Türkçe dersinde Yaren’le birlikte oturuyorduk. Yaren, defterine notlar alırken ben de başımı ileri geri sallayarak, bazen pencereye, bazen de tahtaya bakıyordum. Ders biraz sıkıcıydı, ama yine de ne yapalım, bitmesini bekliyorduk.
Bir anda kapı açıldı ve müdür yardımcısı Mehmet Hoca içeri girdi. Hemen herkes susarak gözlerini ona çevirdi. Mehmet Hoca’nın karizmasıyla gelen sessizlik, sınıftaki enerjiyi anında değiştirdi.
Bütün okulda ki kızlarda bu hocaya aşık.
Aman banane. Mehmet Hocaya aşık olsunlar zaten, Bahar'a aşık olanı sikerim o bana ait.
Sınıfın ortasına kadar ilerleyip durdu ve kısa bir süre etrafına bakarak, “Gençler, okulumuzun gezi kulübü bugünden itibaren aktif bir şekilde çalışmaya başlayacaktır,” dedi, ve sesinde bir heyecan vardı. “İlk olarak sizlerle ormanlık alanda kamp yapmayı planlıyoruz,”
Neee ormanda mı? hayatta olmaz, dalga mı geçiyor bu.
Kardeş ben bir kere ormana gittim daha da gitmem.
Her tarafta anında bir hareketlenme oldu. Sınıftaki herkes birbirine bakarak, kulağını eğdi. Kamp mı? Ormanda mı? Gerçekten mi? Evet, kesinlikle onlar için heyecan verici bir şeydi. Bu kadar yeni ve farklı bir şey, çoğu öğrencinin dikkatini çekmişti.
Yaren, bana dönerek gözlerini kocaman açtı. “Vallahi mi? Orman kampı? Bizim okuldaki gezi kulübü tam da böyle bir şey mi yapacak?” diye heyecanla sordu. Tabi o da şaşırdı nasıl tepki verecek algılayamıyor.
Ben de kafamı sallayarak, biraz isteksizce “Evet, sanırım öyle,” dedim. İçimden de, “Bütün bu kamp olayını yapmaya pek niyetim yok bilirsin,” diye geçirdim. Ama yine de hemen tepki vermemek için sessiz kaldım.
Mehmet Hoca konuşmaya devam etti, “Kimler ismini yazdırmak isterse, yeni açtığımız gezi kulübü odasına gidip adını yazdırabilir.”
Aman hocam kalsın lütfen.
Bütün sınıf gözleri parlayarak birbirlerine bakmaya başladı. Kimse bir an bile tereddüt etmeden neredeyse koşarak çıkmaya başlamıştı. Herkesin gözlerinde bir heyecan vardı, ve o an bana gerçekten uymuyordu. Okulda böylesi etkinliklere pek ilgim yoktu. Orman… Bu bana fazla fazla "korkunç" gelmeye başlamıştı.
Yaren ise hemen arkasından “Hadi Derin, sen de gel,” diye beni dürtüp dürtüp peşinden sürüklüyordu. “Eğlenceli olur, hadi adımızı birlikte yazdıralım.”
Bir süre kararsız kaldım. Kafamda “Bu geziye katılmak, gerçekten de gereksiz” diye düşünürken, Yaren’in ısrarları beni zorlamaya başlamıştı.
Neyse, sonunda pes ettim. “Tamam, yazdırırım ama sadece sizinle geleyim, sonrasında sıkılınca hemen dönerim,” dedim.
Çok çabuk teslim oldum biliyorum, yani sonuçta okul ile birlikte gidiyoruz en fazla ne olabilir ki.
Değil mi?
Yaren’in yüzü hemen aydınlandı ve “Evet işte, işte bu, doğru karar!” diye sevindi.
Ya ben yine neyin içine sürükleniyorum.
İkimiz birlikte gezi kulübünün odasına doğru ilerledik. Kapıyı itip içeri girdik, birkaç kişi daha isimlerini yazdırıyordu. Yaren hemen kulübün liderine yaklaşıp ismini yazdırdı. Ben de arkasından gelenlere bakarak sıraya girdim.
Bir süre sonra sıra bana gelince, odanın duvarındaki listeyi görebildim. İsimler sırayla yazılmıştı. “Ad Soyad, İsim Soyisim” diye. İlk birkaç ismi okudum, sonra bir anda gözlerim Bahar’ın ismine takıldı.

YOU ARE READING
Yasak A?k?n G?lgesinde (??retmen x ??renci GxG)
RomanceDerin, s?radan bir ??renci olarak ba?lad??? okul hayat?nda, ?ngiltere'den gelen gizemli ve so?uk Bahar Arslan'?n ??retmeni olmas?yla dünyas? altüst olur. Farkl? ge?mi?lere ve karakterlere sahip olmalar?na ra?men, aralar?ndaki ?ekim ink?r edilemezdir...