抖阴社区

43: take my worthless jewelry, make it sacred

15.6K 1.2K 3K
                                        

Güzel geceler, sizi seviyorum.

İyi okumalar.

Crawl into my heart, take me apart
Do what you please to me, I won't resist
Find what you're seeking, I am not leaving
'Til I am drunk loved up in your kiss

"Sikeyim."

Odada yankılanan tek ses yanımda oturan Namjoon'dan yükselmişti. Kollarım bağlı, gözlerim karşımda, ellerini kırmak istercesine sıkan Taehyung'taydı. Dişlerini bir saatten beri bizim karşımızda çıt çıkarmadan oturuyorken sıkıyordu. Gözleri sinirden yuvalarından fırlayacak gibi yere sabitlenmişken Namjoon'un fısıltısına kadar kimseden ses çıkmamıştı. Taehyung şokta gibiydi. O bizimle iletişime geçene dek kimsenin onunla konuşma planı yoktu. Ne düşündüğünü merak ediyordum.

"Seokjin," Namjoon bana doğru eğilip fısıldadı. "Onu bize zarar vermeyecek minik bir şeye mi çevirsen siniri geçene kadar? Zaman geçtikçe daha da sinirleniyor sanki."

Gözlerimi Taehyung'tan çekmeden Namjoon'a doğru fısıldadım. "Sırası değil Namjoon. Taehyung sahiden iyi değil." Değildi. Bunun sebebi ise ona hiçbir şey söylemeden, kalabalık dağıldığı gibi odasına koşar adım giden Jeongguk'tu. Tören beklenmedik kişilerle bölünmüş, tüm tadımız kaçmıştı. Çocukların töreni bittiği gibi halk da evlerine dağılmıştı. Salonda sadece biz kaldığımızda Jeongguk kaskatı yüz ifadesiyle Taehyung'a bakma gereksiniminde bile bulunmadan Penelope yardımıyla çocukları odaya götürmüştü. Ne olduğunu bilmiyordum. Taehyung ise o anlarda sinirden patlayacak bir bomba gibi salonun ortasında dikiliyordu. Görmüştüm. Jeongguk, Taehyung bir şey söylesin; konuşulanları yalanlasın diye yalvarırcasına iki dakika Taehyung'un bakışlarını yakalayabilmek için öylece ona bakmıştı. Karşılık bulamadığında ise sinirini hepimiz iliklerimizde hissederken çıkıp gitmişti.

"Sana söyledim." Bizim dışımızda dudaklarını aralayan Lilith oldu. "Sana söyledim Taehyung. Bu yaptığının bir açıklaması yok." Kafasını iki yana salladı kolları sıkıntıyla bağlanmışken. "Onu kazanmışken her şeyi mahvedecek bu." Lilith, kendi kendine alçak sesiyle konuştuğunda Taehyung'un sıkılmaktan beyazlayan elleri kasıldı.

"Bunca sene.. bunca sene ondan saklamanın bir açıklaması yok."

Taehyung titreyen çenesini daha da hareketlendirirken ateş saçan gözlerini annesine çevirdi. "Onu korumak için yaptığımı biliyorsun."

"Hayır bunun bencillik, kıskançlık, evham olduğunu biliyorum."

Annesine öyle bir bakmıştı ki o anda, aralarındaki kıvılcım odayı ve bizi ateşe verecek bir bomba gibi patlayacak sanmıştım. "O adamın kim olduğunu bilmiyor musun! Kararlarımı mı sorguluyorsun?"

Annesi alayla sırıtıp tek kaşını kaldırdı. "Jeongguk kararların hakkında ne düşünüyor?"

Jeongguk'un ismini duyduğu gibi ellerini masaya yaslayıp gözlerini yumdu. Bize de anlatmalıydı, hepimiz huzursuzlukla onu izliyorduk. Günlerdir kimsenin ağzını bıçak açmıyordu.

"Taehyung."

Jimin kaşlarını çatmışken sesinin gür çıkmasını sağlamak için boğazını güzelce temizleyip konuştu. "Bize artık anlatacak mısın?" Bakışlarımı beklentiyle kafası eğik olan bedene çevirdim. Dudaklarını hiç açmayacakmış gibi sıkıyordu. Sonra yavaşça kafasını kaldırırken yumduğu gözlerini açtı.

"E-efendim." Yanımdan yükselen ürkek ses bir anda kulaklarıma ulaşmıştı sanki. Oturduğum yatakta bacaklarını ve kollarını sallayan oğlum, yüzük parmağımı emiyorken gözlerim yerdeydi. Sesin sahibi duymadığımı düşünerek çekindiğini bilsem de sesini yükseltti. "Efendim-"

lilith's sin ? taekookHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin