Masumiyetin Sonu (La fine dell'innocenza)
  • Reads 41,840
  • Votes 2,751
  • Parts 19
  • Reads 41,840
  • Votes 2,751
  • Parts 19
Ongoing, First published Mar 07
1 new part
"Burası... benim evim değil," diye fısıldadım, sesim titrek ve zayıftı. Massimo hafifçe başını bana yaklaştırdı, gözlerini yüzüme sabitleyerek beni inceledi.

"İtalya'ya gidene kadar burası senin evin," dedi, sesi yumuşaktı ama arkasında sert bir kesinlik vardı. "Yeni hayatına hoş geldin, piccola mia. (Küçüğüm)"

"Evime gitmek istiyorum," dedim, boğazımdaki düğümü bastırarak.

Massimo hafifçe gülümsedi ama bu gülümseme eğlenen birinin gülümsemesi değildi.

"Aslında seni zaten yanıma alacaktım..." dedi ve başını hafifçe yana eğerek beni süzmeye devam etti. "Ama duymaman gereken şeyleri duydun, Amore mio (Sevgilim). Bu yüzden, her şey benim için daha da kolaylaştı."

"Benden ne istiyorsunuz?" dedim, sesim hala titriyordu, en azından konuşabiliyordum. "Size istemeden bir şey mi yaptım? Bakın, özür dilerim. Ne yaptıysam pişmanım. Lütfen... bırakın gideyim." 

"Gitmeyi artık unut, bella mia (Güzelim.)"

Nefesim kesildi.

"Bundan sonra burada, benim yanımda olacaksın," diye devam etti. Parmağını hafifçe çeneme dokundurup yüzümü kendisine çevirdi. Gözlerini gözlerime kilitlemişti, kaçmamı istemiyordu.

Kaçamayacağımı biliyordu.

"Ve yakında..." Gözleri karanlık bir ateş gibi parladı. "İtalya'da, yeni bir başlangıç yapacağız."

İtalya...

Yeni bir başlangıç mı?

Boğazımdaki düğüm daha da sıkılaştı.
All Rights Reserved
Sign up to add Masumiyetin Sonu (La fine dell'innocenza) to your library and receive updates
or
#33korku
You may also like
Derin Yara by MeryemDoannn
7 parts Ongoing
- Hamile misin?" diye sordu tek nefeste. Sesi titremişti. Bana zarar vermemek adına sıktığı yumruklarını gördüm. Bir açıp bir kapatıyor bembeyaz olmuş parmak boğumları göze batıyordu. Tereddütle kafamı sallayınca bakakaldı öyle. Dondu yerinde. Sonra idrak etmekte zorlandığını belli edercesine derin bir nefes verip ellerini başının arkasına koyarak bana arkasını döndü. Ensesindeki saçlarını sertçe çekiştirip bıraktı birkaç kere. Ağzının içinde birşeyler geveleyip tekrar bana döndüğünde öfkeden kan çanağına dönmüş gözleriyle karşılaşmıştım. - Neden söylemedin bana?" Kendini dizginlediği, öfkesine mukayyet olmaya çalıştığı öyle belliydi ki. Gayet sakin şekilde sorduğu soruya karşılık yutkundum, cevap veremedim. Ağzımı açacak cesareti bulamıyordum kendimde. - Niye söylemedin!?" dedi bu defa duvarları titreten ses tonuyla bağırarak. İrkilip yerimde titrerken gözlerimi kırpıştırdım arkamdaki duvara iyice sinip. - Dilini mi yuttun Yeliz?! Cevap ver! Niye söylemedin bana? Niye?" Yanında duran demir rafa tekme atıp düşmesini sağlarken tekrar aynı şekilde bağırıp bu defa bir de üzerime doğru gelmeye başlamıştı. - Korktum." **** Kitapta şiddet ve yetişkin içerikli unsurlar yer almaktadır. Bunlar güzelleştirilmiyor hepsinin sadece hayal gücümün ürünü olduğunun altını çizmek istiyorum. Konusu, kurgusu ve kapağı başta olmak üzere kitabın her tür hakkı ve yapımı şahsıma aittir. Kitap Şarkısı/ Günü Gelir Yazar/ MeryemDoannn
İNFAZ hapishanesi  by LorcanTB
67 parts Ongoing
İnfaz hapishanesi. Dünyaca meşhur, insanların kısaca dilinde ölüm hapishanesi. Bu hapishaneye giren hiç kimse yaşayarak çıkmamıştı çünkü burası ölümün gerçekleştiği insanların, daha doğrusu suçluların infaz olunduğu hapishaneydi. Lavinia ise tesadüfen sadece kaza nedeni ile olan bir cinayet suçundan, bu hapishaneye yani bu korkunç ölüm hapishanesine düşmüştü. Yaraladığı gencin ailesi zengin ve güçlü olduğu için onun infaz edilmesini istediklerinde kolayca onu bu hapishaneye yollamışlardı. Şimdi ise Lavinia'nın kalan son yıllarını burada ölümü bekleyerek geçirmesi gerekiyordu. Ancak işler beklenmediği anda değişir... Lavinia'dan.. Testi yapıp beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra korkarak teste baktım. "Siktir". Dilimden çıkan küfüre engel olamadım. Çünkü... "Ay ne oldu giriyorum bak" kapı dan diye açılınca yerimden sıçradım. Cavidan'dı. Elim titreyerek testi ona çevirdim. Çift çizgi... Ben hamileydim... Deli gibi atan kalbim, korku, endişe bir sürü duyguyu aynı anda yaşıyordum şu an... Ben ne yapacaktım şimdi.... .................................................................................. Peki ya Lavinia'nın hayatına İnfaz hapishanesinde her kesin korkulu rüyası olan bir adam girerse? Ve bir anda tüm hayatı o, korkunç adamla birlikte değişirse... * Tehlikeli aynı zamanda heyecan verici bir aşk hikayesine hoş geldiniz.💖 Nefesinizi kesecek bir hikaye. Başlangıç tarihi ~04.04.2024~ On sekiz yaş ve üzeri için bir hikaye. #aşk #heyecan #18+ #korku #bebek #koruyucu
PEŞİMDEKİ İNTİKAM by bilinmmeyenbiri
45 parts Ongoing
Bir çığlık daha özgürlüğe kavuşmuştu o gece. Duvarla bulanan çığlıklar karanlığa hapsetmişti ikisinide Geri dönüş yoktu bugün. Acı iliklerine kadar sinirken Pişmanlık vurucaktı gün yüzüne. Acı ikisinide yok etmek için emir almışken Toprak iki can daha emrediyordu gökyüzünden.... ...... "Ben istersem nefes alır,ben istersem yaşayabilirsin güzelim, sen diye birşey yok ilya,sen ve sana ait olan herşey bana ait küçüğüm" Acı oydu, acı adamın duygusuzluğuydu,acı daha o doğmadan emanet edilmişti ellerine... "En acı ölüm ruhunun öldürülmesidir" Onunda ruhu ölmüştü ardından bedeni esir olmuş gücünü yitirmişti yavaşça... İLYA SOYKIR; Ateşin üçü kurbanı... Üç ay içerisinde tüm ailesini kaybetmiş,bu koca dünyada Onu acılar içinde ölüme sürükleyen duygusuz bir adamın ellerinde esir olmuştu... ölümü tatmak için çırpınıyordu ilya,her gece gözlerini parçalayan damlalar akmak için emir almışken, ölümü kara kalemle kalın bir kitaba not edilmiş. gerçekleşmeyi bekliyordu sadece... ATEŞ KARAHANLI; Acının, duygusuzluğun, ölümün beden bulmuş haliydi.. O acıdan yaratılmış,intikam ateşiyle büyümüş içindeki ıılığa tutunarak gelebilmişti bu yaşına kadar... İçindeki intikam ateşini bu minik bedenden çıkartmak için üstüne ııca abanırken,güçsüz çığlıklar duvarlara çarparak isyan edercesine Kaçıcak yer arıyordu. daha fazla direnememişti üçü bedeni... Kaderle iş birliği yapan ölüm emri,üçü kızı bu hayattan silmek için adamın Emirlerine itaat ediyor,onun gölgesine boyun eğiyordu tam anlamıyla... +18 bölümler olucaktır lütfen bunun bilincinde olarak okuyunuz
Dizleri Kanayan Kız by Tillki
33 parts Ongoing
"Şimdiden pes ediyorsun. Yalvarmanı sağlayabilirim." "Lütfen git." dedim cılız sesimle. Cevabı kendisini bana bastırmak olmuştu. "Bedenin böyle söylemiyor." "Hazer yalvarırım." dedim. "Sarhoşsun. Yalvarırım bırak beni." Hazer başını iki yana salladı. "Seni bırakmayacağım." Dizimi kaldırıp ona bütün gücümle bir tekme attım. Hızlıca yanından koşarak giderken kalbimin atışını ağzımda hissedebiliyordum. Salonun ortasına kadar geldiğimde belime çelik bir kolun sarıldığını hissetim ve dudaklarımdan çaresiz bir çığlık kaçtı. Sırtım göğsüne çarptığında nefesim kesildi. "Benden kaçabileceğini düşündüren nedir?" Aniden döndüm ve bu sefer göğüslerimiz karşı karşıya geldi. Beni sertçe itti ve sırtım duvara çarptı. Acıyla inledim. Eli ııca boynuma sarılırken hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Suratını suratıma yaklaştırdı. "İşte şimdi Eflal." dedi sesi duyduğum en karanlık tonlardan birisinde çıkarken. "Şimdi seni kimse elimden alamaz." Kolumu dirseğimden sıkıca kavrayarak beni tekrar odasına götürmek üzere merdivenlere yöneldiğinde çığlıklarla ve debelenerek ona engel olmaya çalıştım. "Hazer, çok özür dilerim. Yalvarırım bırak beni. Çok özür dilerim lütfen!" Yalvarışlarım beni tekrardan karanlık odasına itene kadar sürmüştü. Kapının önünde dikilip karanlık simasıyla beni izlerken kurtulamayacağımı anladım. Onun elinden kurtulamayacaktım. Beni kurtaracak kimse yoktu. ◇ Hatırı sayılır düzeyde şiddet ögeleri ve cinsellik içermektedir. Sorumluluk okuyucuya aittir. Bu güzel kitap kapağı tasarımı için @Malpomene 'ye çok teşekkür ederim. ♡
You may also like
Slide 1 of 10
Biz de Deriniz | Texting cover
Derin Yara cover
İNFAZ hapishanesi  cover
PEŞİMDEKİ İNTİKAM cover
Dizleri Kanayan Kız cover
MECRUH | Saplantı Serisi - 3 | TAMAMLANDI cover
Küçük Takıntı cover
Karanlık Tutsak cover
KALPSİZ KRAL cover
İsterik Fantaziler+++21.      cover

Biz de Deriniz | Texting

39 parts Ongoing

Olay mahaline ilk kez gelmiyordum fakat ilk kez mahşer yeriydi kalbim. "İhtimal yokmuş sahiden." diye mırıldandım gözlerimden birer damla yaş düşerken. Elimde, torbanın içinde duruyor olan kolyeye göz ucuyla bakıp kesik bir nefes daha çekmiştim ciğerlerime. "Bize bir ihtimal bile yokmuş." İlk karşılaşmamız bir sahil kasabasında, ikinci karşılaşmamız kovalandığım o yerde, son karşılaşmamız ise benim onu kovalamamla son bulmuştu. Dördüncü kez karşılaşmayacaktık. Her şey bu kadardı. Ondan geriye elimde kalanlar ise birkaç fotoğraf karesi, iki tane kolye ve onunla tanıştırmaya can attığım evladıydı sadece.