抖阴社区

final

299 45 26
                                    

Paris, aynıydı. Dar sokaklar, eski taş binalar, sabaha karşı bile dinmeyen o fısıltılı melodi… Gecenin hafif serinliği, Seine Nehri'nden yükselen nemle birleşip caddelerde gezinmesi, insanların saate aldırmadan hâlâ kahkahalarını, ayak seslerini, bazen de Fransızca mırıldanan şarkıları bırakıyor olmaları tamamıyla aynıydı.

Ama Soobin ve Yeonjun için bambaşkaydı bu sefer Paris. Çünkü bir yıl önce bu şehirde tanıştıkları kişi, şimdi yanı başındaydı. Üstelik sadece yanında yürüyen biri değil elini tutan, gözlerine bakan, kalbini bilen biriydi artık.

"Burayı hatırladın mı?" dedi Yeonjun hafifçe başını eğip parmağıyla ileride yalnızca kasa ışıklarının açık olduğu, çalışanların kapatmaya hazırlandığı kafeyi göstererek.

Soobin kafasını kaldırıp Yeonjun'un gösterdiği kafeye baktı. Gözleri dolu dolu, bozuk ingilizcesiyle burnunu çeke çeke bir yabancıdan fotoğrafını çekmesini istemeye çalıştığı o anı hatırlamasıyla gülümsedi. "Sende beni iyice balık yaptın aşkım." O yabancı sevgilisiydi şu an.

Soobin bir adım atıp Yeonjun'un önüne geçti. Ellerini ayırıp o zamanki gibi bir yüz ifadesiyle "Hey Sir, gözlüğünüz çok hoşmuş." dedi.

Yeonjun da hatırladığı anıyla genişçe gülümsedi. "O gün iyi ki Dave'i dinleyip ona kruvasan almaya o kafeye girmişim."

"Dave kim?" Soobin bir adım geri gidip, gözlerini kısarak yalancı bir kıskançlıkla sordu.

"Seninle tanışmamızda yararı olmuş bir arkadaş diyelim sevgilim."

Yeonjun, Soobin'in elini tekrar tuttu. Parmaklarını yavaşça onun parmaklarının arasına geçirdi. "Daha o günden kalbimi bu denli hızlı arttıracağını anlamıştım."

O an, bir yıl önceki ilk karşılaşmalarına ait küçük ayrıntılar yeniden gözlerinin önünden geçti: Soobin'in ağlamaktan kızarmış gözleri, hafif çekingen bakışları, Yeonjun gitmesin diye kolundan tutuşu... Şimdi, o anların tümünü kucaklayan bir sıcaklık vardı aralarında. Sadece elleri değil, kalpleri de birbirine sıkı sıkı bağlıydı.

"Sümüklü bir ağlak olduğumu düşündüğünü sanıyordum."

"Öyleyken bile kalbimi tekletmiştin." Yeonjun gülerek Soobin'e döndü. "Yanımızdan garsonlar, hesabını ödemek isteyen insanlar geçip duruyordu. Hatta Dave'in gelip gelmediğimi sorduğu mesajların bildirim sesi bile hala kulağımda ama gözlerimi senden alamamıştım Soobin."

Soobin usulca Yeonjun'a yaklaştı. "Seninle konuşurken kelimelerimi dikkatle seçmeye çalışıyorum."

"Neden?"

Dudaklarını Yeonjun'un dudaklarına yaslayıp, ufak bir öpücük bıraktıktan sonra devam etti. "Çünkü her kelimen vücudumda bir titreşime sebep oluyor ve ben de sende yanlış bir frekansa basmak istemiyorum."

Yeonjun gülmeye başladı. "Sen gece yatmadan kitap okuyordun değil mi? Ordan mı bu cümleler?"

Yakalanmanın verdiği haylazlıkla o da Yeonjun'a eşlik edip gülmeye başladı. "Güzel sözdü bu arada, hoşuma gitmişti ve kullanmak istemiştim. Ortama da uyuyordu kalleş herif neden bozdun beni."

Yeonjun sevgilisini göğsüne doğru çekip sarılarak yürümeye başladı. "Senin hakkında en sevdiğim şey orijinal kişiliğin güzelim."

"O sırada gününün çoğunluğunu sosyal medyada geçiren ve kişiliğini gördüklerine göre şekillendiren sevgilin."

"Marjinal bir kişiliğin var diyelim."

Soobin gülerek Yeonjun'u başıyla onayladı. Bu inkar edilemez bir gerçekti zaten.

ghosting ? yeonbinHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin