抖阴社区

117.b?lüm; F?s?lt?lar ve F?rt?na

424 44 95
                                        

- "Arya… sonunda sadece bir piyon olacak."

Elimi kolyeme götürdüm. Cam göbeği parıltısı, içimde taşıdığım güç kadar kederimi de yansıtıyordu. 
Sapphire ve Nemesis onlardan sonra sessizdi.

Malikânenin ağır kapısı arkamdan kapandığında, içimde bir şeyler sonsuza dek sustu. Ayaklarım beni götürüyordu, ama nereye yürüdüğümü bilmiyordum. Taş sokaklar, fısıldayan rüzgâr, gökyüzünde titreşen gri bulutlar… Hepsi üstüme çöküyordu.  Sanki dünya nefes almayı unutmuştu. Benimle birlikte.

- “Bir piyon…”

Dük Telles’in sesi zihnimde tekrar tekrar yankılanıyordu.

- “Oğullarımı bile kurban ederim…”

Gözlerim yanıyordu ama ağlayamıyordum. Boğazım düğüm düğümdü.  Bana gülümseyen Matthias… Hayatını kurtarıp yeminli şövalyem olduktan sonra kökten değişen ve üvey olsa da kardeşini kurtarmak için diz çöken Alex…  Hepsi yalan mıydı?

- "Ben… yalnız mıydım? "

Tam o an omzumda bir sıcaklık hissettim.  Nemesis, sessizce yüzüme sürtündü. Gözlerinde hüzün vardı, ama aynı zamanda öfke.  Zihnimde yankılanan sesi, annemin sesi gibiydi:

- “Sakın kendini suçlama. Onlar seni kullanmaya kalktı. Bu senin suçun değil.”

Sapphire, hemen arkamda belirdi. Karanlık sokak lambasının altında ışıldayan mavi gözleriyle bana baktı. 

- “Arya… Onların seni nasıl gördüğü önemli değil. Sen kimsin, biz biliyoruz. Bizim için bir piyon değil, ışığın kaynağısın.”

O an dizlerimin bağı çözüldü. 
Bir çeşmenin kenarına çöküp sonunda ağlamaya başladım.Sessizce.Yalnızca Sapphire ve Nemesis'e güvenerek. 
Yalnızca onların önünde dağılabildim.

- “Neden bu kadar yoruldum? " ağzımdan çıkan sözlerle içim bir kez daha sızladı. Boğazım düğümlenmiş gibi acırken devam ettim.

- "Neden herkes maskeler takıyor, neden herkes ihanet etmeye hazır?”

Sorularıma Sapphire ve Nemesis cevap vermedi. Sadece yanımda kaldılar.  Ve bu… yeterliydi. Zamanla gözyaşlarım dinerken, içimde bir şey yeniden şekillenmeye başladı.Yavaş ama sağlam.

Ben hâlâ buradaydım.Kırılmış olabilirdim. Ama dağılmamıştım.Ve hala bana inananlar vardı.Ben de onlara inanmaya devam edecektim.

- Hadi… eve dönelim, dedim sessizce.

Adımlarım ağırdı ama kararlıydı. 
Evimin ışığı uzaktan görünüyordu artık. Babam ve Leon, kapıyı açtığında gözlerinde endişe vardı.Ama ben bu kez, gülümsemeye çalıştım.

- “Artık bir piyon değilim,” dedim içimden.“Ve kimsenin oyunu beni yok edemeyecek.”

Ertesi gün kendime gelmem uzun sürmedi… Çünkü artık durmak gibi bir lüksüm yoktu. Dük’ün konağından ayrıldıktan sonra, akademiye kadar durmadan yürüdüm. Sessizlikte tek yoldaşım Nemesis’in yankısız adımları ve Sapphire’in hafif parıltısıydı. Yorgundum... Ama en çok gözlerim yorulmuştu... Güven kavramı bir kez daha parçalanmıştı. Ve ben... yine yalnız hissediyordum.

Akademi kapıları karşıma çıktığında, günün ortasıydı. Avluya adım attığım anda insanların bakışlarını fark ettim. Fısıltılar... yüzlerindeki meraklı, hatta korkulu ifadeler.

- Beyaz saçlı kız... içlerinden biri alçak sesle fısıldadı. Duyunca irkildim.

- Bir köyü kurtarmış diyorlar... Ruh hayvanı çok büyükmüş ama tam olarak ne olduğunu söylemiyorlar.

EJDERHA ??VALYES? ~ ARYA ~Hikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin