Kalp atışları hızlanan Agit, ''yine bir şey istiyorsan doğrudan söyle, yoksa erken uyanmam lazım!''
Kocasının kendisini bu kadar iyi tanıması Zin' i içten içe kızdırsa da başladığı oyunu öyle yada böyle bitirmeye niyetliydi. Numaradan yüzünü asıp adama arkasını dönerek ayağa kalkarken Agit, onu kendisine doğru çekip yatağa uzattı. Sıradan bir renk olan kahverengi, iri, büyüleyici gözlerinden gözlerini alamadan siyah, uzun saçlarını yana doğru eliyle taradı. Ak gerdanından öpmeye başlarken ''sadece biz varsak...'' derken karısı sözünü keserek;
'' Bir sen varsın benim için. Gözümü açtım seni gördüm. Şeremın, ben amcanın kızı gibi iki adamı birden idare etmiyorum! ''
Agit' in bakışları dondu, duyduklarıyla neye uğradığını şaşırdı . Alnı kırıştı, kaşları çatıldı, geri çekilirken ''ne demek iki adam ve amcamın kızı?'' diye Zin' in beklediği soruyu sordu.
''Herkese mavi boncuk dağıtıyor şeremın, hem Diyar' a ....''
''Yat kadın, sadece yat. Hatta mümkünse bundan sonra hiç konuşma!'' Kardeşinin Ariya' ya karşı bir ilgisi olmadığı gibi Ariya' nın da ona karşı bir ilgisi olmadığını adı gibi biliyordu.
Zin, kızarak yatakta kendi tarafına geçip sırtını adama döndü ve yattı.
&&&&&
Arjen, her zamanki gibi gün doğumu ile uyanmış, atı Arami' ye atladığı gibi ailesi uyanana kadar ekime hazırlanan tarlalarını kontrole çıkınca arkasından koşturan adamlarını her gün geri çevirmekten yorulmuştu artık. Kendisi at tepesinde dolanırken arkasında araba ile gelen adamlar hem gereksiz hem de komik geliyordu. Ama ne yaparsa yapsın, annesinin yoğun ısrarı sonucu babasının emriyle peşine takılan adamlar ardını boş bırakmamakta niyetliydi.
Yakup kahya' ya dönerek ;
''kahya, bari sen gelme! Ayşe abla pişman edecek seni onu bırakıp bu saatte benimle geldiğin için.''
Utançla kafasını önüne eğen adam, ''aman ağam siz uyanıksanız bize uyku haramdır, Ayşe kahvaltıyı hazırlamaya koyulmuştur bile'' dedi ama çok ekmeklerini yemiş olsa da, içten içe uyku bilmeyen, kendi işini kendi gören, fazla gelenekçi olan bu adamı yadırgamadan da edemiyordu.
Arjen, duruşunu dikleştirerek ''öyle diyorsan öyle olsun kahya! Bugün tarla sınırına kadar gidip bakacağız!'' deyip topuklarıyla ile ata her iki taraftan vurarak yola koyuldu.
Söylenenle iki eli önünde birleşik olan adam, başını kaldırıp giden ağasının ardından bakarken kanlı tarlaya doğru çoktan yol aldığını görmüş oldu. O da arabaya atlayıp peşine düştü tozu dumana katarak.
Sınıra gelip duran Arjen, atının üstünde tüm heybetiyle dururken sadece fotoğraflardan tanıdığı amcasının vurulduğunu söyledikleri yere göz gezdirdi. Ardından arkasında biten Yakup' a dönerek;
İşaret parmağıyla iki komşu tarlayı ayıran yeri işaret edip ''kahya tam şuraya kerpiçten bir oda yaptır bana. Çok büyük olmasın ama.''
Gözleri fal taşı gibi açılan adam, bir Arjen' e bir işaret ettiği yere baktı ve '' ama babanız...'' deyince sert mizacı ile önüne geçen Arjen, ''ben yap diyorsam yapılacak kahya!'' dedi kendinden emin, otoriter bir ses tonuyla.
Yakup' a söyleyecek laf kalmamıştı. O oda oraya yapılacaktı. Başını önüne saygıyla eğerek ''başım üstüne ağam!'' dedi.
&&&&&
Ariya ve kardeşi köy hayatına adapte olmakta zorlansalar da erken uyanmak zorunda olduklarının da bilincindeydiler. Yine de Ariya' yı esintili sonbahar gününde o saatte yatağından ayırmak oldukça güç oldu.

??MD? OKUDU?UN
AR?YA
General FictionKaracada? '?n eteklerinde ya?ayan bir avu? insan?n ?yküsü... Do?ulu'nun kaleminden al???lm???n d???nda bir t?re kurgusu. ?akmak ?akmak g?zlerle bakan gen? adam, kar??s?nda ki gen? k?z?n korktu?unu hesaba katmadan eline ald??? kü?ük beyaz güvercini...
2.叠?濒ü尘
En ba??ndan ba?la