Kopya | Texting

Kopya : 30. B?lüm

Elçin: Teşekkür ettiğimi söyle ben de ona öpücük yolluyorum

Pars: Söyledim çapkın çapkın gülüyor

Elçin: shagfhgfhfgs

Mesajlardan çıkıp telefonumu şarja taktım ve mutfağa geçtim. Aç olduğumu hissettiğimden kendime makarna yapmaya başladım.

Son zamanlarda yaşadıklarımın beynimde anlam kazanması gerekiyordu. Alperen'in birden araması, karşıma çıkması, Pars'la olan yakınlığım, Ceylin'in imaları...

Ceylin'in ima ettiği şeylerin gerçek olduğunu düşünmüyordum. Pars'a karşı onun söylediği türden bir şeyler hissetsem bunu bilmem gerekmez miydi? Ceylin'in yaptığı imalar yüzünden dikkatim ona kayıyordu sanki ve bu durum hiç hoşuma gitmiyordu.

Ben kendimden emin değilken Pars'ın aklını da karıştırmak istemiyordum. Pars'ı az çok tanıyordum ve o kendini geri çekecek birisi değildi veya ortada adım atılması gereken bir şey varsa Pars bunu bana bırakmadan kendi yapardı.

Pars eğer Ceylin'in düşündüğü gibi düşünüyorsa onunla olan mesafemi en azından sınav haftası bitene kadar korumam gerekirdi.

Birkaç gün sonra...

İlk sınavım için geldiğim sınıfta öğretmenin gelip kağıtları dağıtmasını bekliyordum. Yanımda alt sınıflardan bir kız oturuyordu. Sınava çalışmamış olacak ki beklentiyle gözlerimin içine bakıyordu.

"Bakma bana öyle ben ikimizi de yakalatırım," dedim üzüldüğümü göstererek.

Kopya çekmek konusunda o kadar başarısızdım ki cesaret bile edemiyordum buna. Yakalanmaktan korktuğum için bunu denememiştim.

Sınavın ortalarında başımızdaki öğretmen "Benim sabrımı sınama önüne bak," diye konuşunca herkesin başı öğretmen masasına çevrilmişti.

Birileri kopya çekerken yakalanmıştı ve şu an buna son vermezlerse sonları iyi olacağa benzemiyordu.

Derin bir nefes alıp önümdeki kağıda döndüm ve sınavıma odaklanıp kalan birkaç sorumu da bitirdim. Zilin çalmasına beş dakika kalan sınav kağıdımı teslim ettim ve öylece oturup duvarda asılı olan saati izledim.

Sınıftan çıkıp birkaç adım attıktan sonra birisi adımla seslenince arkaya döndüm.

"Aa, Yağız?" dedim ona dönerek.

"Ne kadar hızlı yürüyorsun ya, yetişmek mümkün değil." dediğinde beraber sınıfa doğru yürümeye başlamıştık.

"Öyle mi, hiç farkında değilim?" diye karşılık verdim.

"Atletizm geçmişin mi var acaba diye düşünmemek elde değil," dedi gülerek.

"Merakını gidereyim atletizm geçmişim yok," sınıftan içeri girdiğimizde Yağız benimle beraber sırama kadar gelmiş ve önümdeki sıraya oturarak bana dönmüştü.

"Anlat bakalım neler yapıyorsun?"

"Pek bir şey yapmıyorum sadece ders," kollarımı dirseklerimden bükerek ellerimi üst üste koydum.

"Nereyi istediğine karar verdin mi?" meraklı görünüyordu.

"Net bir şey seçemedim aklımda birkaç bölüm ve birkaç üniversite var ama," başını yavaş hareketlerle aşağı yukarı sallayarak "Ben senin çok güzel bir okul kazanacağına eminim," dedi.

Yağız'la konuşmaya devam ederken içeri Pars'ın girmesiyle dikkatim dağıldı. Pars'la aynı ortamdayken kendimi baskı altında hissediyordum.

Ateş, Pars'ı tahtanın önüne çektiğinde orada konuşmaya devam ettiler. Pars arada buraya bakıyor ve Yağız'a garip bakışlar atıyordu.

Yağız bana dönük olduğu için Pars'ın ona gönderdiği bakışlardan haberi yoktu. Pars'ı görmezden gelmeye çalışarak Yağız'la olan sohbetimize döndüm.

Arada Pars'a bakıyor ve onun da buraya baktığını görünce tekrar Yağız'a dönüyordum.

"Sonraki teneffüs kahve içsek olur mu?" diye sordu Yağız.

Bunu kabul edip etmemek konusunda emin değildim. Yağız'da beni tedirgin eden bir şeyler vardı. Onunla konuşmak çok keyifliydi ama kendimi huzursuz hissediyordum. Yağız'a kendimle ve yaşantımla ilgili bir şeyler anlatırken tereddüte düşüyordum.

"Bilmem ki. Aslında bir arkadaşıma uğrayacaktım az önce, seninle sohbete dalınca gidemedim. Onun yanına uğramam gerekiyor," diyerek reddetmeye çalıştım.

Yağız bana veda ederek yanımdan ayrıldı ve kendi sırasına geçti. Pars da bu anı bekliyormuş gibi hemen Ateş'ten ayrıldı ve arkamdaki sırasına oturdu.

"Eğlenceli miydi Yağız'la sohbet etmek?" diye sordu Pars arkamdan sırasına dökülen saç uçlarıma dokunarak.

"Evet," kendimden emin bir şekilde yanıtladım onu.

"Güzel," dedi sadece benim duyacağım bir sesle.

"Niye merak ediyorsun bunu?" saçlarımı ellerinden çektim.

"Şampuan markan neydi?" dedi konuyu değiştirerek.

"Ne alakası var konumuzla bunun? Beni ciddiye almadığını hissediyorum böyle yapınca," dedim sinirle.

"Seni ciddiye alıyorum ama o şerefsizle böyle içli dışlı olmanı ciddiye alamıyorum," dediğinde daha fazla dayanamayıp ona döndüm.

"Niye küfür ediyorsun çocuğun arkasından Pars?" öfkem sesime de yansıyordu.

"Konu küfür etmem mi yoksa küfür ettiğim kişi mi?" Pars ciddi bir tavırla sormuştu bu soruyu.

"Ne ima etmeye çalışıyorsun?" neyden bahsettiğini anlamıyordum.

"Sen ne istediğinin farkında değilsin bence," Alperen konusunda yaptığını yapıyordu. Sanki ben herkese aşık olan ve önceden aşık olduklarını unutamayan biriydim ve listeme onu da eklemeye çalışıyormuşum gibi konuşuyordu.

"Pars anlamıyorum açık konuş," dedim kelimelerimin üstüne bastıra bastıra.

"Diyorum ki sevgili Elçin kızları taciz eden, ifşalarını paylaşmakla onları tehdit eden bir şerefsizle bunları bile bile neden konuşuyorsun?" aramızdaki mesafeyi azaltmış ve yüzünü iyice yüzüme yaklaştırıp konuşmuştu

"Ne?" dedim şok içinde.

"Bilmiyormuş gibi tepki verme Allah aşkına." dedi kaşlarını çatarak

"Ne saçmalıyorsun? Ben bu okula yeni geldim Pars. Daha önce olan şeyleri nasıl bilebilirim? Ayrıca bunun doğruluğundan nasıl emin olacağım? Yalan söylemediğine nasıl emin olacağım?" Pars bu konuda yalan söyleyecek biri olmasa da her ihtimali düşünerek bunu sormam gerekiyordu.

"Böyle bir konuda neden yalan söyleyeyim? Seni Yağız'la ilk gördüğümde de uyarmıştım ve beni dinlemeyeceğini bildiğimden yanına Deniz'i gönderip seni uyarmasını söyledim. Deniz seni uyarmış olmalı," Pars'ın söylediklerini ağzım açık dinlerken Pars "Ve hala inanmıyorsan bir şeyler gösterebilirim ama miden kaldıracaksa," diye ekledi.

Ben saf saf yüzüne bakarken o Ateş'e seslendi. Ateş yanında oturan Deniz'i de kolundan dürterek kaldırdı ve bize doğru gelmeye başladılar.

Tekrar selam dostlar^^

Bölümü nasıl buldunuz?

Yağız hakkında neler düşünüyorsunuz?

 Yağız'dan böyle bir şey bekler miydiniz?

Pars hakkındaki düşünceleriniz neler?

Bir sonraki bölümlerde neler olabilir?

Oy vermeyi unutmayınn.

Yeni bölümde görüşmek üzeree