抖阴社区

?11?

47.9K 1.8K 70
                                        

Beğenmeyi ve bol bol satır aralarına yorum yapmayı unutmayın.

"Çocuk mu? Yani baba mı olayım?" Mesut şaşkınlıktan saçmalamıştı. Ancak daha ikimiz bu mevzuyu konuşup düşüncelerimizi söyleyemeden kapı alacaklı gibi vurulmaya başladı. Öyle ki korkudan sıçramıştım.

"Kim gelir ki bu saatte?" Mesut ayaklanınca bende onunla birlikte minderden kalktım. Ancak odadan çıkmadım. Onun yerine sıcak odanın soğumasını umursamadan odanın kapısını aralayıp dinlemeye başladım.

"Komutanım emir geldi. Karargaha bekliyorlar. " tanımadığım birinin sesi duyuldu kapıdan. Bunun ne demek olduğunu abimden biliyorum. Yine göreve çıkacaklar. Halbuki daha demin ne mutluyduk, yeni gönlünü alıyordum.

"Hazırlanıp geliyorum. " başka konuşma olmadı ve dış kapı kapandı. Saniyeler içinde karşımda bileren adama geçmesi için kenara çekildim.
Ancak içimde mutluluğa dair hiçbir his kalmadı. Hatta dokunsalar ağlayacak duruma gelmiştim. "Görev çıkmış. Bir süre yokum." Kapıyı kapatıp tamamen bana döndü.

Onunda gitmek istemediği gözlerindeki üzüntüden belli oluyordu. İlk önce çenem titredi sonra gözlerim doldu. Ondan şimdi ayrılmak istemiyorum. Elini enseme atıp beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Bir yandan da saçımı kokluyordu.

Ben de kollarımı beline dolayıp kafamı göğsüne gömdüm. Gitmesini istemiyorum. İtiraf etmesi zor gelsede Mesut'a fazla alıştım. Bana bakışlarına, dokunuşlarına ve birlikte yatmaya...

"Gitmesen. Hastayım diyip izin al. " titreyen sesimle konuştum. Mesut'la bu denli yakınlığın üstüne uzun zaman birbirimizi görmezsek aramıza soğukluk girer diye çok korkuyorum.

"Bugün izin alsam yarın yine gideceğim. " bu defa kafasını tamamen saçlarımın arasına gömdü. "Zaten bırakıp gitmek çok zor. Ağlama o yüzden. " elimde olsa zaten ağlamamda dayanamıyorum işte. Bu soğukta dağda uyuyacağını düşünmek bile beni üzüyor.

"Elimde değil. " burnumu derince çektim. Benden iğrenir sanarken halime gülüp kafasını hafif geri çekip gözlerime baktı. Hala akmayan yaşlar yüzünden dolu dolu duruyordu.

"Para soğuk odada var biliyorsun. Eğer başka sıkıntı olursa karargah çok yakın. Gidip orada kime benim adımı söylesen sana yardımcı olur. " uysal bir kız oldum ve başımı olumlu anlamda salladım. Bilinçsizce alt dudağım öne doğru sarktı.

"Ama sensiz üşürüm. " küçük çocuk gibi söylendim. İçimi gıdıklayan ufak bir gülüş atıp gözlerini yerdeki mindere çevirdi.

"Bende sensiz üşürüm. " ancak bunu öyle bir söylemişti ki yutkunurken buldum kendimi. Sonunda gözleri gözlerime dönmüş diliyle kurumuş dudaklarını ıslatmıştı. "Hazırlanayım. Yoksa hiç gidemeyeceğim. " resmen kaçar gibi gitti yanımdan. Eminim benim onu beklememdense onun beni bırakıp gitmesi daha zor geliyordur. Belki de ikiside birbiriyle yarışır.

Yerdeki yazmayı başıma bağlayıp hızla eteğimi giydim. En azından karargaha kadar onunla gitmeliyim. Sıcak odadan hızla çıkıp soğuk odaya girdim. Burada kıyafetleri değiştirdiğimiz için üniformalarıda bu odaydı. Odaya giren bana kısa bir bakış atmış ve pantolon düğmesini bağlamaya çalışmıştı.

"Bende seninle geleyim. Yolculamış olurum. " askeri montunu giyip kendi montumu almak için atılan beni durdurmuştu. Kafamı hafif kaldırıp kirpiklerimin altından kaşları çatık bakan adama baktım.

"Hava buz gibi, ben gidince yatağın altına gir. " huzursuzca omuz silktim. Onunla gitmek istemiyorum. Bir dakika bile olsa daha fazla vakit geçirmeliyim.
Elini yanağıma koyunca üstümdeki tuhaf uysallıkla gözlerimi sıkıca yumup yanağımı avuç içine bastırdım. "Kedi gibi olman hoşuma gitti. " gözlerimi açmadan gülümsedim. Gidecek diye bu uysallığım belki de.

Mutlu Mesut                                 ?Tamamland??Hikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin