|Bang Chan|
Çekmeceler oflayarak karıştırıp kol saatimi arıyordum ancak bir türlü bulamıyor oluşumun verdiği sıkıntı beni öfkelendiriyordu. Nereye koymuş olabileceğimi bilmiyordum. Halbuki düzenli bir insandım. Eşyalarımı mutlaka yerli yerine koyardım.
"Tüküreyim böyle işe..."
Mırıldandığım esnada Felix içeri girmişti, bana bakıp kaşlarını çattı. "Ne oldu?"
"Lacivert saatimi bulamıyorum, bakmadığım yer kalmadı."
Ellerini cebine koyup bir süre düşündü. "En son ne zaman takmıştın?"
"Üç-dört gün önce falan, restoranttan ayrılmadan önce."
"Belki orada çıkarıp unutmuşsundur, gitsene. Hazır bugün dersin de yok."
Aklıma bu ihtimali getirdim. Doğru... Bay Jung ile yemek yaparken saatimi çıkarır kenara koyardım genelde. Aslında herhangi bir saat olsa pek umursamazdım ama babamın doğum günü hediyesiydi ve manevi değeri büyüktü. Gidip oradaysa almam gerekiyordu sanırım.
Ancak... O kadar olayın üstüne oraya gidip Nora ile karşılaşırsam, bu pek iyi olmayabilirdi. Onu görmek istemiyordum, ayrıca karşısında nasıl davranacağımı da bilemiyorum. Bay Jung'un önünde yanlış bir şeyler olursa durumu toparlayamazdık.
Ne düşündüğümü anlamış olacak ki iç çekti Felix.
"Siktir et şu matruşkayı, onu düşünmenin sırası değil. Gidip sana ait olan bir şeyi alacaksın geleceksin. Hepsi bu."
Derin bir nefes aldım.
"Haklısın." Onu kafamda büyütmeye gerek yoktu. Boş yere hayatıma girmiş ve çıkmış bir kız çocuğu... Neden n benim için önemli olacaktı ki?Ama... Onunla karşılaşmanın kendisinin de üzeceği düşüncesi yüzünden bunu ona yapmak istemiyordum. Bu ne? Delirdim mi?
Ah, toparlan Chan.
"Tamam, ben çıkıyorum. Akşam görüşürüz."
"Hm."
Felix odadan çıkınca üzerimi değiştirip sabah can sıkıntısından düzleştirdiğim saçlarımı elimle geriye atarak şekil verdim ve telefonumu pantolonumun cebine atarak evden çıktım. Hava güzel olduğundan minibüse binmek yerine yürüyerek gitmeyi tercih etmiştim. Hem biraz hava almak iyi gelebilirdi. Son zamanlarda hayatım çok rutin ilerliyor, koşuşturmaca içinde olmaktan normal bir şekilde adım atmayı unuttuk resmen.
Restorantın önünde durup derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Birkaç masa doluydu. Mutfak tarafına ilerlerken yeni bir eleman alındığını fark etmiştim garson olarak. Bay Jung şu sıralar çok fazla kar elde ediyordu. Hiç zarara uğramıyordu. Onun için seviniyordum. İşlerinin yolunda gitmesi iyiydi. Belki ileride burası daha büyük bir yer haline gelir, bu sayede daha fazla eleman alırdı işe.
Mutfağa girdiğimde temiz bulaşıkları yerlerine yerleştiren Changbin ile karşılaştım. Gülümseyip yumruklarımızı tokuşturduk.
"N'aber?"
"İyi, seni sormalı. Bir yığın bulaşık serisine devam ediyorsun sanırım?" Dediğimde gülüp kafasını iki yana salladı.

??MD? OKUDU?UN
The Curly Haired Boy | Bang Chan
Fanfiction#watty2021 yar? finalist #watty2022 yar? finalist Aln?na dü?en her bir k?v?rc?k tutam? ok?arken, g?zlerim minik gamzelerinde tak?l? kalm?? ve ben senin kula??na f?s?ld?yorum. "Ya lyublyu tebya..." -06.26.2020 ?Adoyyakli For @chanxwally ?