Yorumlari ve oylari yukseltmeye bakalim lutfen canlar🥰
pjmin:
Sarışın
Kabul et artık takip isteğimi
chaey.park:
Sen
Takıntılı mısın
İstemiyorum kabul etmek
Zorunda mıyım ya?
pjmin:
Zorundasın
Kabul edene kadar bırakmam
chaey.park:
Sanki kabul edince bırakıcak gibi konuşma
pjmin:
: )
chaey.park:
Ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum
pjmin:
Hiç tahminin de mi yok
Ne yapmaya çalışıyorum sence sarışın
chaey.park:
Son senemi bana zehir etmek?
pjmin:
Hayır
Yaptığım şey bu olsaydı
aradaki farkı görürdün
chaey.park:
Ne o zaman?
pjmin:
Takip isteğimi kabul et
Söyleyeceğim
chaey.park
Ciddi misin sen?
pjmim:
Kabul et şu isteği
chaey.park:
Senin sarışın diyen ağzını|
pjmin adlı kullanıcı sizi takip etmek istiyor
kabul et. reddet.
sende onu takip et.
chaey.park:
Dökül
pjmin:
Çünkü
Çok dikkatimi çekiyorsun sarışın
chaey.park:
Ne?
Dalga mı geçiyorsun
pjmin:
Cevabını aldıysan
Kaldır kafanı dersi dinle
chaey.park:
Bir daha böyle saçma sapan konuşma
Ayrıca
Matematik dinlemesi gereken ben değilim
Sensin
Yoongi hoca senden nefret ediyor
pjmin:
Ben kendisine bayılıyorum
•
Telefonun ekranını sinirle kapatıp sıraya koymuş ve ardından tahtada anlatılana odaklanmaya çalışmıştım. Jisoo unnie doğru mu söylüyordu yani? Hayır. Bu pislik çocuk bir oyun çeviriyordu. Aklınca beni tavlayıp sonra rezil edecekti. Biliyorum çünkü o bayılırdı böyle şeylere. Neyse ki onun numarasına gelecek kadar salak değildim.
Sinirimle birlikte hızlıca geçen dersin ardından kantine gitmek için ayaklanmıştık. Bu sırada telefona bakan Jennie homurdandı. "Jisoo gelmiş yine. Bu kadın deli edecek beni." Bu hali beni güldürürken Lisa da alayla konuşmuştu. "Valla başka biri olsa çoktan pes ederdi. Jisoo unnienin azmi şaka gibi. İnanıyorum halledicek bu işi."
"Cidden ben bile inanıyorum laf aramızda kalsın." Benim fikrimi eklemem ile Lalisa gülerken Jennie oflamıştı. Bu sırada Jennie'nin yanında yürüyen Lisa pıtıpıtı yanıma gelmiş ve benim koluma girmişti. "Derste sinirlendin. Ne dedi Jimin sana?" Bu defa oflayan ben olduğumda telefonumu ona uzatmıştım. Kendi açıp okuduğunda tepkisi şaşırtmamıştı. "Oha."
"Ne demiş yumurta kafa?" Jennie'nin benzetmesi ile yüzümü buruşturduğumda garip bakışlarımı takmamıştı. O da mesajları okuduğunda Lisa'ya zıt olarak tepkisini verdi. "Şerefsiz bu çocuk. Seni kullanıcak, sakın gelme oyunlarına."
"Ah saçmalama Jennie!" Lisa ona karşı çıktığında kendi içlerinde küçük bir tartışmaya girmişlerdi. İkisi iyi meleğim ve kötü meleğimdi resmen. Gözlerimi devirdim onlara. "Tartışmayın ya. Ne olursa olsun şu an onunla uğraşamam. Zaten zorba pisliğin teki ne işim olur benim onunla?" Jennie zafer kazanmışçasına gülümserken Lalisa hala aşktan kelebeklerden bahsediyordu.
Başımı onaylamazca iki yana saladığımda koridorun başında Jisoo belirmişti. Üzerinde ceketi ve eteği işten çıkmış olduğunu gösteriyordu. Koluna taktığı çantası, gözünde ki gözlükler ve geriye savurduğu saçları ile havalı havalı bize yürüyordu. Topuklularının sesi koridorda yankılanırken Jennie sıkıntılı bir nefes vermişti. Bizi gören Jisoo unnie tebessüm etti ve yanımıza vardığında gözlüğünü yine aynı havası ile çıkartıp saçlarını düzeltirken sordu. "Enişteniz nerede kızlar?" Gülmemek adına dudaklarımı birbirine bastırdığımda Jennie konuştu sinirle.
"Ya insan içinde deme şunu bari!" Bu çıkışını umursamayan Jisoo unnie sevgili askeri Lalisa'ya bakıp tek kaşını kaldırdı. Lisa kıkırdadı ve cevapladı. "Dersimiz onaydı, şu an öğretmenler odasına gidiyordur koş yetiş." Söylediği ile Jisoo gülümsemiş ve Lisa'nın yanağını öperek hızlı adımlar ile yanımızdan uzaklaşmıştı.
"Ben şuna mukayyet olayım." Jennie de söylenerek peşinden gittiğinde Lisa ile ikimiz kalmıştı. Sıkıntılı bir nefes verip yürümeye başladığımda koluma girmişti. Kantine gidip boş bir masaya oturmuştuk ardından. Kısa süre sonra yanımızda beliren Jungkook ve Jimin ikilisi olmuştu. Bu ayrılmaz üçlünün diğer üyesi neredeydi bir fikrim yoktu.
Park Jimin benim çaprazıma otururken Jungkook sandalyesini Lisa'nın yanına çekmişti bir kez daha. Bu çocuk temas bağımlısı falan olabilirdi muhtemelen. Kolunu Lisa'nın sandalyesine atıp başını yan çevirmiş ve gözlerini utançla yere indirmiş Lisa'nın yan profiline dikmişti. Yüzünde ki sırıtış bu görüntünün hoşuna gitmiş olduğunu gösterirken sinirli bir nefes verdim.
"Sevgilin mi var senin sarışın?" Jimin'in ani sorusu ile başımı ona çevirmiştim. Kaşlarım sesini duymam ile anında çatılmıştı bile. "Ne alaka ve ayrıca sana ne?" Sert çıkışımı umursamayan Jimin derin bir nefes çekti içine. "Instagram gönderilerinin altına yorum yapan Jae isimli çocuktan bahsediyorum." Ah, eski sevgilim. Onunla güzel bir ilişkimiz vardı aslında ama birbirimize zaman ayıramadığımız için ayrılma kararı almıştık. Ve gayet düzgün bir şekilde ayrıldığımız için de yorumlarını falan silmemiştim açıkçası. Bu ise Jimin'i ilgilendirmiyordu.
"Bu seni ilgilendirmez Jimin." Cevabımla birlikte kollarını masaya yaslamış ve öne doğru eğilmişti. Başını hafifçe yana yatırıp mırıldandı. "Evet, ilgilendirmez." Verdiği cevap esnasında bakışlarım karşımda oturan ikiliye döndü. Lisa'nın saçından bir tutam parmakları arasındaydı ve eminim ki Lisa az sonra falan bayılacaktı.
İmdadına yetişen ise hiç beklemediğimiz biriydi. "Onu rahat bırak!" Sinirli bir şekilde masanın yanında biten kişi Jackson'dı. Bu çocuk Lisa'yı seviyordu... Hemde uzun süredir. Lisa'ya ona bir şans vermesi için resmen yalvarmıştık çünkü harika bir çocuktu. Ama inatçı kız Jungkook denilen pislikten vaz geçmek ne bilmiyordu.
Gergince sırtımı yasladığım yerden çektim. Jackson'ın başını belaya sokmasını hiç istemezdim. Masada ki herkes şaşkınca ona döndü. Park Jimin'in kaşları havalanırken, Jungkook onu küçümsercesine süzmüştü ve Lisa da şokla bakıyordu. "Sen kimsin?" Sorusu Jimin'den gelmişti.
Jackson yumruk yaptığı elleriyle ona baktı. "Ne önemi var?" Ardından Jungkook'a döndü ve hatta ona doğru sert bir adım attı. "Uzaklaş ondan. Pis ellerini çek üzerinden." Gerginliğim tırmanırken Jungkook kısık bir sesle gülmüştü. Lisa zorlukla konuştu. "Jackson buna gerek yok." Sesinde ki ufak siniri yalnızca ben yakalayabilmiştim eminim. Diğerleri için bu yalnızca endişeli bir sesti.
"Seni rahatsız ediyor Lalisa. Buna gerek var." Jimin sessizliğini korurken Jungkook Lisa'ya bakarak konuştu. "Seni rahatsız mı ediyorum Lalisa?" İsmini öyle bir imayla söylemişti ki bu bile başlı başına Lisa'yı öldürmek için yeterliydi. Lisa zorlukla başını iki yana salladı.
Jungkook oturduğu yerden kalktı ardından. Ağır bir şekilde nefes çekti içine. "Gördün mü? Etmiyormuşum rahatsız. Defol buradan şimdi." Sesinde ki tehdit oldukça netti. Gözlerimi kapatıp içime derin bir nefes çektim. Ardından aniden oturduğum yerden kalktığımda bu defa bakışların hedefi ben olmuştu. "Kalk Lisa. Gidiyoruz." Dediğimi ikiletmeyen Lalisa ayağa kalktığında onu önüme almış ardından da Jackson'ı kolundan yakalayıp peşimizden sürüklerken kantinin çıkışına yönelmiştim. Bu sırada ise ikisi laf atışına girmişlerdi bile. "Neden karışıyorsun Jackson? Ben kendimi korumayı bilmiyor muyum?" Az önce ki kedi Lisa'nın yerini bir kaplan almıştı resmen. "Onların nasıl tipler olduğu belli. Sesini çıkartırsan başına daha çok üşüşürler bu yüzden yardım etmek istedim size. Halinizden pek memnun durmuyordunuz." Jackson'ın cevabı ile Lisa başka bir şey daha söylese de ikisine kulağımı kapatalı çok olmuştu.
•
Daha iki bölüm yazılıyken kitabı yayınlayınca nasıl da yarrama benziyo insan sosmzosmxpaös
Neyse. Geri dönüşleriniz ne kadar güzel olursa bölüm o kadar hızlı gelir sakına unutmayın çiçek kızlar😸 jirose ikilisinin kutsanmış seslerini dinleyerek jirose yazmak>>>>
Gerçek bir nirvana hissi bu kxosksosöxps
Umarım gidişat iyidir. Gördüğünüz üzere full klişe devam xksmxosöxpsöxl sonra ki bölümde görüşürüz <3