抖阴社区

24 F

441 51 61
                                    

Gözlerimi açtığımda, odamı dolduran loş ışığın içinde ona baktım. Taehyun, kafasını avucuna yaslamış, sessizce beni izliyordu. Nefesi sakin, dudakları düz çizgi halindeydi. Sanki ruhsal olarak burada değilmiş gibi.

"Uyandın mı?" Kısık sesi kulaklarıma dolduğunda onaylayarak kafamı salladım.

"Gitmemişsin."

"Seni nasıl bırakıp gidebilirim ki?"

"Gitmiştin," dediğimde yavaşça bedenimi de yan döndürmüş, onun gibi başımı avucuma yaslamıştım. "Sadece olanları yedirememiştim."

"Özür dilerim."

"Kapatalım mı bu konuyu?" derken eli saçlarımı bulmuştu. "Beni affedecek misin o zaman?"

"Seni zaten affettim." Saçlarımdaki eli de eş zamanlı dağınık saçlarımı daha fazla karıştırmıştı. "Hadi kalk bakalım, bugün tüm gün evde beraberiz. Tadını çıkaralım."

Yataktan kalkacakken geriye çekmiş, eski yerini almasını sağlamıştım. Bedenini altıma alırken ben üzerine çıkmıştım. Ellerim göğsünün üzerinde yerini almıştı anında. 

"Taehyun." Yüzlerimiz arasındaki yakınlığı görmezden gelerek fısıldamıştım. "Efendim," dediğinde kesik nefesleri yüzüme çarpıyordu.

"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Her şey için," demiş her iki yanağına da öpücük kondurmuştum. "Hadi kalkalım, bugün beraberiz Taehyun."

Aceleyle üzerinden kalkmış, koşarak kendimi banyoya kilitlemiştim.

Ne kadar süre burada durduğumu bilmiyordum bile. Sadece hızlanan kalbimin sakinleşmesini bekliyordum.

Kapının tıklatılmasıyla irkilmiş, ardından söylediklerini dinlemeye koyulmuştum. "Beomgyu? Çıkar mısın artık? Dakikalar geçti. Yiyecek bir şeyler hazırladım, hadi gel."

Bir kaç kez yüzüme soğuk su çarpmış ve banyodan çıkmıştım.

Taehyun tezgah başında yiyeceklernen uğraşırken, yüzümdeki büyüyen gülümsemeyi gizleyemiyordum. "Evde doğru dürüst yiyecek yok. Elime ne geçtiyse yapmaya çalıştım. Gel otur." Yüzüme bakmadan konuşmuştu.

Söylediği gibi yapmış, tam önündeki sandalyede yerimi almıştım. "Salata tarzı bir şey yaptım. Uzun süredir aç dolaşıyorsun, fazla ağırlık yapmasını istemedim."

"Teşekkür ederim." Önüme bıraktığı tabakla beraber yemeye koyulmuştum. O da benimle beraber yemeye başlamıştı.

Yemeklerimiz bitmiş, tabaklarımızı kaldırmıştık. Ani bir kararla Taehyun çay demlemek istemişti. Kalçamı tezgaha yaslamış dikkatle onu izliyordum.

Demlediği çayı bardağa dökmüş bana doğru uzatmıştı. "Dikkatli ol, sıcak."

Dikkatlice elinden almış, üfleyerek küçük bi yudum almıştım. "Nasıl?" Meraklı gözleri üzerimde turlarken ne kadar sevimli göründüğünü düşünüyordum. "Güzel olmuş."

"Sevgilim olur musun?"

Sorusuyla beraber elim ayağım birbirine dolaşmış, heyecandan sıcak çaydan bir yudum almıştım. Ağzım tamamen yanarken bardaktaki çayın birazı da Taehyunun üzerine dökülmüştü.

Kendi acımı umursamadan Taehyunun tişörtüne tutunmuştum. "Fena acımış olmalı, çok sıcaktı."

"Senin de canın yanmış olmalı, sıcak olduğunu biliyordun."

liminal | taegyuHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin