抖阴社区

- 23 -

223 27 6
                                        

O mekana ilk adımını attığında aynı anda geçmişte bıraktığı birçok anıyı bir saniye tekrardan yaşadı. Yıllardır ayak basmadığını bu ajan şirketine çok tanıdık bir koku yayılmıştı. Minho'nun kokusuydu. Şirketin sahibi, kendisini terk eden oğlunun en çok kullandığı parfümün yapıldığı çiçeğin kokusu ile süslemişti şirketin her bir odasını.

Emin adımlarla lobiye giriş yaptı ve az ileride masa başında oturan çalışanların yanına gitti. "Patronunuzla konuşmak istiyorum. Lee Minjun ile."

Onu gören genç kadın gözlerini kocaman açtı. Seungmin birçok ajan şirketine ününü yaymıştı. Seungmin'in göz teması kurduğu kadın donup kalınca yanındaki iş arkadaşı konuştu. "Bay Lee şu an müsait değil. Başka bir zaman gelin."

Seungmin sert bakışları ile kadına bakmaya devam ederken konuşmaya başladı. "O halde sizden yapması daha kolay bir şey isteyeceğim. Bana Lee Minho'nun yerini söyleyin. Derhal."

Az önce konuşan kadın kararlılıkla Seungmin'i cevapladı. "Size çalışmadığımız için sizden emir alamıyoruz maalesef."

Kadın tam sözünü bitirdiğinde bordo renkli ajan kostümü ile yanlarına yaklaşan Ryujin konuşmaya başladı. "Benimle gelin Bay Kim."

Seungmin kendisine pisçe sırıtarak bakan güzel yüzle dudaklarını memnuniyetsiz bir şekilde birbirine bastırıp yönünü değiştiren Ryujin'i takip etmeye başladı.

Beraber asansöre bildiklerinden Ryujin konuştu. Seungmin'in bedenine sardığı sargı bezleri ve birkaç gün önce kendisine armağan edilen yaralar Ryujin'in dikkatini çekmişti. "Hızlı uyanmışsın. Sevgilini de hiç unutmamışsın bakıyorum." Seungmin sert bir bakış attı kendisine. "O da seni unutmadı merak etme."

"Tam olarak ne istiyorsunuz?"

Alaycı tavrı bir an yok oldu Ryujin'in. "Belli değil mi?" Dedi çenesi ile karşısındaki bedeni işaret ettikten sonra. "Bay Lee sizi istiyor. Seni ve Minho'yu alıp babasının şirketini batırmak istiyor."

"Bu yüzden mi aylardır üzerimizden tır gibi geçiyorsunuz?"

"Evet. Sonuç olarak ikiniz de şu an buradasınız." Hafifçe sırıttı. "Öyle değil mi?"

Seungmin bir şey demeyip önüne döndü. Sessiz saniyeler sonra asansörden indiler. Beraber girdikleri odanın içerisi ilk başlarda karanlıktı. İlerledikçe ışık artıyordu. Ancak bulundukları odadaki bulunan ışık aydınlatmıyordu odayı. Odanın içerisinde bulunan odadan geliyordu bu ışık. Yan yana olan odaların arasında yalnızca güçlü bir cam vardı.

Ryujin ile Seungmin'in girdiği odada Yeji ve arkadaşları vardı. Sarı ışığın olduğu odada ise Minho. Küçük odanın en ortasında bir sandalyeye bağlı bir şekilde oturuyordu. Başının üzerindeki sarı güçlü ışık lacivert rengi koyu saçlarına vuruyordu. Seungmin'i görür görmez ışıldadı günlerdir ağlayan gözleri.

Seungmin kalbi tekledi. Minho'nun bulunduğu odaya doğru bir adım attığında Ryujin Seungmin'i arkasından ittirdi. "Git konuş çok özlediysen."

Onun bu dediğine göz devirebilirdi ama hiç umursamadığı için bunu yapmayıp iki adım ötesindeki cam kapıya ulaştı ve kendisini odadan içeriye attı. İçeri girer girmez hızlı adımlarla sevdiğine ulaştı. Güzel yüzünü elleri arasına alıp gözlerini gözlerine kenetledi. Gözleri dolmuştu Minho'nun. Onu çok korkutmuşlardı. Çünkü Seungmin'i en son gördüğünde kanlar içinde yerde yatıyordu.

"İyi görünüyorsun." Diye mırıldandı güçlükle.

"İyiyim iyiyim." Dedi hızla Seungmin. Kesinlikle değildi. "Sen iyi misin asıl? Bir şey yapmadılar değil mi?"

"Hayır."

Sesi güçlükle çıkıyordu. Seungmin onu böyle gördüğüne çok üzülmüştü. Babasının kendisine yaptıkları, sevdiği adamdan uzakta kalmış olması, merak içinde, korku içinde günlerce yalnız başına bir sandalyeye bağlı bir şekilde bekletilmiş olması.. Çok fazlaydı. Hızla yanındaki bıçağı çıkardı ve Minho'yu sandalyeye bağlayan halatı kesip onu yere oturturdu. Kollarını sığmayacak şekilde sevdiğinin bedenine sarmaya çalıştığında Minho ona izin verdi.

Seungmin hayatının anlamı olan kişinin bedenine içtenlikle kollarını sarmışken Minho onun saçlarını okşadı. Bir nefes verdi Minho. "Tamam bebeğim. Geçti."

Seungmin uzaklaştı arkadaşından. Uzunca gözlerine baktı. Ardından dayanamayıp dudaklarına bastırdı dudaklarını. Minho küçüğünü ensesinden tutup başını yana doğru eğerek küçüğünün dudaklarını öpmeye başladı. Geri çekildiğinde Seungmin'i yavaşça yakasından tuttu ama Seungmin ayağa kalkıyordu.

Ayağa kalkıp kafasını cam olan duvara doğru çevirdi Seungmin.

Minho'nun babası gelmişti.

-

HwangHyunjin

Seungmin, ne yaptınız?

KimSeungmin

Duştan yeni çıktım. Dinleniyorum.

HwangHyunjin

Oha ne?

Dur.

En başından anlat.

Şirkete gittiğin yerden.

Ne ara oldu bitti her şey.

Minho nerede?

KimSeungmin

Ah .

Bekle, anlatıyorum.

Minho'nun yanına gittiğimde biraz hırpalanmış görünüyordu. Merak ve endişe bitirmiş onu.. Kötü görünüyordu.

Minho'nun babası geldi ben onun yanına gidince. Konuştuk biraz. Şirketi sürekli rahatsız etme sebebi bizi istiyor olmasıymış. Planı bizi alıp bizim şirketi batırmakmış. Ama ben izin vermedim. Önce sert bir dille bir güzel ağzına *.  Sonra da Minho'mu alıp şirkete döndüm. Zaten adama ne olduysa, bünyesi kaldırmadı o kadar şeyi. Oğlu da ona karşı sert konuştuktan sonra daha fazla dayanamadı. Neyse,

Az önce de dediğim gibi duştan yeni çıktım. Minho da girdi, çıkar birazdan. Dinlenmemiz lazım. Yıllık iznimi kullanacağım. Hatta belki işe ara veririm.. Cidden ikimizin de dinlenmeye ihtiyacı var.

HwangHyunjin

Çok haklısın.

Bunu fark etmiş olmana da çok sevindim. Lütfen yeterince dinlenin ve öyle işe dönün.

KimSeungmin

Bu sırada benim ekibe sen bakar mısın?

HwangHyunjin

Tamamdır. Benim ekip ile birleştiririm. Sorun olmaz.

KimSeungmin

Teşekkürler.

Şimdi gitmeliyim.

Minho.. Duştan çıktı |

Oh.. |

Görüşürüz Hyunjin.

HwangHyunjin

Görüşürüz.

İyi dinlenmeler.

KimSeungmin

Teşekkürler.

Umarım dinlenebiliriz |

























Arkadaşlar!! Destek alabilir miyim? Lütfen..  Ah ayrıca nasıl gittiğinden şüpheliyim. İlk bölümler hoşuma gidiyordu. Şu an pek emin değilim.

where are you? - 2min minminHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin