抖阴社区

69. B?lüm

308 28 13
                                        

Sabah olduğunda sert bir sarsılma resmen yataktan fırladım. Kalbim deli gibi atıyordu. Gözlerimi ovuşturarak etrafa bakarken Yaren'in yüzünü gördüm.

“Salak mısın amk, ödüm koptu!” dedim, nefesimi toparlamaya çalışarak.

Yaren ellerini beline koydu ve kaşlarını çatıp, “Kalksana kızım, sabahtan beri seni uyandırmaya çalışıyorum, sen kalkmıyorsun!” dedi.

“Ne? Saat kaç ki?” diye sordum, hâlâ uykulu bir sesle.

“Tam olarak dokuza beş var,” dedi Yaren, yüzünde hafif bir gülümsemeyle.

Bu cümleyi duymamla gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu. “Ne? Dokuza mı?!”

Yaren omuz silkti, “Yani hazırlanman için tam beş dakikan var,” dedi.

Hemen uyku tulumundan kendimi dışarı atıp, bavulumu karıştırmaya başladım. “Neden beni daha erken kaldırmadın?” diye bağırdım ona.

Yaren kahkaha atarak, “Kızım, manyak mısın? Davul zurna getirsem bile az gelir, uyanmıyorsun!” dedi.

Ben ise homurdanarak, “O kadar uykucu değilim ya,” dedim.

Yaren gözlerini devirdi. “He, aynen. Şimdi acele et, ben dışarıda bekliyorum. Çabuk hazırlan!” dedi ve çadırdan çıktı.

Hızla bavulumu karıştırmaya devam ederken bir yandan da uygun bir şeyler arıyordum. Sonunda elime gri renkli dar bir spor pantolon geçti, paçaları hafif yukarı kıvrılmıştı ve bel kısmında ince siyah bir bağcık detayı vardı. Üzerine beyaz, sade bir tişört buldum. Tişörtün ön kısmında kırmızı bir yıldız desen vardı, arkası ise tamamen boştu. Ayakkabılarımı da hızlıca geçirip, boynuma ince bir kırmızı bandana taktım. Saçlarımı da aceleyle bir atkuyruğu yaptım.

“Tamam!” dedim kendi kendime, çantayı bir kenara fırlatıp çadırdan çıktım.

Yaren beni dışarıda bekliyordu. “Sonunda ya! Şafak operasyonu düzenledim resmen, hadi yürü,” dedi.

Kendimi tutamayarak "Abartma amk," dedim.
Yaren ile birlikte toplanma alanına doğru yürümeye başladık. Alan şimdiden dolmuştu ve herkes bizi bekliyordu. Biraz utandım açıkçası. Yaren, Mehmet Hoca’nın yanına giderek durumu kurtarmaya çalıştı.

“Kusura bakmayın hocam, yanımda gördüğünüz danayı uyandırana kadar geç kaldık,” dedi ciddi bir ses tonuyla ama yüzünde muzır bir gülümseme vardı.

Ben hemen sinirle araya girdim, “Sen kime dana diyorsun lan!”

Tam birbirimize girecekken Mehmet Hoca araya girdi, ellerini havaya kaldırarak, “Tamam arkadaşlar, kavga etmenin sırası değil. Hadi herkes hazırsa oyunu ve kuralları açıklıyorum,” dedi.

Herkes bir anda alkışlamaya başlıyor. Ben de alkışlarken bir yandan Bahar’a bakıyordum. Bahar gözlerini benim üzerime dikmişti ve bana göz çaktırmadan göz kırpmıştı. istemsizce dudağımı ısırarak karşılık verdim. Bahar bunu görünce hafifçe gülümsedi.

Mehmet Hoca, elindeki düdüğü sallayarak;
“Bugün bayrak kapmaca oynayacağız. Tek bir bayrağımız var ve ormana saklı. İkişerli takımlar halinde bayrağı arayacaksınız. Bayrağı bulan takım, kampın ortasına getirene kadar onu savunmak zorunda. Unutmayın, kuralları çiğneyen anında elenir!”

Herkes heyecanla dinlerken Mehmet Hoca devam ediyor:
“Şimdi ikişerli takımlarınızı oluşturun. Hazırlanın ve işaretimi bekleyin.”

Etraf hareketleniyor, herkes kendine bir takım arkadaşı buluyordu. Ben ise Yaren’e bakıyordum. Hififçe omuzuna dokunarak “Hadi kızım, senin şansın,” dedim.

Yasak A?k?n G?lgesinde (??retmen x ??renci GxG)Where stories live. Discover now