抖阴社区

                                    

Aron önden gidip arabasına yol alırken babama baktım. Sessizce onunla iletişim kurmaya çalıştım.  ''O bardağı yıkama!''

Babam gözlerini devirip beni itti. ''Defol git.''

Evden çıktığımda, Aron benim inçin kapıyı açtı. Gülümseyerek kapıya baktım. ''Uhm, buna gerçekten gerek yoktu.''

''Sadece bin.''

Gülümseyerek kafamı salladım ve arabaya bindim. Aslında böyle şeylere takılan bir insan değilim ama 18 yaşında iseniz ve etrafınızda sizin yaşınızda erkekler varsa maalesef ki centilmen bulmak çok zordur. Kadınları aşağılayan şarkılar dinleyerek, onların kadını olmamızı bekliyorlar. Düzgün bir ilişki içine girmek için bir kadına nasıl davranılmasını öğrenmeleri yıllarını alıyor. Bu yüzden, Aron gülümsememi sağlıyor. Sürekli. 

Arabaya bindiğinde onun gözlerinin içine baktım. ''Nereye gidiyoruz?''

Aron sakalını kaşıdı. ''Şehrin dışına.''

Kaşlarımı kaldırdım. ''Bu insan kaçırmaya girer.''

Aron kafasını salladı. ''En azından gittiğimiz eyalete göre 'birey' sayılıyorsun.''

Şaşkınlıkla gülmeye başladım. ''Beni gerçekten götürüyor musun?''

''Evet, araba ile evine yakınlaştım. Yoksa kesinlikle bisikletle gelirdim.''

''Nereye gidiyoruz?''

Aron nefes aldı. ''Hiç şehrin dışına çıktın mı?''

''Hayır.''

Aron şaşkınlıkla baktı. ''Ciddi misin?''

''Evet. Rusya'ya gitmeyi tercih etmiştim.''

Aron arabayı otobana doğru çıkartırken fısıldadı. ''Amerikan'ın kalbine gidiyoruz.''

Kahkaha attım. ''New York demek?''

Aron yakasındaki gözlüğü taktı ve gülümsedi. ''Gerçekten zekan ile beni etkiliyorsun.''

&

Connecticut'ı seviyorum. Gerçekten. Fazla yapılacak bir şey olmasa da, seviyorum. Hartford'a herkes birbirini tanırdı. En azından belli bölgede yaşayan insanlar. New York, bizler için çılgına döneceğimiz yerdi. Babam oraya yaşamın bittiği yer derdi. O yüzden hiçbir zaman gitmek ilgimi çekmemişti. Büyükannemin yanına yani California'ya gitmediğim zamanlarda Amerika'da gezeceğim yer yoktu. Aslında Evan ile en iyi içkilerin Boston'da olduğunu duyup oraya da gitmiştik. Fakat küçük ziyaretler. California'yı seviyorum şansım yaver giderse her zaman konuştuğum sörfçüler oluyordu. 

İki saatlik yolculuktan sonra koltuk derilerini yiyecek vaziyete gelmiştim. 

''Çok acıktım!''

Aron arabasını en uzak yere bıraktı ve parkın içinde dolanarak yürüdük. ''Okul tatillerinde eve dönmek yerine arkadaşlarla New York'da kalıyoruz.''

''Çoğu yeri biliyorsun o zaman,'' Ondan ses gelmeyince yavaşça yüzüne baktım. ''Değil mi?''

Aron gülerek gözlüğünün üstünden baktı. ''Hayır.''

Kahkaha atarak yürümeye devam ettik. ''Fakat nerede kahvaltı yapıp yoğurt dondurma yiyeceğimizi biliyorum.''

''Ben pudingli istiyorum.''

Aron kafasını salladı. ''Şanslısın onu da biliyorum.''

Gülerek parkta yürürken mırıldandım. ''İngiltere'de okumak nasıl?''

Coco-ColaHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin