抖阴社区

15: then, leave your scent on me

32.3K 3.2K 8.6K
                                        

|Taemin;Want|

'için için seninle alay ediyorum
sıcak,sıcak
hiçbir sınır olmadan seni kendime aşık ediyorum
sıcak,sıcak
o derin denizdeki sessizlikten uyandırıyorum seni
seni daha fazlasını ister halde,daha fazlasına susamış halde bırakacağım
yasak elmanın bu tatlılığı seni baştan çıkarıyor
bu dürtü duyularını uyandıracak
bu tatlı akıntıda
seni daha fazlasını ister halde,daha fazlasına susamış halde bırakacağım'

Bu Jeongguk iyice zıvanadan çıktı arkadaşlar ;)

İyi okumalar..

Hayat beklenmedikti. Birçok kez aklıma ve dile getirsemde, eski hayatım ve şimdiki arasında doğaüstü ve korkutucu bir fark vardı. Bazen kendi kendime düşündüğümde, içinde bulunduğum durumun hala farkına varamıyordum.

Uyanalı yaklaşık bir hafta olmuştu. Bir hafta boyunca çok şey yapmıştık. Jimin'le, bazen de Namjoon ve Yoongi ile. İyi, belki iyiden azıcık daha az bir takım olmuştuk. Yoongi hala soğuk davranıyordu; özellikle Jimin'e.

Ben ise hâlâ bekliyordum. Evime bir kez bile gelmemişti uyandığımdan beri. Onu ne tavanımda ne de damarlarımda bulabiliyordum. Ne dışarıda ne de içeride, hiçbir yerde yoktu. Fazla kafama takmamaya çalışıyordum çünkü Namjoon, bir hafta önce uyandığımda cehenneme gidip intikamının bir kısmını belki alabileceğini söylemişti.

Uyandığımda ise her şey garipti.

Bir hafta önce

"Ne zaman uyanacak? Bana sormadan böylesine başını belaya soktuğu için tekmelemem gereken bir kıçı var da, yatar pozisyonda başarılı olamam," Jimin'in hafif çıkan ama sinirli bir tonda olan fısıltısını duyabiliyordum. Sırtım yumuşak bir zemindeydi. Etrafımda ise tek tük karaltılar vardı. Yavaşça gözlerimi açıyor, geri kapatıyordum. Sonunda kısık da olsa gözlerimi araladığımda, Namjoon arkasında, Jimin ise sağ tarafimda dikiliyordu. "Ah, sonunda tanrım! O uyanıyor Namjoon," Hemen sonra yüzünü yüzüme eğen esmer çehreye ifadesizce bakmaya başladım. Kaşlarımı çatıp bir süre ona baktım. Süt beyazı tenimin sarmaladığı çıplak kolum, soğuk hissettiren bir dokuya değiyordu.

Azıcık doğrulmaya kalkıp alt bedenime bakmaya çalıştığımda, bir tabutun içinde olduğunu seçmem uzun sürmemişti. "Sen de iyice tanrıcı oldun Jimin," diyiverdi en son uzun zaman önce duyduğum ama tanıdık olan ses. Jimin, gözlerim bir ifade barındırmadan ona döndüğünde kafasını geriye atmış, Yoongi'ye gözlerini devirmişti.

Her tarafım tutulmuş gibiydi. Yıllar sonra uykusundan uyanan bir vampir gibi hissediyordum. Doğrulurken sırtıma saplanan derin sızıyla yüzümü buruşturdum. Ellerimi tabutun kenarlarına koyup bedenimi kalça kemiğim üzerine doğru kaydırdım. "Yavaş ol Jeon, tekrardan doğalı yaklaşık beş dakika oluyor,"

Namjoon'un hafif oyuncu, hafif de samimiyet barındıran sesiyle gözlerim ona döndü. "Gömdünüz mü beni?"

"Hayır, tabutun hep burada, kilisedeydi. Odamın içindeki mahzende saklıyordum seni."

Hafifçe başımı ovdum. Jimin'in bir anda beni sarsmasıyla şaşkınca ona baktım. "Bir daha o korkusuz kıçınla saçma bir plana girişmeden bize haber ver mankafa!" Hemen sonrasında kollarını yapabildiği kadar bana doladı. Acımı azıcık da kenara koyup hâlâ hafiften buruşuk yüzümle sarılışına karşılık verdim. "Jimin, bedeninin biraz açılması gerekiyor,"

lilith's sin ? taekookHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin