtışla karşılık verdi.
"Neye gülüyorsun Yuron!?" diye sesini yükselttiğinde Yuron, gözlerini bilgisayarından ayırarak Aleis'e baktı.
"Var işte, var!" diyerek Aleis'in taklidini yapmaya çalışırken Aleis, yüzünü ciddileştirerek kollarını önünde bağladı.
"Ya Hanımefendi, kızmayın hemen! Hem bakın çok akıllı bir Beyefendiniz olduğum için Nora'nın yerini tespit ettim." Aleis'in aniden gözleri fal taşı gibi açıldı ve Yuron'un yanına geçerek bilgisayara baktı. Kaşlarını kaldırarak: "Fransız restoranı mı?" diye şaşkınlıkla sordu.
Yuron, ekrandaki konumu göstererek başını salladı. "Evet, ama işin tuhafı, restoran şu an kapalı gözüküyor. İçeride yalnızca birkaç kişi var gibi duruyor."
Aleis, dişlerini sıkarak gözlerini kıstı. "Hardy'nin işi olmalı. Nora'yı tuzağa düşürmek için restoranı kapattırmış olmalı."
Yuron, parmaklarını masaya tıklatarak düşünceli bir şekilde konuştu. "Eğer gerçekten öyleyse, elimizi çabuk tutmalıyız. Çünkü Nora oradan çıkamazsa-"
"Ölecek." Aleis, sözünü tamamladığında sesi soğuktu. Yumruklarını sıkarak hızla montunu kaptı. "Gidiyoruz, Beyefendi!"
Yuron, hafifçe gülümsedi ve bilgisayarını kapatarak ayağa kalktı. "Siz ne derseniz, Hanımefendi!"
Aleis ve Yuron hızla ofisten çıkıp arabaya yöneldiler. Aleis, arabanın kapısını sertçe açarak direksiyonun başına geçti. Yuron ise sakince yan koltuğa oturdu, emniyet kemerini takarken alaycı bir gülümsemeyle Aleis'e baktı.
"Bu kadar sinirli olmasan mı acaba? Yoksa Hardy'nin oyununa geldiğini kabul mü ediyorsun?"
Aleis, dişlerini sıkarak kontağı çevirdi. "Hardy'nin oyununa gelmek mi, güleyim bari! Hardy'nin oyununu bozmaya gidiyoruz, Beyefendi."
Motorun homurtusuyla araba hızla yola çıktı. Aleis, telefonuna bakarak o restoran çevresinde daha önce bir şey olup olmadığına bakarken Yuron, Aleis'in titreyen ellerini fark etti.
"Gerginsin."
"Evet ama nereden çıktı bu aniden?"
"Ellerin titriyor." dediğinde Aleis öylecene Yuron'a baktı ve hemen ardından gözlerini kaçırarak yola baktı. Ellerini açıp kapatmasına rağmen titremeye devam edince: "Önemli değil," diyip geçiştirdi. Yuron, soğuk bir sesle: "Bence önemli. Benim yanımdayken korkmam, gerilmen hoşuma gitmiyor."
"Ya Yuron ağlarım,"
"Sakın, ağlaman hiç hoşuma gitmiyor!" Aleis, öylece gülümseyerek Yuron'a baktı. Yuron, elini uzattığında birkaç saniye elleriyle bakışmasının ardından sımsıkı tuttu.
⏳
Müzik aniden kesildi. Sessizlik, restoranın boş salonunda yankılanırken Hardy ve Nora hareketsiz kaldı. Birbirlerine o kadar yakınlardı ki Hardy’nin sıcak nefesi, Nora’nın yüzüne sıcak bir rüzgâr gibi çarpıyordu. Elleri hâlâ Nora'nın ince belini tutuyordu. Kısa bir sürenin ardından ellerini hızla geri çekti. Sanki Nora'ya dokunmak, içinde alevlenen duygularını daha da körüklüyordu.

??MD? OKUDU?UN
?濒ü尘 Yolda?l???
Mystery / Thriller?濒ü尘, onlar? birbirine ba?layan tek ger?ekti. Kanla mühürlenen yeminler, ihanetin g?lgesinde sallanan dostluklar... Gecenin karanl???nda yank?lanan f?s?lt?lar, ka??n?lmaz sona do?ru sürüklenen ruhlar... Bu güvenin bir tuzak, sadakatin ?濒ü尘cül bir yü...