抖阴社区

1.8

371 21 30
                                        

༺✦ʚ✩ɞ✦༻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

༺✦ʚ✩ɞ✦༻

"Y/N bir kere içersen ölmezsin."

Shoko içki bardağını ağzına doğru uzattığında mecburi olarak küçük bir yudum aldın. Sıvı acı bir tad bırakırken yüzünü buruşturup yutkundun. "Sarhoş olmak istemiyorum." Diye ekledin yutkunur yutkunmaz.

Zaten buraya geleli birkaç saat olmuştu ve dans etmekten çoktan yorulmuştunuz. Satoru ile dans ederken kulağına fısıldadığı sözler seni rahatlamış ve bir kere daha ne kadar şanslı olduğunu düşünmüştün. Bu sana İlişkinizde başından beri hiç kötü şeyler yaşanmasaydı, gençlik yıllarınızı ne kadar harika geçirebilecek olma ihtimalinizi hatırlatıyordu. Ama en azından şimdi o buradaydı. Yanında ve tam olması gerektiği gerde. Geçmişi ikiniz de değiştiremezdiniz ama beraber güzel bir gelecek inşaat edebilirdiniz. Ama bunu yapmak için önünüzde uzun bir yol ve geçmeniz gereken engeller vardı. Bu seni korkutmuyordu çünkü onunla beraber olduğun sürece her şeyi yapabileceğini hissediyordun.

Öte yandan şuan satoruya söylemediğin mesajlar ve diğer olaylar aklını kurcalıyor ve içinde kötü bir his oluşmasına neden oluyordu. Beraber olduğunuz gün ondan bir daha sır saklamayacağına yemin etmiştin ama buradaydın. Onca sır ve gizli mesajlara rağmen sırf onu üzmemek için ağzını açmıyor ve huzurunuzu saçma bir şekilde korumaya çalışıyordun.

Buradan çıktığınız zaman, en azından birkaç gün sonra baş başa kaldığınız bir zaman tüm sorunlarını onunla paylaşmayı aklının bir köşesine not ettin.

Utahime göz devirdi ve sana mala bakar gibi baktı. "İki yudumdan salaklar dışında kimse sarhoş olmaz. Gerçi sen de akıllı biri sayılmazsın ama..." Sonda sesini kısıp bir an gözleriyle gojoyu işaret ettiğinde gülmemek için kendini tuttun. İtiraf edemesen de bu halleri çok hoşuna gidiyordu.

Gojo utahimeye baktı ve sinirle gülerken etrafa bakıp hafifçe başını salladı. "Tanrım bana sabır ver."

Tek kolu senin omzundaydı ve oturduğu yerden sana ve ona şaşkınlıkla bakan öğrencilere dik dik bakıyordu. Sizin sohbetinizle pek ilgilendiği söylenemezdi. Siz üçünüz konuşurken suguru ile sohbet ediyordu.

Satoru senin eline tutuşturduklari içki bardağını aldı ve kendi kafasına dikti. "Gel bana söv diyorlar resmen." Nefesinin altından sinirle mırıldandı ve bardağı masaya bıraktı. "Y/N içki sevmez."

"Kız ayda yılda bir partiye gelmiş, içecek tabi." Shoko çenesini ellerine dayayıp ikisine bakarken konuştu.

Satoru ona dik dik bakarken cevap vermeden iç çekti ve diğer eliyle senin elini tutup baş parmağıyla elini okşadı. "Kalkarız birazdan zaten geç oldu."

"Toji'nin gelmemesi garip değil mi?" Utahime bu sefer daha ciddi bir tonda konuşurken hepiniz ona baktınız. Satoru başını iki yana doğru salladı. "O artık bir şey yapamaz."

Merakla satoruya doğru döndün. "Bundan nasıl emin olabilirsin?' dedin endişeli bir ifadeyle ona bakıp.

Elini yüzüne götürdü ve yanağını okşarken konuştu. "Böyle şeyleri merak etme." Nazikçe gülümsedi ve eğilip dudaklarına küçük, nazik bir öpücük bıraktı. Geri çekildiği zaman şimdiden onun sıcaklığını özlemiştin. Sadece senin duyabileceğin şekilde konuştu. "Bunu sonra konuşalım."

Bu jesti karşısında ifaden biraz yumuşadı. Bununla ne ima ettiğini gerçekten merak etmiştin ama burada söylemesi için ısrar edemezdin. Suguruya baktığında ne olduğunu zaten biliyor gibiydi. Bunu iyi bir şey olmadığını hissedebiliyordun ama üstünde çok durma istemediğin için derin bir nefes verdin.

Dikkatini tekrar gojoya çevirdiğinde, gerginliğini saklamaya çalışarak hafifçe gülümsedin. "Peki." Daha sonra çantanı omzuna takıp ayağa kalktın. "İki dakika lavaboya gidip geleceğim."

Satoru da ayağa kalktı ve elini tuttu. "Kapıda bekleyeceğim." Diye ekleyip diğerlerine döndü. "Biz birazdan geleceğiz.

Shoko ayağa kalkmaya yeltendi. "Sen dur, ben giderim."

Satoru eliyle ona durması için işaret yaptı. "Rahatsız olmayın, dönünce kalkarız zaten." Son kez onlara baktı ve telefonu ile sigara kutusunu cebine koyup elini tutmaya devam etti. Boş koridorda yürüyordunuz. Aniden seni durdurdu ve yanında ki duvara yasladı. Burnu senin burnuna değerken konuştu. "Gergin olduğunu fark etmediğimi sanma."

Nefesinin sıcaklığını hissederken başını salladın ve yutkundun. "Toji konusu..."

Yavaşça sana yaklaştı ve ellerini iki yanına koyarken burnu boynunun kıvrımında gezindi. Nazikçe öpücükler bıraktı ve kulağına doğru fısıldadı. "Şirketlerinin ortaklarıyla konuşup bazı anlaşmaları iptal etmelerini sağladım. Sağlam bir süre buraya gelemeyecek. Gelse bile... Halledeceğim."

"Ama.. nasıl?" O boynunu öpmeye devam ederken titrek bir nefes verip konuşmaya çalıştın. Biraz daha devam ederse şuracıkta kıvranmaya başlayacaktın.

"Şuan bilmene gerek yok." Satoru seni nazikçe öpmeye devam ederken boynunu yalayıp ıslak bir çizgi bıraktı. Kulağının tam altında ki hassas deriyi nazikçe öpmeye devam etti.  "Benden birşey sakladığını anlayacak kadar seni tanıyorum Y/N. O yüzden şimdi sadece susalım ve her şeyi sonra konuşalım, tamam mı?" Fısıldar gibi konuşurken sesinde ki sinir ve gerginlik kendini ele veriyordu. Tek elini beline götürüp seni kendine doğru çekti ve senin başını kaldırıp dudaklarını öpmeye başladı. Tek eli saçlarının arasına girip başını yerinfe tuttu. Dudaklarını sertçe öperken seni duvara yasladı.

O seni öperken ellerin onun boynuna gitti. Seni kendine bastırırken onun ağzına doğru kısıkça inledin. Daha fazlasını istedin ama şuan ne yeri ne de zamanıydı. Sadece onun dokunuşu arasında kendini kaybetmek istiyordun ama bir yanın da satoru'nun  ondan birşeyler sakladığını öğrendiği için mahcup hissediyordu.

Bir süre sonra dudaklarından ayrıldı ama gözleri hala ıslak dudaklarına bakıyordu. "Çok güzelsin." Diye fısıldadı ve son kez dudağını sertçe öpüp geri çekildi. "Şimdi lavaboya gitmek için gerçek bir sebebin var." Dedi, yüzünde ki elinin baş parmağı rujunu dağıttığı dudaklarında dolaştı. Parmağını şişmiş dudağına bastırdı.

Onun yanından ayrıldın ve hemen lavaboya girip kapıyı kapattın. Kapıya yaslanırken nefesini toparlamaya çalıştın. Bir süre sonra çantandan rujunu çıkardın ve dağılan yerleri temizleyip tekrar rujunu sürdün. Aynaya bakarak dağılan saçlarını düzeltmeye çalışırken bir kız geldi. Sana baktı ve biraz mahçup bir şekilde konuştu. "Ah, pardon.. yanında ped veya tampon var mı?"

Kıza baktın ve nazikçe gülümsedin. Çantanın küçük kısmından bir tampon çıkartıp kıza uzattın. Kız sana teşekkür ederek uzattığın tamponu aldı. "Çok sağol." Dedi nazikçe. Daha sonra tuvaletlerden birine girdi.

Kızın ne kadar tatlı olduğunu düşünerek Tekrar aynaya doğru döndüğünde bir şey fark ettin. Kalbin hızla çarpmaya ve parmakların hafifçe titremeye başladı.

"Bu olmaz, imkansız." kendini yatıştırmak isteyerek kendi kendine fısıldadın. Hemen karara varmaman gerektiğini biliyordun ama aklına başka bir açıklama gelmedi.

Birkaç hafta geçikmiştin.

BÖLÜM SONU

Bully | Gojo SatoruHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin