抖阴社区

59. B?lüm

311 25 2
                                        

Ormanda ilerlerken, kalbim göğsümde bir savaş gibiydi. Bahar’a baktım, o da tıpkı benim gibi endişeliydi. Ama bu durumu kabullenmekten başka çaremiz yoktu. Nefesim hızlanmıştı, her ses bana bir şeylerin kötü gideceğini hissettiriyordu.

“Bahar, bir planımız yok mu?” dedim, sesim titrek çıkıyordu. “Nereye gideceğiz? Bizi takip eden adam ne olacak?”

Bahar, “Plan yapmamıza gerek yok, önce şu yolu bulalım,” diye yanıtladı. Ama gözlerindeki belirsizlik beni tedirgin ediyordu. Her an bir şey olabilirdi. Ormanda saklanmak, başımıza ne geleceğini bilmediğimiz için daha da korkutucuydu.

Bir süre sessizce yürüdük, her adımımızda yaprakların hışırtısı daha da gürültü çıkarıyordu. Bahar birden durdu ve parmağıyla parlayan bir ışık gördüğünü işaret etti. “Derin, bak! O bir yol!”

Biraz daha yaklaşınca, geride bıraktığımız ormanlık alandan kurtulmak üzere olduğumuzu fark ettim. Ama bahsettiği ışık, uzaktan gelen bir araba farıydı. “Bahar, bu iyi bir işaret mi yoksa…” dedim ama lafımı bitiremeden bir gürültü duyuldu.

“Ne? Araba mı?” Bahar’ın gözleri büyüdü. O anda kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. “Bizi takip edenler, bu arabanın ışığını görüyorlar mı?” diye düşündüm. “Belki de peşimizdeki kişi bu yolda… arabanın yanına kadar gelirse!”

Kendimi kontrol etmeye çalıştım, Bahar’a sıkı sıkı sarıldım. “Ne yapmalıyız?” diye sordum, gözlerim korkuyla doluydu. Bahar “Bilmiyorum ama bu yola çıkmalıyız. Bizi bulmadan oraya ulaşmalıyız,” dedi.

Hızla yola doğru ilerlemeye başladık. Yolda ilerledikçe, ışık daha da parlıyordu. Bahar duraksayıp gözlerini kısarak dikkat kesildi. “Derin, dikkatli ol. Eğer bu yolda bir şey olursa…” diye başladığı cümlesini tamamlayamadı, çünkü o anda aniden bir ses duyuldu.

“Geri dönün!” diye bağıran bir adamın sesi. “Bahar! Derin!”

O anda bir şeyler patladı. Arkamızda patlayan bir silah sesiyle yerimden sıçradım. “Koş!” dedim Bahar’a, hemen arkamıza dönüp kaçmaya başladık. Ormanın derinliklerine doğru, o lanet olası arabadan ve içerisindekilerden uzaklaşmaya çalışıyorduk.

Koşarken kalbim çarpıyordu, her adımımda çığlık atacak gibi hissediyordum. “Bahar! Onlar kim?” diye sordum, sesim panikten titriyor, korku doluydu.

“Bilmiyorum, ama peşimizdeler!” Bahar, nefes nefese kalmıştı ama yine de hızla koşmaya devam etti.

Bir yandan arkamızdaki sesler giderek artıyordu. “Onları durdurmalıyız!” dedim ama Bahar “Daha fazla duramayız, hemen uzaklaşmalıyız!” diyerek beni sürüklüyordu.

Hızla ilerledik, gözlerim ormanın karanlığına dalmıştı. Bahar’ın yanında olmak, ona güvenmek için savaşmak zorundaydım. “Seni kaybetmek istemiyorum!” dedi Bahar, sesiyle içimdeki korkunun üstesinden gelmeye çalışarak.

Bahar beni durdurdu, “Derin, burada duralım. Bir yere saklanmalıyız!” dedi.

Kendimi toparlayıp saklanacak bir yer aramaya başladım. Bir ağaç kütüğünün arkasına geçerek sessizleşmeye çalıştık.

“Bahar, ne yapacağız?” dedim, kalbim hâlâ hızla atıyordu. Bahar, bana dönerek “Sadece bekleyeceğiz. Eğer bizi bulurlarsa…” diye sözlerine devam etmeden, ağzını kapattı. O an etraftaki sesler azalınca, sanki hayatımda ilk defa bir yerde sessizlik olmuştu.

Birbirimize baktık. Gözlerindeki kararlılık ve korku, ikimizi de birbirine kenetlemişti. Ne olursa olsun, bu geceyi birlikte atlatmak zorundaydık.

Yasak A?k?n G?lgesinde (??retmen x ??renci GxG)Where stories live. Discover now