Nerd Unleashed

jeongguk:

nerdesiniz

mingyu:
ne var

yugyeom ve eunwoo nerede

mingyu:
yedim

düzgün cevap ver bana tae gelecek diye gerginim zaten

mingyu:
banane aq
Yugyeom benimle kaldı dün beraber geçiyoruz mekâna.
Eunwoo? Ölü mü diri mi bilmiyorum.

Yugyeom:
Yaşıyorum ama içimde hissetmiyorum.

Eunwoo:
Ben de yaşıyorum ama duşa yeni giriyorum, bana bulaşmayın.

Siz niye her zaman bu kadar dağınıksınız

Mingyu:
özür dilerim notları alıp projeyi yetiştireceğimizi sanıyordum?

bu kadar zor olmamalı.

Mingyu:
Sen niye bu kadar disiplinlisin? Kimse seni başkan yapmadı

Yugyeom:
Bence yaptı ve bizim haberimiz yok

Hazırlanın düzgün giyinin gelin

Eunwoo:
Bunu söyleme şeklin aşırı “biri özel gelecek” havasında.
Bugün Taehyung geliyor di mi?

Mingyu:
evet :p

Yugyeom:
bu yüzden mi önceden organize oluyorsun

Ben her zaman organizeyim

Mingyu:
malevladı geçen gün sipariş verdiğin kahvenin adını unuttun ve menüde rastgele bir şey seçtin

ve o kahve iyiydi?

Mingyu:
yanlışlıkla kafeinsiz almıştın ve bütün gün hayattan nefret ettin aq

Önemli olan deneyim.

Eunwoo:
Kıçımın deneyimi

size katlanabilmem için Zen seviyesinde sabır geliştirmem lazım amk
sadece geç kalmayın.

<•••>

Taehyung, sabah yaptırdığı perma saçlarını gözlerinin önünden çekerek kapıya yöneldi. Jeongguk’un son birkaç gündür sürekli tekrarladığı cümleler aklında dönüp duruyordu:

"Yanımdan ayrılma. İçki içeceksen benden yudum alırsın. Merak etme, arkadaşlarım uyuşturucu kullanmıyor—hayır, ben de kullanmıyorum. Sana not verdim ve İngilizce derslerine başladık. Parti sonrası artık derslerine odaklan. Bu son."

Her hafta partileyen birine göre, gerçekten fazla abartıyordu. Alt tarafı eğlenecek ve Jeongguk’un ne yapacağını izleyecekti. Onu biraz daha tanıyacaktı. Bazen gereksiz ebeveyn rolüne bürünen Jeongguk’un bu tavırları, Taehyung’u çığlık atma noktasına getiriyordu. Ama ne kadar söylenirse söylensin, sonuçta yine bildiğini okuyacaktı.

"Geldim!"

Etrafına bakınıp kapıyı açtığında, içten içe annesinin bir yerlerden çıkıp gitmesini engelleyeceğinden korkuyordu. Şehir dışında olsa bile, evin kuralları değişmiyordu: Partilere gitmek yasaktı. Annesinin, partilere karşı manasız bir nefreti vardı.