抖阴社区

-38- Blue in Love

En ba??ndan ba?la
                                        

Thita, yemek yapmadığını söylediği için belki de ona lezzetli bir şeyler pişirme fikrinden hoşlanabilirdi ve bir sekilde aralarındaki ufak kırgınlığı da tatlıya bağlamak istiyordu.

Raflardan kaptığı küçük tava ile tahta kepçeyi tekli ocağa yerleştirirken, sebze gibi malzemelerin aşağıdaki kilerde olduğunu hatırladı bir an için.

Elini çabuk tutarak hemen arkasındaki yerde duran kancayı havaya kaldırdığı gibi loş olan depo karşısında belirmiş ve birkaç saniyelik duraksamanın ardından kendisini dikey merdivenlerden aşağı inerken bulmuştu bile çoktan.

Sol tarafta duvara dayalı dolaba düzenli bir şekilde yerleştirilmiş havuç ve biberlerden birkaç adet kucağına doldurduğu gibi, kısa bir araştırma sonucu rastladığı tofuyu da irileşen gözleriyle hemen almıştı eline sevinçle. Sahiden de onun için ilk kez yemek pişirecekti ve bu fikir bile onu heyecanlandırmaya yetiyordu.

Yeterli içeriği aldığını düşünüp gerisin geri tırmanmıştı yukarı. Dakikalar içinde hallettiği mutfak macerasından sonra etrafta saat olmasa da Jeon'un dönmesine az kaldığını hissediyordu kurdu.

2 kişilik tekli masayı hazırladktan sonra son anda hatırladığı detayla içecek bir şeyler almak için tekrardan aşağı inmişti hızla. Eşi için ilk kez bir şey yapıyor olma fikri ile çocuk gibi kanı kaynıyordu sanki o dakikalarda çünkü, mührün etkisini şah damarında dahi hissediyordu her an.

Özellikle de dün geceden sonra, hassasiyeti ekstra artmıştı.

Sahip olduğu o yeni cennetin ılık hissi, tatmin olma sınırlarının çepherini zorlayan çok yoğun sinirlere sahipti ve yaşanan o özel anlarda arkasındaki Jeongguk'un kolları arasında sarsılan bedeniyle defalarca kez akıtan uzvu sayesinde kendinden bu denli geçerken bunu çok daha iyi anlamıştı. Artık her şeyi, insanken olduğundan çok daha fazla enlerde yaşar olmuştu.

Kilere iner inmez kaptığı serinletici arpa özü içeceğini aldığı gibi tam geri çıkmak üzereydi ki, aklına birden dün akşam gördüğü o karanlık gölgede kalan kapı geldiğinde, duraklaşmıştı adımları önce.

Yavaşça arkasına dönüp göz göze geldiği kapıya doğru yürümeye başladığında, her zamanki meraklı yapısıyla orada ne olduğunu merak ediyordu yine. Usulca adımladığı noktaya sonunda vardığı dakika, kapı kulbuna ulaşan eli önce tereddütle havada asılı kalsa da sonrasında sıkıca kavramıştı şimdi.

Nefesini neden tuttuğunu bile bilmeden indirdiği kulp ile kapıyı ittirdiğinde, kilitli oluşunu algılamasıyla kaşları çatılsa da aynı anda yukarıdan gelen adım sesleri ile Jeongguk'un döndüğünü anlamasıyla bir an bunu tamamen önemsemeyip tekrardan gülümseyerek onun yanına geri çıkmak üzereydi bile.

Nihayet karşılaştıkları an üstsüz ve ıslanmış vücudu ile karşısında duran Thita, elindeki kovayı yanına bırakarak tuhaf bir mimikle, "Oh... Aşağıda mıydın??" diye sormuştu.

Omega, böylece hazırladığı masayı işaret ederek elindeki şişeyi de sallayıp "Hı hımm...
Bir şeyler atıştırırız diye düşündüm, umarım tofu seviyorsundur?" demişti sıcak bir tonda.

Gecenin kasvetinden korkarak alacağı cevabı Jeon'un yüzündeki mimikten anlamaya çalıştığı dakika, o sevdiği dudaklara yerleşen beklemediği bir buse ile karşılaştığındaysa rahatlamıştı içi birden.

Jeongguk hoşnut bir ifadeyle masaya ilerlerken, Taehyung da adımlarını ona uydurarak sofraya oturmuş, adanın efendisi ise birkaç çeşitin renklendirdiği masaya şöyle bir göz attığında dudaklarını aralamış, şaşkın görünüyordu.

Internity を Taekook ?Hikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin