scarface, yoonmin ?

Yoongi ertesi sabah uyandığında karşısında saray hanımını görmeyi beklemiyordu. Genelde erkenden uyanır ve onu uyanık karşılardı çünkü. Fakat bugün böyle olmamıştı.

Yoongi tüm gece boyunca düşünmekten uyuyamayınca sabaha karşı uyuyakalmış ve saray hanımı gelene kadar da uyanmamıştı. Gece boyu kafasına girip onu uyutmayan düşünceler o kadar fazlaydı ki kafayı yiyecek gibi hissediyordu.

Girdiği bu yarışın tehlikeli olduğunu zaten biliyordu fakat kendisine tamamen yabancı olan bir oğlanın onun eğitmeni olacağı gerçeği çok daha korkutucuydu.

Onu henüz tanımıyordu. Hakkında bildiği tek şey ismi ve rütbesiydi. Fakat Yoongi ona güvenmek istemişti. Bir adım atması gerekiyordu. Yoongi o adımı atarken defalarca tereddüt etmiş ve sonunda başarmıştı. Atacağı diğer adımların da güvenli olmasını ummaktan başka çaresi yoktu artık.

"Günaydın prensim." Saray hanımı Yoongi'nin uyandığını görünce konuştu. "İlk defa bu saatte uyanıyorsunuz."

"Gece uyuyamadım." Yoongi yataktan yavaşça inerken mırıldandı. "Kahvaltı hazır mı?"

Saray hanımı sinsice gülümsedi. "Evet, yan odaya hazırlattım."

Yoongi şaşkınlıkla kafasını kaldırıp birkaç saniye boyunca kadına baktı.

"Neden yan odaya hazırlattın? Hep bu odada yerdim..."

Saray hanımı gülümseyerek Yoongi'ye baktı ve ardından dudaklarını araladı. "Bugün bir misafiriniz var prensim. Sizi yan odada bekliyor."

Yoongi ilk birkaç saniye durumun farkına varamayıp boş boş etrafa bakındı. Misafiri kim olabilirdi ki? Birden bire aklına yeni hizmetkârı düşünce neler olduğunu anladı. Yeni uyandığı için kafası çalışmıyormuş gibi hissediyordu.

"Bana gönderdiğin hizmetkâr, değil mi? Dün... Onu odama göndermeden önce bana haber vermen gerekirdi. Az kalsın yara izimi görecekti." Yoongi çekinerek konuşurken saray hanımı omuz silkti.

"Size haber verseydim onu odanıza göndermeme izin vermezdiniz ki prensim." Kadın elbisesinin eteklerinden tutup aceleyle giysi dolabına doğru yürüdü ve kapağını açtı.

"Hadi çabucak hazırlanın da misafirinizi daha fazla bekletmeyin. Birlikte zaman geçirmeniz güzel olur diye düşündüm. Eğitiminiz hakkında konuşacaksınız bugün."

Yoongi derin bir nefes vererek dolaba doğru yürüdü. Az sonra onu göreceği için değişik hissediyordu fakat kardeşlerinin olduğu masaya giderken yaşadığı his kadar kötü değildi bu.

Belki de bir karınca adımı kadar bile olsa yol almaya başladım, diye düşündü Yoongi. Bu bile onun için iyi bir şeydi.

Dolabına yönelip siyah hanboklarından birini seçtiğinde derin bir nefes aldı. Bu duruma alışsa iyi olurdu çünkü bugün ilk gündü ve her şey daha yeni başlıyordu.

♔

Yoongi odaya girdiğinde tedirgindi. Yerdeki koca tepsiye çok güzel bir sofra kurulmuştu ve Jimin açık mavi bir hanbokla yerde bağdaş kurmuş oturuyordu. Prensin odaya girdiğini görünce gülümseyip ayağa kalktı ve eğilebildiği kadar eğilip onu selamladı.

"Günaydın prensim."

Yoongi yine üç saniye boyunca Jimin'le göz teması kurup gözlerini hemen kaçırdı ve gerginlikle maskesine dokundu.

"Gelin istediğiniz gibi oturun. Gergin olmanıza gerek yok."

Oğlanın sesi sevecen ve cana yakın çıkıyordu. Yoongi yutkundu ve yavaş adımlarla tepsinin yanına eğilip bağdaş kurdu.