Selamlar değerli okurlarım
Bölüm gecikti farkındayım ancak baya yoğundum.
Sınır 150 oy 200 yorum
Keyifli okumalar!
Bana göre, bir işi sevmek, hayatı önemli ölçüde etkiler. İşi sadece para kazanmadan ibaret görmek, o işi sizinle bağdaştıramaz. İşinizi yaparken o hazzı almazsınız. Çalışmanın faydalarını, elde etmenin kıymetini daha zor anlarsınız.
Çünkü işi sevmediğiniz sürece motivasyonunuz da olmaz.
Sevgiyle yapılan işler ise keyif verir, kendini geliştirirken doruklarda hissedersin. Yorgunluk bile tatlı gelir insana.
İşimi seviyordum. Hem de fazlasıyla. Yemek yapmayı, mutfakta vakit harcamayı, beceremediğim yemekleri bile seviyordum. İlk zamanlar dünya mutfağıyla ilgilendiğimde neredeyse hiç birini beceremiyordum. Türk yemeklerine elim alışkın olsa da yabancı kültürler beni zorluyordu.
Ama en sonunda inatla uğraşıyor ve yapmayı başarıyordum. Şu an olduğum konuma, kendimle gelmiştim. Bu oldukça onur vericiydi.
Önümdeki laptopta aylık gelirlere bakarken fark ettim ki, artış vardı. Gelen müşteri sayılarından tut, kazandığım miktarda güzel oranda bir artış vardı. Yokluğumda Alp uzaktan da olsa burayla baya ilgilenmişti. Ona minnettardım.
Ricardo beni bıraktıktan sonra ilk işim mutfağa geçmek ve yemek yapmak olmuştu. Çalışanlarım beni görünce çok sevinmişti. Hepsiyle sarılmıştım.
Birkaç saatimi mutfakta harcadıktan sonra da odama çıkıp genel olarak her şeyi kontrol etmiştim.
Sırtımı, oturmuş olduğum sandalyeye yaslarken tam o sırada kapım açıldı. Çalınmaması kaşlarımı çatmama sebep olurken gözlerim kapalı halde bekledim. Kapı kapanırken konuştum.
"Ali, bir sorun mu var?" diyerek cevap bekledim. Cevabın gelmesi uzun sürmemişti. Ama beklediğim kişiden gelmemişti. "Ali yok." Kalın erkek sesi odayı doldurunca panikle gözlerimi açtım.
Karşımda Batu'yu görmek en son isteyeceğim şeylerden biriydi. "Batu?" dedim. Burada ne işin var dermişcesine. "Alya." diye karşılık verdiğinde sinirlerime hakim olmaya çalıştım.
"Ne işin var senin burada?" diye dişlerimi sıkarak konuştum. Buradan acilen gitmesi gerekiyordu. "Konuşmak istiyorum." dediğinde elimin altındaki masayı daha sert sıktım. Parmaklarım sıkmaktan acımıştı.
"Ben istemiyorum. Odamdan ve restoranımdan çıkar mısın?" dedim sesimi yükseltmemek için çaba sarf ederken. Onu görmek midemi bulandırıyordu.
"Sadece konuşacağım. Beni dinle lütfen. Konuşmama izin ver." dedi yalvaran bir sesle. "Hem onca senenin hatrı-" dediğinde sözünü kestim.
"Onca senenin hatrı mi?!" Ellerimi masadan çekip ona saçlarıma götürdüm. "Ulan neyin hatrından bahsediyorsun? Hatır mı bıraktın?!" diye hiddetle çıkıştığımda o da yavaştan sinirleniyor gibiydi.
"Gitmeyeceğim! Oturup iki insan gibi konuşacağız." dediğinde sinirle histerik bir kahkaha attım. "Ya sen şaka mısın? Kamera şakası falan mı yapıyorsunuz bana? Ne istiyorsun lan sen benden?"
"Sadece konuşmak istiyorum. Hem ne bu hareketlerin? Sana sanki zarar vermişim gibi! Altı üstü konuşmaya geldim." Ellerimi gerginlikle pantolonuma sürttüm. Sanırım benimle dalga geçiyordu.
"Sen bana psikolojik zarar verdin, Batu! Yıllarca bana karşı duygular besledin. Ben seni arkadaşım olarak gördükçe bana resmen baskı uyguladın! Rahatsız olduğumu bilmeme rağmen saçma sapan ima yapmalar, yemeğe gitmek istemeler! Ne sanıyorsun sen kendini? Ama hata bende, en başında sana siktiri çekecektim. Hayatımdan çıkıp gidecektin!" diye öfkemi kustum. Kaşları derince çatıldı.
??MD? OKUDU?UN
?talyan(+18)
Romance?ncelikle belirtmek isterim ki, kitab? normalde ba?ka uygulamadan yaz?yordum. Daha sonra direkt yaz?lm?? olan b?lümleri buraya att?m. Kontrol etme f?rsat?m olmad? daha sonra edece?im. Baz? hatalar olabilir. * Kalbimdeki s?z? ge?mek yerine daha...
