Haiii ben geldiim!
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
+++++
Taehyung, kollarından sıyrılmama engel olmak yerine hafifçe eğildi ve ayaklarımın yerden kesilmesini sağladı. Beni kucağına aldığında, "Komutanım... Cezamı yü-yükseltecek..." diye güçlükle fısıldadım. Kesik kesik soluklarım nedeniyle konuşamıyordum bile.
Taehyung beni kucağına almış bir şekilde arkasını dönüp ilerlemeye başladığında yüzbaşı Seo çıldırmış bir şekilde arkamızdan bağırdı. "Yüzbaşı Kim, bu işe karışmamanızı söyledim!"
"Kapa çeneni Seowoo! Onu alıp gidiyorum ve sıkıyorsa önüme geçip durdur beni!"
Taehyung'un gecenin karanlığında yankılanan keskin sesi kulaklarımda çınladığında beni kavrayan kolları arasına sindim.
Öyle yoğun bir çarpıntım vardı ki, kalp krizi geçirecekmiş gibi hissediyordum. Kan ter içerisinde kalmıştım. Ayaklarımı hissetmiyordum.
Başımı onun geniş omzuna yaslayıp soluk soluğa arkamızda kalan şerefsiz komutana baktım. Ellerini yumruk haline getirmiş ve öfke fışkıran gözleriyle doğrudan bana bakıyordu. Öyle kötü kötü baktığı için başımı kaydırıp yüzümü Taehyung'un boynuna sakladım. Başımı onun konforlu boynu ile omzu arasındaki boşlukta dinlendirirken, Taehyung zemini döven sert ve hızlı adımlarıyla ilerlemeye devam etti.
"Benim yüzümden ceza aldın, değil mi?" Taehyung'un derin sesi, sessizliği bıçak gibi kestiğinde alnımı boynundan ayırarak başımı geriye çekip yüzüne baktım. "Sorun değil komutanım." diye mırıldandığımda, beni kucağında hoplattı.
"Sorun Jeon, sorun. Ben seni oyalamasaydım bu halde olmazdın." diye homurdandı. "Oyalamadınız ki, ayrıca sizin yanınızda olmaktan çok keyif aldım. Asla pişman değilim komutanım." dediğimde çenemden yakalayarak ağzımın ortasına sert bir öpücük kondurdu.
"Gelmesem seni sabaha kadar koşturacaktı şapşal, hâlâ pişman değilim diyorsun." Dudaklarımızı ayırdığı anda bakışlarım omzunun metrelerce gerisinde kalan komutana kaydı. Orada değildi.
Bakışlarım yeniden Taehyung'un keskin gözlerine kaydığında kuruyan dudaklarımı öpücüğüyle nemlendirdiği için ıslanan dudaklarımı yavaşça araladım. "Gelip beni kurtaracağınızı biliyordum ki..."
Dudakları beğeniyle büküldü. "Bak sen şu işe, ona ne şüphe. Söz verdiğim gibi eğitimin ortalarına doğru uğrayacağımı söyleyip geçiş yapılan eğitim alanına gittim. Seni orada göremeyince Yoongi'ye sordum ve sonra cezalandırıldığını öğrendim. Ve doğruca tesise geri döndüğümde seni bu halde buldum işte." dedi ve uzun soluklu cümlesi sonrasında nefeslendi.
"Daha erken gelemediğim için affet beni." dediğinde ağzım aralandı. Bu kez ağzım nefes alamadığımdan dolayı değil, şaşkınlığımdan aralanmıştı. "Çok yorulmuşsun, hepsi benim yüzümden."
"Benimle ilgilenip yanımda kalın, benimle vakit geçirin bana yeter komutanım. Yanınızdayken dinlenip enerji toplayabilirim."
Kısık kıkırtısı kulaklarıma çarptı. "Yalnız ben seninle ilgilenirsem dinlenmeye çok fırsat bulamazsın Jeon."
-
Taehyung, beni tesiste kaldığı kendi odasına kadar kucağında taşımıştı. İndirmesini söylemiştim ama oralı olmamış ve beni kucağında taşımaya devam etmişti.
Beni yatağına bıraktığı anda, "Hemen geliyorum." diyerek banyoya geçti. Su sesi açıldığında gözlerimi yumarak gülümsedim. Sanırım duş almam için banyoyu hazırlıyordu. Sıcak bir duşa dehşet şekilde ihtiyacım vardı çünkü dökülüyordum.

??MD? OKUDU?UN
IMPOSING COMMANDER ? TAEKOOK
FanfictionJeon Jungkook'un askeriyede, kald??? ko?u?undan son zamanlarda sürekli k?yafetleri kayboluyordu. "Cezal?s?n, 200 mekik ?ekeceksin Jeon, ama kuca??mda." Yeti?kin i?erik! Ya? fark?! Omegaverse! Semetae! Ukekook! Mini fic, b?lümler k?sa k?sa ?erezlik B...