Milan, tabak çatal sesinin yankılandığı mutfağa esneyerek girdi. Dolunayın ertesi sabahları hepsi kendilerini Lupin evine zar zor atardı, bu nedenle beş aydır her dolunay sonrasında kahvaltıyı Lupin evinde yapıyorlardı. Her biri güneş doğduktan sonra eve döndükleri için işten izin almıştı ve öğlene kadar uyumuşlardı. "Günaydın." Milan kendine kahve doldurdu ve masaya otururken mırıldandı.
"Günaydın." Hepsinden aynı şekilde karşılık buldu. Genç cadı kahvesinden ilk yudumunu alırken başını kaldırdı ve gördüğü şeyle kahveyi püskürtmemek için zor durdu.
Milan öksürürken Sirius sertçe kızın sırtına vurdu. "Yavaş! Öldürmek mi istiyorsun?" Milan öksürükleri arasında Sirius'a kızgın bir bakış attı. Sirius homurdanarak Remus'a Milan'ı göstererek konuştu.
"Senin bu kardeşine de yaranılmıyor. Huysuzun teki." Milan bu sözlere göz devirdi.
"Dedi kapsirsli Black." Sirius tekrar homurdandığında Milan bu defa öksürmesine sebep olan şeye döndü. James'e. "Senin yüzüne ne oldu?" Evet, dün Remus özellikle James'i çok köşeye sıkıştırmıştı ama elmacık kemiğinde bariz bir morluk vardı. Milan akşamın karanlığında görememiş miydi? James de bir şey söylememişti...
Remus ağzını açtı. "Dün James ve ben-"
"Dün Remus'un tüylü sorunu bana kafasıyla vurdu. Ondan. Endişelenme." James omuz silkti ve yalan söyledi. Remus yüzünü buruşturup James'e baksa da bir şey söylemedi veya yalanını ele vermedi. James, Milan Remus'a kızmasın diye böyle bariz bir yalan söylemişti ve dördü de bunu biliyordu. James dün olanlardan Sirius ve Peter'a bahsetmişti.
"Peki." Milan tek kaşını kaldırıp oldukça hasarlı gözüken James'e şüpheyle baktı. Sanki dün Remus'un özellikle geyiğe saldırdığını görmemişti. "Banyoda morluk için krem var, kahvaltıdan sonra hepiniz sürseniz iyi olur. Yarın iş yerinde sorun çıkmasın."
"Peki, Profesör Dumbledore." Sirius alayla Milan'a sataştı. Cadının olan biteni anladığını tabii ki biliyordu, Remus'un James'i dövdüğü bariz bir gerçekti. Milan aptal biri olsa belki bu yalanı yerdi ama aptal olmadığı açıktı. Ortamın gerginliğini almak için bundan daha iyi bir şans yoktu.
Milan tabağına almak için çatalına bastırdığı zeytini Sirius'un kafasına fırlattı. "Ah! Gözüme geldi!"Sirius sahte bir acıyla gözünü tuttu.
Milan göz devirdi ama sırıtmayı da ihmal etmedi. Her ne yaşanmış ve yaşanacak olursa olsun burada olmayı seviyordu.☽
"Orion Black ve Abraxas Malfoy'un evlerine ve ofislerine arama kararı çıkartın." Milan Yasal Yaptırım Dairesi'nden gelen üç adama dik dik bakarak konuştu. Üç adam önce birbirlerine baktılar ardından koltuğuna kurulmuş gözlerinde şüpheyle duran kadına.
"Ama efendim-" Milan elini kaldırdı ve sarışın adamın sözünü kesti.
"Sizi itiraz etmeniz için ofisime çağırmadım. Ya arama kararlarını çıkarın ya da eşyalarınızı toplayın." Üç adam tekrardan bakıştılar ama bir yargıça -skandal kararlarıyla meşhur bir yargıça- ikinci defa itiraz etmeyecek kadar zekilerdi. Başlarını onaylarca salladılar.
"Başka bir isteğiniz var mı, Sayın Yargıç?" Milan az önce konuşan sarışın adamı şüpheyle süzdü. Adamın yargıç derken ki imalı ses tonu sinir bozucuydu.
"Olursa söylerim. Senin bana söylemek istediğin bir şey var mı?" Milan aynı imalı ses tonunu kullanarak üsten bir üslûpla konuştu. Sarışın adam tek kaşını kaldırarak Milan'a baktı.

??MD? OKUDU?UN
Kill All Men - James Potter
FanfictionMilan Lupin, hayat?n?n hi?bir d?neminde erkeklerin iyi varl?klar oldu?una inanmam??t?. Milan kendisi ve erkek karde?i i?in mükemmel bir gelecek plan? ?izmi?ti, o planda ise kesinlikle a??k olmak ve bir erkek i?in kalbinin h?zlanmas? yoktu. Fakat bir...