Gitarist Or Dancer | Sope

Hoseok'un ısrarıyla kuaföre yürüyerek gitmeye başladık. Evden çıktığımızdan beri telefonu elindeydi mutlu mutlu bir şeyler yazıyordu. Az kalsın bir adama çarpıyordu kolundan çekmemle yanından sıyrıldı. Kafasını kaldırıp bana baktı.

"Önüne bak Hoseok"

"Ama hyung yorumları okuyordum"

"Düşüceksin ya da birine çarpacaksın"

Kafasını salladı yeniden telefona baktı. İlerlerken yavaşça koluma girdi ve telefonu bana doğru tuttu.

"Hyung bu postu bugün mü attın?"

Gözlerimi kısıp Hoseok'un gösterdiği postuma baktım. Evet anlamında kafamı salladım. Girdiği kolumdan ayrıldı, telefonu kilitleyip etrafı seyretmeye başladı.

"Hyung"

Bana seslenmesiyle yürürken kafamı ona doğru çevirdim. 'Ne oldu' dercesine baktım.

"Dün akşam bir rüya gördüm ama çok karışıktı"

Neden bunu anlattığını bilmiyorum ama dinliyordum.

"Nasıl bir şey?"

"Kesit kesitti her şey tam olarak hatırlamıyorum"

Biraz düşündü ve durup bana döndü. Onun durmasıyla bende durdum.

"Hyung içtiğimiz akşam hakkında her şeyi anlattın mı bana?"

Niye sürekli bunu soruyordu ki? Ne anlatmam istiyordu beni öptüğünü ve bende hoşlandığımı söylediğini mi?

"Evet"

Kafasını sallayıp önüne döndü ve yürümeye başladı. Peşimden yürümeye başladım. Acaba hatırlıyor muydu? Bu zamana kadar hatırlamadı şimdi hatırlar mı? Ya da rüya dediği içtiğimiz gün müydü? Neden bu kadar fazla soru var? Kafamı hafifçe sallayıp aklımdaki soruları bir süreliğine boşverdim. Büyük adımlar atıp Hoseok'a yetiştim.

Bir süre sonra kuaföre geldik.

"Ooo hoşgeldin Yoongi Bey"

Hoşgeldin mi?

"Hoşgeldiniz?"

Adam anlamaz bakışlarla suratıma bakıyordu. Gözlerimi devirip içeri girdim. Arkamdan Hoseok'ta girdi. Adamlar gözlerini büyütüp bana baktı ve özür diler gibiydi. Bu adamı hiç sevmiyordum. Çok yapmacık ve cıvık tavırları vardı. Yüzümü buruştırdum, yüzümdeki maskeyi çıkardım.

"Saçlarımızı boyatacağız, menajer söylemiştir."

Ceketimi ve çantamı kenara koydum, aynanın önündeki koltuklardan birine oturdum.

Bir süre sonra boyama bitmişti ne renk olduğundan, nasıl olduğu hakkında gram fikrim yoktu. Kuaför saçımdaki havluyu aldı, aynaya baktım. Mint yeşili mi? Elimle saçlarımı biraz karıştırdım. Hoş bir renkti yakıştığını düşünüyorum. Kafamı yan tarafımdaki Hoseok'a çevirdim. Kızıl saçları çok iyi olmuştu, yakışmış. Hoseok aynadan kendi saçına baktı biranda bana baktı. Anlık olarak göz göze geldik, bana dönmesiyle gözlerimi kaçırdım.

"Hyung saçların çok güzel olmuş, yakışmış"

Dedi, heyecanlı sesiyle. Tebessüm edip ona baktım. Saçları gerçekten yakışmıştı. Aynaya bakıp bakıp duruyordu, arada saçlarını karıştırıyordu. Önüme dönüp ayağa kalktım. Eğilip teşekkür ettim, çantamı ve ceketimi aldım, maskemi taktım ve Hoseok'u bekledim. Hazırlanıp yanıma geldi.

"Hyung buralarda alış veriş merkezi var mı?"

"İlerde bir yerlerde olması gerekiyordu"

Kafasını sallayıp ceketimi tuttu, ceketi çekiştirmeye başladı.