Ben boşanmış öğretmen bir babanın kızıyım. Yıllar önce, ben henüz on yaşındayken tayin edildiği Karadeniz bölgesinde aşık olup evlendi. Beni de beraberinde getirdi elbette, çünkü benim annem sorumsuz bir kadın, beni onun eline bırakmadı. Saf Karadeniz'li kadının bir kızı vardı, kendisi ablam olur Zeynep. Babam ve eşi yıllardır birbirini bulmanın huzurundan mıdır bilmem, sakin ama mutlu bir hayat yaşıyorlar. Ben lisede çıktım buradan. Ankara'da liseyi hemşirelik olarak okudum. Üniversiteyi kazanamadım, bende boş durmayayım, babamın yanına geleyim dedim, geldim. On sekiz, on dokuz, yirmi ve yirmi bir yaşlarımda buralardaydım. Sağlık ocağında yardımcı hemşirelik yaptım. O sıralarda babamın eşi Hanife annenin, ahiretliğinin asker oğluyla nişanım takıldı. Tam düğün arefesinde nişanlım olan Halil Yaman, eski sevgilisi, çok sevdiği kız ona kaçınca beni terk etti. Benim adım Tuğba, ben bu şehirden dargın gittim. Yağmurlu bir günde, onların çaylığında birlikte olmuştuk. O sarhoştu, ben aşk dolu. İkimizde nasılsa evleniyoruz dedik ve olanlar oldu. Sonra dünyam başıma yıkıldı, öyle böyle değil ama. Çok şey götürdü benden Halil Yaman ama özümü unutmayayım, çizgimden çıkmayayım diye bana kızımı bıraktı. Tuğçe sıkı sıkı tutunduğum, kendimi adadığım oldu. Ben onunla hayatta kaldım. Yoksa hissettiğim şeyle ölürdüm. Öyle buruk, öyle yamalı bir sevda.
"Benden seni özgür bırakıp gitmeni isteyeceksin ama bu mümkün değil"
"Neden? Polise ihbar etmeyeceğim benden ne istiyorsun!"
"Seni bırakamam bu zamana kadar işlerimde bir pürüz çıktığında hemen hallederdim. Ama ben kararımı sana bir şans vermekte kıldım."
"Bana şans verip vermemeniz umurumda bile değil burdan hemen gitmek istiyorum neden zorluy.."
"Kapa çeneni! beni anlamıyor musun sen! sana şans verdiğimi söyledim. Vermeseydim şuan yaşıyor olmazdın!"
'Bu adam ne diyordu böyle ne şansı ne istiyordu benden'
"Benden ne istiyorsun ki şans verdin!"
Oturduğu koltuktan kalkıp karşıma geçerken masasına yaslanıp, kollarını göğsünde bağladı.
"Şu andan itibaren özgürlüğünü elinden almış bulunmaktayım.
'Ne diyordu bu herif'
Yaslandığı yerden kalkıp aramızda az bir mesafe bıraktı öyle ki nefeslerimiz birbirine karışacak kadar.
"Ölene kadar benim emrim altında senin için bir hapishane görevini üstlenen evimde
Ben Ali Altınsoy'un yanında
Benim bir tutsağım olarak yaşayacaksın!"
Cover by: ig:@wattpadkapaktasarim💅