-Şu Jonah denilen adam buraya geliyordu az önce sanırım. Ve diğer bölük lideri yaralanmış.... hedefimiz sanırım o. Yalnız olduğu için ona saldırmamız gerektiğini emrettiler...
Bir dakika...diğer bölük lideri... Yoongi~ Yoongi'yi yaralamışlar ve şuan hepsi oraya mı gidiyor?
+Vay canıba bu o adamı öldürmemiz için en iyi fırsat. Onu yaralamayı nasıl başardılar bilmiyorum ama bu gün işini bitirelim... kaç kişi gidiyoruz oraya?
-adam tek başına 5 kişiyle başedebiliyor. O yüzden çok olacağız. Hadi çabuk gidelim.
Hayır hayır bu mümkün değil. Yani onu öldüremezlerdi. O güçlerini kullanabilir. O güçlü biri...
Ayağımı duvarın boşluklarına yerleştirerek olduğum yerden hemen dışarı çıktım.
Etrafa baktığımda Blake nerdeyse dört beş metre uzağımdaydı ve şuan onu çağıramazdım. Çünki iki kişiyle birden uğraşıyordu zaten.
Diğer tarafa döneceğim sırada başımın üzerinden fırlayan kaya parçasıyla eğilip tam tersi yöne koşmaya başlamıştım.
'Sierra sakın ama sakın Blake'in yanından uzaklaşma'
Ahhh özür dilerim Yoongi ama bunu yapmak zorundayım.
-hadi Yoongi diğer tarafta.
Duyduğum sesle yerimde kaskatı kesilerek sesin geldiği yöne dönmüştüm.
Bunlar az önceki ikili olmalıydı. Ve bu demek oluyor ki Yoonginin yanına gidiyorlardı.
Hemen hızla peşlerinden koşmaya başladım. Ne yapabileceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Tek bildiğim belki yetişebilirsem yardım edebilirdim.
Her ikisi aynı anda durduğunda beni farlettiklerini anlamıştım.
Biranda arkaya döndüklerinde ne yapacağımı bilmiyordum.
Ve birinin elini havaya kaldırmasıyla yüzüme doğru gelen ateşten son anda kendimi yere atarak kurtulmuştum.
+bu kim? Tanımıyorum.
-her kimse önce onu öldürmemiz gerekecek.
Ayağa kalkacağım sırada bu sefer üzerime gelen kaya parçasıyla yerimde kitlenmiştim.
Derin bir nefes alarak ikisinin üzerine koşmaya başladım. Sanırım ani atakla afallamıştılar. Yoonginin verdiği hançeri cebimden alarak tam yanından geçerken birinin tam boğazına saplayarak arkasına geçtim.
Adam anında yere yığılarak kan kusmaya başlamıştı.
Diğeri bana ve elimdeki hançere bakarak üzerime koştuğunda hızla hemen kolundan yakalayıp arkasına geçmiştim.
Elini kullanamazsa güçleri de bir işe yaramayacak demektir.
+sen de kimsin küçük cadı? Ve o elindekini nerden buldun?
"Yoongi nerde?"
Adam her tarafı saracak kadar sesli bir şekilde kahkaha atmaya başlamıştı.
"Sana Yoongi nerde dedim?"
+Umuyorumki şuan can veriyordur
"Aşağılık lanet pislik"
"Bıçağı tam boynuna yaslayarak dizlerinin hemen arkasına tekmeyi attığımda dizleri üzerine yere çökmüştü"
"Bu hançeri bildiğine göre zehirli olduğunu da biliyorsun. Ve seni anında öldürecektir. Arkadaşına olan şeyin sana olmasını istemiyorsan şimdi söyle Yoongi nerde?"
"Birazdan Yoongiyi havaya uçuracaklar ve sen bile onu kurtaramazsın küçük cadı"
Gelen patlama sesiyle havaya yükselen ateş gözlerimde parlamıştı.
Ordaydı. Yoongi ordaydı~
"Gördün mü? İşini çoktan bitirdiler"
Hançeri hızla omzuna geçirerek serbest bırakmıştım.
"Geber şimdi lanet olası"
Son kez etrafa bakarak bizden birilerini görmeyi umut etmiştim ama kimse yoktu.
Patlama hemen karşımdakı tepenin arkasından yükselmişti o yüzden oraya gitmeliydim.
Hızla koştuğumda istediğim tek şey vardı: Yoonginin hala hayatta olmuş olması..
Tepenin aşağısına baktığımda çalılıkların olduğunu farketmiştim. Yapabilirsin Sierra. Birkaç çizik olur yada en fazla bir yerimi sakatlarım ama yinede denemeye değer.
Oturup bacaklarımı sarkıtarak derin bir nefes aldım ve fazla beklemeden kendimi aşağı bıraktım .
"Ahhhh kahretsin"
Kolumu sert bir şeye çarpmıştım ve ağrıdan anlamadan kendimi çalılıkların arasında bulmuştum.