|CRMNL:devil inside|
'brace my soul
cause there's no good
in the place I'm going
pray for light
we all got a little bit of devil inside''Merhabalar.
Bu bölüm şeytan kardeşimizi yakından tanıyoruz.
Yorumlarınız benim için değerli, unutmayınız.
İyi okmlr..
†
Esmer, kovalarca boşalan yağmurun altında yumruklarıyla ahşap, kırmızı kapıyı zorluyordu.
"Bay Jeon!"
Ne kapıyı açan vardı ne de bir ses veren.
"Jeon Jeongguk!" Esmer üzerinde hala gecelikleri, öylece koşmuştu genç adamın evine. "Tanrım!Yardım et." İblis, daha önce olduğu gibi onu ziyaret etmişti. Açık, açık Jeon Jeongguk'a geldiğini söylemişti.
Evden gelen yüksek bağırışla, esmerin eli gideceği yeri çok iyi bilir gibi, boynundaki metal haç kolyesine gitti.
Gözleri dehşetle evin heybetli görüntüsüne bakıyordu. Sertçe yutkunup yağmur damlalarının arasından çaresizce bir nefes verdi.
O sırada büyük bir gürültüyle dış kapı açıldı. Esmer dehşetle ona bakan bedene aynı şekilde karşılık verdi. Onun gibi pijamalarının içerisindeydi. Gözleri korkudan hiçbir şey göremiyor gibiydi. "Tanrım, Bay Jeon, bana, bana bakın buradayım."
Omuzlarından tutup onu sarstı. Genç adam yeterince şoktaydı. Dudakları aralık, gözleri kocaman açıktı. Esmer, gözbebeklerinin titreyişini dahi görebiliyordu. "O," Kekeliyor, cümlesinin devamını getirmekte zorlanıyordu. Dili tutulmuş, ağzı bağlanmış gibiydi. "O,bana,"
Esmer anlayışla kafasıni eğdi. Büyük bir istekle cümlesini tamamlasın istiyordu. "Ne, size ne yaptı Jeon?"
"Bana, bana kendini gösterdi. Tanrı aşkına!," Gözlerinden yaşlar akıyordu. Ağlayış değildi bu, çaresizlik akıyordu gözlerindeki yaşlardan. "Benim, benim yatağımda oturuyordu. Rahip! Öylece, öylece yatağımda oturuyordu. Uzun, uzun tırnaklar, simsiyah, o simsiyah rahip!"
"Sakin olun, tamam sakin olun. Size daha önceden anlatmalıydım, üzgünüm. Ben üzgünüm. Ama anlatacağım. Sakin olun Bay Jeon, biraz nefes alın. Bayılacak gibisiniz."
Esmer, genç adam için endişeleniyordu. Gözleri boşlukta bir yerlere odaklanıyor, tir tir titriyordu. "İçeri geçelim."
"Hayır! O orada, giremem."
"Bay Jeon, güvenin bana. Artık burada değil. Onu hissedemiyorum, güvenin. Burada değil."
Genç adam, rahibin haklı olduğunu biliyordu. O şey her neyse, onun yakınlarda olduğunu bilmek çok kolaydı. Başına büyük bir balta geçirilmiş, birazdan ölecekmiş gibi hissettiriyordu insana.
†
"Size hiçbir şey yapmadı mı yani?"
Ellerim hala titriyordu. Sıcak kahve bardağı parmaklarımı ısıtıyordu. "Hayır, öylece gözlerimin içine bakıyordu. Ben, ben,"
Sözlerimle anlatamayacak gibi olunca, ellerimle haçın hareketini simgeledim. "Haç ters döndü. Verdiğiniz haç ters döndü Bay Kim."
