önceki bölümlerde sınır koymama rağmen çoğu kisinin umursamaması FKALFJADKLFJKLADJFKLADJFKLADJFKLADJFLK
Ludos yeni gelecek kitap karakteri ✨
-
Ludoskaya: Orospu çocuklarına iyi davranma günü geldiğine göre davranalım.
Tek yorum izni
İbrahimtus: Senin ağzına sıçacağım bekle!
93 beğeni
-
Hiç kimseyi görmedim arkamda...
''Nasıl,'' yutkundum istemsizce, her şey yalandan mı ibaretti?
''Nasıl tanışıyoruz?'' Tesadüf değil miydi hiçbir şey?
''Küçüktün...'' Noris'in konuşması ile ona odaklandım.
''Sen küçükken benim yaptığım bir suç az kalsın sana kalacaktı.'' hafızamı yokladım, yoksa küçükken marketten çaldıkları şekerin suçunu bana yıkan Noris miydi?
Babam dövmüştü.
Sessiz kalışım ile devam etti.
''Sen o gün oyuncak sanarak bir şey bulmuştun daha doğrusu eline gelmişti.'' kafamı salladım, hatırlamıyordum.
''Hatırlıyor musun?'' bu sefer kafamı iki yana salladım.
Noris'in yüzü tuhaf bir hal aldı.
''Ben kime ne anlatıyorum ya?'' Benim de kaşlarım çatılırken Noris bir elini saçlarına götürerek dağıttı.
Noris
Başıma ağrı girerken gülümser gibi oldum, ne diyebilirim ki? Küçüklük olayını hatırlamıyordu, boşuna mıydı her şey?
Onda travma yarattığını sanırken hatırlamıyordu bile.
Aslında hiçbir şey boşuna değildi, babasından kurtarmıştım, ona çocukluğunu verecektim ama hatırlamadığı şeyi ona nasıl anlatacaktım?
Tekrar yalana mı başvuracaktım?
''Anlatacak mısın?'' artık yalan yok Noris.
''Sen küçükken benim olan bir şeyi yerde buldun ve o şey yüzünden seni öldürmek istediler.'' pat diye söyledim.
Kaşları çatıldı, hatırlıyor gibi oldu ve hatırladı.
''Hassiktir ya.'' inanmazcasına bana gözlerini devirdi.
Hatırlamadı.
''Böyle bir şey olsa senden mi öğrenirim, unutur muyum sence?'' nasıl inandıracaktım?
Acaba ben mi yanlış hatırlı- Saçmalama Noris! İyice kafayı yedin!
''Babamı unutmam için yalan söyleme bir daha!'' ne yapacağımı şaşırdım, ilk defa elim kolum bağlı şekilde durdum.
Ne yapacaktım?
''Özür dilerim.'' istemsizce dudaklarımdan döküldü.
'Bir daha sana yalan söylemeyeceğim, gerçekten özür dilerim.'' Eğer hatırlamayacağı kadar şeyse yapmayacaktım, özür dilerim Ahududu'm.
''Tamam, tamam gidelim mi artık?'' birkaç çıtırtı sesi geldi.
''Lütfen gidin artık!'' aramıza giren kız sesiyle refleks ile Ahududu'yu arkama çekerken en dipte olan bankta oturan çocuğu gördüm.
''Ne zamandır buradasın?'' kaşlarım çatılırken ellerini yukarı kaldırdı.
''Öpüşecek miydiniz?'' hızlıca toplarlandı.
''Ah, özür dilerim.'' yüzümün sinirden kızardığını hissederken çocuk çantasını toparladı o sıra Ahududu arkamdan çıktı.
''Öyle bir şey olmayacaktı!'' belki olacaktı? Ahududu çocuğun yanına adımlarken çocuğu süzdüm, turuncu kıvırcık saçları, çilleri vardı.
Bembeyaz teniyle pamuk gibiydi.
''Gazeteni unuttun.'' Ahududu elindeki gazeteyi çocuğa uzatırken geri çekti.
''Oha Noris haberlere bak,'' Ahududu'ya odaklandım.
''Pavyonda pezevenk olan adam bütün borçlarını çocuklarının üstüne bırakıp mekan mekan geziyor, polis adamın peşinde.'' kaşlarım kalkarken dudaklarım hafif aralandı, ne?
''O adam benim babam!'' çocuğun dediğiyle gözüm daha çok büyürken duraksadım.
Bu nasıl iş amına koyayım ya?
''En azından benimki kaçtı, ne babalar var görüyorsun Noris.'' ne bu kara mizah mı?
''En azından benimkinin yerini biliyoruz.'' çocuğun dediği ile geri çekildim, çocuk her ne kadar erkek olsa da aynı cüssedelerdi, Ahududu'dan dayak yerdi.
''Seni öyle bir döverim ki... Yemin olsun ibretlik döverim.'' çocuk bu sıcakta giydiği uzun kollusunun kollarını kıvırdı.
''Saçını yolup eline verdiğimde öyle diyebilecek misin?'' tek kaşımı kaldırdım.
Çocuk kavgasına karışmayacaktım.
Tanrım gerçekten şu an sınanıyor muyum? Nereden nereye geldik!
Ahududu kısa saçlarını küçük toka ile tuttururken harbiden kaosun çıkacağını anladım.
''Tamam, Ahududu kavga yok!'' parka çocuğunun çirkefliği ile uğraşan anne gibi hissediyordum.
''Hangimizin babası daha iyi Noris?'' Ahududu'nun dediği şeyle ofladım. İkinizinki de şerefsiz.
''En iyi baba benim.'' bu sefer çocuk sırıttı.
''Benim daddy yok ne yapacağız?'' Ahududu çocuğun dediği şeyle donakalırken çocuk bundan faydalanarak gazeteyi kaptığı gibi arkasına bakmadan koştu.
''Run Ludos run!'' bu ne biçim isim? Dedi,
Noris Zub.
''Bugünlük olay bence yeterli,'' Ahududu'nun omzunu sıktım. ''Hadi artık eve gidelim.'' Cidden bugünlük olay yeter.
''Gidelim, ama bana bir söz vermeni istiyorum.'' dinlemeden kabul ettim.
''Söz veriyorum.'' ne dersen de kabulüm.
''Bir daha yalan söylemek yok!''
-
Vote vermeden diğer bölüme geçmeyin ben de her gün keyifle bölüm yazayım 3k okunma olan kitaba 100 vote olunca yazasım gelmiyorda.