never say never • yeonbin

By hobiveschou

47.5K 4.8K 1.3K

sorunlu: gördüğüm yerde boğucam seni soobin: işime gelir More

icme su zikkimi
iyi günler
yine naptın
emredersiniz majesteleri
folklore radarı
yeonjun ve cinleri
late night talks
majesteleri
twilight bella ve bazı sıkıntılar
uykucu prens
ç
iyiliğini düşünüyomuş
anlat dinliyorum
kostüm partisi
wylan ve jesper
ay ve yıldızlar
acil durum
meteor yağmuru
iki puf, iki bira
hızlı ve zahmetsiz anlat
karamel saçlı tilki
asker arkadaşları
hediye
objektif bi şekilde mümkünse.
ǹ🙏˨️
bir ev, bir kedi.
ö
belediye ve geçmiş sıkıntılar
final

doğum günü

1K 104 35
By hobiveschou

soobin🎀: bebeğim

öğlen arasında gelir misin yanıma

yeonjun: neden ki

soobin🎀: kaçırıyorum seni

yeonjun: soobin annem okulda.

soobin🎀: okulun içindeyiz korkma.

sana sürprizim var

küçük ama seveceğinden eminim

doğum günü sürprizi

yeonjun: CİDDEN Mİ

soobin🎀: cidden🥹 

bekliyorum ben seni

4. kattaki lavaboya gel

yeonjun: orası kilitli ki

soobin🎀: halletim onu

ayrıca yine kilitli olacak merak etme

sevgilinin bazen okul başkanı olduğunu unutuyosun...kırıldım

yeonjun: korkmalı mıyım şu an. 

soobin🎀: hayır

aksine heyecanlan bence

iki sürprizim var çünkü

yeonjun: daha çok korkmaya başladım.

soobin🎀: salak

korkma

seni seviyorum

yeonjun: bende seni seviyorum

geliyorum 10 dakikaya

soobin🎀: tamam

açık  kapı

gir direkt kilitlerim sonra

yeonjun: peki

🤍

soobin🎀: 🤍

-

"Hoş geldin güzellik."

Yeonjun kabinden çıkan sevgilisini görünce gülümsedi ve hızlı adımlarla ona ulaştığında sıkıca sarıldı. Soobin'e sarılmak her zaman ev gibi hissettiyordu. Sanki yorgun bir günün ardından rahat ve sıcacık evinize kavuşmuşsunuz gibi hissettiriyordu. Kokusu bile yetiyordu Yeonjun için. 

Beline daha sıkı sarılan ellerle ondan birkaç santim uzun sevgilisine biraz daha yapıştı. Soobin Yeonjun'a sıkı sıkı sarılıp onunla bütünleşmeyi seviyordu. 

"İyi ki doğdun."

Kendisinden biraz ayrılıp yüzlerinin arasında santimler kaldığında söylediği şey Yeonjun'un kalbinin duyulabileceğini düşündüğü kadar hızlanmasına yetmişti. Soobin sadece ona baksa bile heyecanlanıp eli ayağına karışıyordu ve şimdi Soobin biraz ötesinde, gözleri dudakları ve gözlerini turlarken doğum gününü kutlaması Yeonjun'u orada bayıltabilecek derecede bir olaydı.

"Eee, neymiş bakalım hediyelerim merak ettim."

Karşısındaki kumral saçlının hediyelerini sorarken gözlerinin parlaması onu olduğundan daha sevimli gösteriyordu. Yeonjun hediyeleri severdi. Soobin'den gelen hediyeleri severdi. Yeonjun Soobin'le ilgili her şeyi severdi.

Hayatının her döneminde hediye almaya alışık değildi(buna doğum günü de dahil). Fakat Soobin bir anda hayatına girmiş ve her hafta ona belki de topluma sorarsanız hediye bile sayılmayacak ama Yeonjun için çok şey ifade eden küçük tatlı hediyelerini ona veriyordu. Yeonjun gerçekten kendini dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyordu. Sanki Soobin onun hayatına bir hediye olarak gönderilmiş gibiydi.

Soobin elini arka cebine atıp küçük, mavi ve üstünde küçük 2 yıldız bulunduran kutuyu karşısındaki sevgilisine uzattı. Yeonjun kutuyu alıp ne kadar heyecanlı olduğu belli olmasına rağmen zarar vermemek için dikkatli bir şekilde açmaya çalışırken Soobin her ayrıntısını izledi. Heyecandan titreyen elleri, gözlerinin bir kutuda bir yüzünde gezişi, arada büyük nefesler verişi, dudaklarını saniye başı ıslatmasını(bu Soobin için karşı koyulması zor bir manzaraydı)dahil her şeyini sanki dünyanın en güzel manzarasına bakıyor gibi izledi. Soobin sevgilisine aşıktı, bu herhangi bir lise aşkı denilebilecek küçüklükte hisler değildi.

Yeonjun Soobin'i kurtarmıştı, onu en dipteyken zirveye çıkarmış, kendisini dünyanın en değerli insanı gibi hissettirmişti. Soobin hem mutlu, hem üzgün bütün anılarında yanında Yeonjun'u hatırlıyordu. Yeri geldiğinde onunla bir olmuştu. Yeonjun kendisi için annesini karşısına almıştı, ve bunun neye mal olabileceğini de çok iyi biliyordu. 

Soobin Yeonjun ona ne yaşattıysa aynısını yaşatmak istiyordu. Onu her şeyden korumak ve dünyadaki en değerli varlık gibi hissettirmek istiyordu. Saatlerce karşısında durup ona ne kadar mükemmel ve güzel biri olduğunu anlatabilirdi, bunda sorun yoktu. Soobin bunu seve seve yapabilirdi. Yeonjun için karşısına herkesi alabilirdi, onun için gerçekten her şeyi yapabilirdi.

Yeonjun dolu gözlerle elindeki ucunda güneş figürü olan kolyeye bakıp gülümserken Soobin bir kere daha sevgilisini mutlu etmek için her şeyi yapabileceğini düşündü. Yeonjun'u mutlu görmek Soobin'in bütün gün mutlu ve gülerek gezmesi için yeterliydi.

"Soobin bu...çok güzel. Teşekkür ederim."

Yeonjun gözlerinde akmaya hazır yaşlarla sevgilisinin boynuna kollarını sardı. Soobin de yüzünü kendisinin boynuna gömdüğünde gerçekten mutlu hissediyordu. İşte gerçek hediyesini şimdi almıştı.

"Rica ederim, daha güzellerini hakediyorsun ama onlar da zaman geçtikçe gelecek. Bir sonraki doğum gününe daha iyi planlarım var, en azından tuvalette olmadığımız bir doğum günü geçirebiliriz."

Karşısında yüzüne büyük bir gülümsemeyle bakan kumralın dudağına kısa, küçük bir öpücük bıraktı.

"Seni seviyorum, iyi ki varsın."

"Bende seni seviyorum bebeğim."

"Evet evet farkındayım belli oluyor."

"Gıcık herif. İki hediye var demiştin hem, nerede diğeri."

"Asıl eğleneceğin hediye bu işte."

Sevgilisinin yüzündeki gülümsemeyle uzattığı elini tutarken rastgele bir kabine girdiler. Yeonjun'un aklından şu durumda çok mantıklı şeyler geçmiyordu ama Soobin'in hediyesini de kafasına giren hormonsal düşüncelerle bozmak istemiyordu.

"Soobin, korkmalı mıyım şu an ben ne yapayım anlamadım."

"Sanmıyorum, kendini biraz rahat bırakman gerekebilir belki."

Soobin gittikçe Yeonjun'a yaklaşıyordu ve dudaklarının arasında milimler kalınca Yeonjun kendi çapında bazı düşüncelerde haklı çıktığını düşündüğü için ateşi çıkıyor gibiydi. Sanki bedeni ve beyni karıncalanıyordu. Bütün düşünceleti alt üst olmuştu. Soobin öne atılıp onu öpmeye başlayınca titrediğini hissetti. Ensesinde akmayı bekleyen soğuk terleri hissedebiliyordu.

Soobin'in eli çenesinden aşağıya doğru zarif ve onu çıldırtacak derecede yavaş bir şekilde kayarken elinde olmadan küçük bir inilti çıkardı. Dilleri birbirine dolanmıştı, Soobin'in elini kasıklarında hissettikçe çığlık atacak gibi oluyordu ve dudaklarından ayrılıp karşısında yavaşça diz çöktüğünde sözde 'doğum günü hediyesinin' ne olduğunu yeni yeni idrak edebiliyordu. 

Çıldırmak üzereydi ve Soobin altındakileri çözüp ona aşağaıdan bakıp sırıtırken bağırarak küfürler saydırmamak için kendini tuttu.

Bunun yaşanıp yaşanmadığını anlamaya çalışırken altında hissettiği dil darbesi sıkıca gözlerini kapatmasına sebep oldu.

"Sakın ses çıkarayım deme, üst kattayız ve kimse yok ama hala her yerde sesli kameralar var. Beni de zor duruma sokma istersen."

Yeonjun kafasındaki çınlamalardan Soobin'in ne dediğini yarım yamalak dinlemiş, tekrardan altında hissettiği ıslaklık ve parmaklarla ağzından sesli bir nefes bırakmıştı.

Kendisini bulutların üstünde mi yoksa kocaman bir lav dolu bir havuzun içinde gibi mi hissediyordu bilmiyordu. Tek bildiği Soobin'e manyak gibi aşık olduğu ve birazdan zevkten ağlamak üzere olduğuydu. Soobin bir süre çekilip ayağa kalktı ve Yeonjun'un terlemiş alnına yapışmış olan saçlarını düzeltti. Tekrardan dudağına kapanırken diğer eli altta hareket ediyordu. 

Yeonjun kendini tutamayıp Soobin'in dudaklarına doğru sesli bir inleme bıraktığında Soobin ellerini çekti.

"Sana sessiz olmanı söylediğimi hatırlıyorum."

"Soobin."

"İstiyor musun?"

"Soobin oyunun gerçekten hiç sırası değil şu an."

"Sihirli kelime?"

Yeonjun kafasını eğip sinir olduğunu belli eden bir kıkırtı bıraktı. Soobin gerçekten ne yaptığını iyi biliyordu.

"Lütfen, Soobin şu siktiğimin işine devam et yoksa patlayacağım."

Soobin elini tekrardan yavaşça hareket ettirmeye başladığında Yeonjun içinin titrediğini hissetti.

"Duyamadım seni"

"Yalvarırım, yap şunu artık. Tanrım"

"Böyle bir ortamda Tanrının adını geçirmen biraz ironik sanki."

"Soobin, lütfen, yalvarıyorum biraz hızlan delireceğim şimdi."

Soobin tekrardan olduğu yerde diz çöküp dil darbelerini de işin içine kattığında Yeonjun ağlayacak gibi hissetti. Dayanamayıp Soobin'in saçlarını çekiştirdiğinde boğuk kıkırtısını duydu. 

İnlemeleri ve nefesleri arttığında uç noktada olduğunu anlamıştı. Soobin'in saçlarını daha sert çekiştirmeye başladı.

Elini ve dil darbelerini daha da hızlandırdığında beli bir yay gibi gerilmiş, birleşik olduğu duvardan ayrılmıştı. 

Yeonjun patlama noktasına geldiğinde Soobin ayağa kalkmış sadece eliyle rahatlatmaya çalışıyordu. 

Nefes nefese kalmıştı, sanki nefes almayı unutmuştu ve deli gibi terlemişti. Sadece yüzü değil bedeni de terler içindeydi ve buradan çıkıp annesinin yanına gitmesi lazımdı. Sanki aklını kontrol edebiliyormuş gibi bir de üstüne ne bahane uyduracağını düşünmeye başladı.

Soobin Yeonjun'un elini kaldıracak enerjisinin kalmadığını anlayınca küçük bir peçeteyle ikisini de temizlemiş, pantolonunu geri yukarı çekip iliklemişti.

Şimdi yine yüzlerinin arasında milimler varken Yeonjun kollarını sevgilisinin boynuna sarmış, belinde yuvarlaklar çizen ele odaklanmış bir şekilde nefeslerini kontrol altına almaya çalışıyordu.

Soobin dudağına kısa süreli bir öpücük kondurduğunda Yeonjun gülümsedi.

"Bu hayatımda aldığım en iyi doğum günü hediyesiydi."

"Evet, fark ediliyor."

İkisi de gülüp birbirlerine sarılmıştı. Süslü bir mekanda önlerinde pastayla değillerdi. Partide değillerdi. Birkaç kişiden hediyelerin bulunduğu bir ortamda değillerdi, ama Yeonjun bunun uzun zamandır geçirdiği en iyi doğum günü olduğunu biliyordu.










UTANNCCCC UTANCLAR ICERISINDEYIM....... 110 yil sonra bu ficin varligini hatirladigim icin ve txt cb serefine bolum atalim dedik...

Continue Reading

You'll Also Like

114K 13.4K 44
bir gün sınav çıkısı beomgyu ve taehyun'un telefonları karışır.
24.7K 3.4K 42
soobin: yazmayarak sümerleri ne kadar incittiginin farkinda misin
43.7K 4.3K 31
Beomgyu sarhosken bar tuvaletinin kapısına en yakın arkadaşının numarasını yazar 'gay eskort'... text, düz yazı Bilinmeyen numara Numaranı yazacak b...
49K 6.2K 25
beomgyu: kardesım bızı mudure yetıstırme gerekcenı sorabılır mıyım acaba?? taehyun: hayır -texting, düzyazı-