Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğret...

By Nisqwx0

60.3K 3.1K 669

Derin, sıradan bir öğԳ olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan... More

•Kٱ•
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21.öü
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
77. Bölüm

59. Bölüm

311 25 2
By Nisqwx0

Ormanda ilerlerken, kalbim göğsümde bir savaş gibiydi. Bahar’a baktım, o da tıpkı benim gibi endişeliydi. Ama bu durumu kabullenmekten başka çaremiz yoktu. Nefesim hızlanmıştı, her ses bana bir şeylerin kötü gideceğini hissettiriyordu.

“Bahar, bir planımız yok mu?” dedim, sesim titrek çıkıyordu. “Nereye gideceğiz? Bizi takip eden adam ne olacak?”

Bahar, “Plan yapmamıza gerek yok, önce şu yolu bulalım,” diye yanıtladı. Ama gözlerindeki belirsizlik beni tedirgin ediyordu. Her an bir şey olabilirdi. Ormanda saklanmak, başımıza ne geleceğini bilmediğimiz için daha da korkutucuydu.

Bir süre sessizce yürüdük, her adımımızda yaprakların hışırtısı daha da gürültü çıkarıyordu. Bahar birden durdu ve parmağıyla parlayan bir ışık gördüğünü işaret etti. “Derin, bak! O bir yol!”

Biraz daha yaklaşınca, geride bıraktığımız ormanlık alandan kurtulmak üzere olduğumuzu fark ettim. Ama bahsettiği ışık, uzaktan gelen bir araba farıydı. “Bahar, bu iyi bir işaret mi yoksa…” dedim ama lafımı bitiremeden bir gürültü duyuldu.

“Ne? Araba mı?” Bahar’ın gözleri büyüdü. O anda kalbim yerinden fırlayacak gibi oldu. “Bizi takip edenler, bu arabanın ışığını görüyorlar mı?” diye düşündüm. “Belki de peşimizdeki kişi bu yolda… arabanın yanına kadar gelirse!”

Kendimi kontrol etmeye çalıştım, Bahar’a sıkı sıkı sarıldım. “Ne yapmalıyız?” diye sordum, gözlerim korkuyla doluydu. Bahar “Bilmiyorum ama bu yola çıkmalıyız. Bizi bulmadan oraya ulaşmalıyız,” dedi.

Hızla yola doğru ilerlemeye başladık. Yolda ilerledikçe, ışık daha da parlıyordu. Bahar duraksayıp gözlerini kısarak dikkat kesildi. “Derin, dikkatli ol. Eğer bu yolda bir şey olursa…” diye başladığı cümlesini tamamlayamadı, çünkü o anda aniden bir ses duyuldu.

“Geri dönün!” diye bağıran bir adamın sesi. “Bahar! Derin!”

O anda bir şeyler patladı. Arkamızda patlayan bir silah sesiyle yerimden sıçradım. “Koş!” dedim Bahar’a, hemen arkamıza dönüp kaçmaya başladık. Ormanın derinliklerine doğru, o lanet olası arabadan ve içerisindekilerden uzaklaşmaya çalışıyorduk.

Koşarken kalbim çarpıyordu, her adımımda çığlık atacak gibi hissediyordum. “Bahar! Onlar kim?” diye sordum, sesim panikten titriyor, korku doluydu.

“Bilmiyorum, ama peşimizdeler!” Bahar, nefes nefese kalmıştı ama yine de hızla koşmaya devam etti.

Bir yandan arkamızdaki sesler giderek artıyordu. “Onları durdurmalıyız!” dedim ama Bahar “Daha fazla duramayız, hemen uzaklaşmalıyız!” diyerek beni sürüklüyordu.

Hızla ilerledik, gözlerim ormanın karanlığına dalmıştı. Bahar’ın yanında olmak, ona güvenmek için savaşmak zorundaydım. “Seni kaybetmek istemiyorum!” dedi Bahar, sesiyle içimdeki korkunun üstesinden gelmeye çalışarak.

Bahar beni durdurdu, “Derin, burada duralım. Bir yere saklanmalıyız!” dedi.

Kendimi toparlayıp saklanacak bir yer aramaya başladım. Bir ağaç kütüğünün arkasına geçerek sessizleşmeye çalıştık.

“Bahar, ne yapacağız?” dedim, kalbim hâlâ hızla atıyordu. Bahar, bana dönerek “Sadece bekleyeceğiz. Eğer bizi bulurlarsa…” diye sözlerine devam etmeden, ağzını kapattı. O an etraftaki sesler azalınca, sanki hayatımda ilk defa bir yerde sessizlik olmuştu.

Birbirimize baktık. Gözlerindeki kararlılık ve korku, ikimizi de birbirine kenetlemişti. Ne olursa olsun, bu geceyi birlikte atlatmak zorundaydık.

Ama tam o sırada, bir adım sesi duyuldu. Korkudan donakalmıştım, gözlerim ağaçların arasındaki karanlığa dikildi.

Bahar, “Saklan!” diye fısıldadı ve ben de onun arkasına geçtim. Ses yaklaşıyordu ve bir an ne yapacağımızı bilemedim.

Kendimi geri çekerek, elimdeki taşla hazır bekledim. “Lanet olsun, ne yapacağız?” diye fısıldadım.

Bahar bana doğru döndü. “Ne olursa olsun, seni koruyacağım,” dedi. Bu sözler beni biraz rahatlatsa da dışarıda bekleyen tehlike her şeyden daha gerçekti.

Karanlık ormanda, her ses bir tehdit gibi geliyordu. Bir anda ışıkların arasından belirginleşen silueti gördüğümde, kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Bahar’ın yanımda durması, cesaretimin kaynağıydı ama o anda ikimiz de hareket edemiyorduk.

Bahar, cesur bir karar verdi. Bir anda öne çıktı ve elindeki taşı hızla adamın şah damarının bulunduğu kısma vurdu. Adam, bir çığlık atarak yere yığıldı.

Gözlerim büyülenmiş gibi adamın cansız bedenine kilitlendi. “Bahar, s-sence ö-öldü mü?” diye fısıldadım, şaşkınlıkla Bahar’a bakarak.

“Bilmiyorum, ama buna odaklanacak zamanımız yok!” Bahar, hemen yanımda belirdi ve elimi tutarak beni oradan uzaklaştırmaya başladı. “Artık buradan gitmemiz gerekiyor. Çabuk, koş!” dedi.

Hafifçe geri dönüp yerde yatan adama son bir bakış attım ama Bahar beni çekmeye devam etti. O an, bir anlık duraksamadan sonra, onun arkasında kalan karanlığa bir daha bakmadan koşmaya başladım. Adımlarım, karanlık ormanın derinliklerinde yankılanıyordu.

Bahar’ın elleri, benimle birlikte güçlü bir şekilde hareket ediyordu. “Bahar, nereye gidiyoruz?” diye sordum, nefesim hızla tükeniyordu. “Bir yol bulmalıyız, belki bir yere ulaşırız!”

“Buradan biraz daha ilerleyelim, mutlaka bir çıkış bulacağız,” dedi Bahar, kararlılığını kaybetmeden. O sırada aklımda düşünceler dönüyordu. Ormanda kaybolmak, peşimizdeki adamdan daha kötüydü. Ama Bahar’ın cesareti bana güç veriyordu.

Yürümeye devam ettikçe, kalbim hızla atıyor ve her yaprak hışırtısı beni tedirgin ediyordu. Ormanın derinliklerinde kaybolmuş hissediyordum ama Bahar’ın yanımda olması bana bir nebze olsun güven veriyordu.

Sonunda, birkaç dakika içinde ağaçların arasından çıktık ve karşıda geniş bir otoyol belirdi. “İşte burası!” diye haykırdım, sevinçle.

“Şimdi ne yapacağız?” diye sordu Bahar, gözleri parlayarak. “Acilen taksi çağırmamız lazım!” dedim, hemen telefonumu çıkararak. Ama ekrana baktığımda sinyalin çekmediğini gördüm. “Siktir!” dedim, moralim bozuldu.

“Ne oldu?” diye sordu Bahar, endişeyle. “Sinyal yok,” dedim, telefonu sallayarak. “Buradan çıkmalıyız ama bu telefon işe yaramazsa…”

“Gel, yola doğru biraz daha ilerleyelim. Belki burada sinyal buluruz,” dedi Bahar, beni iterek. İkimiz de hızla otoyolda yürümeye başladık, gözlerimiz yolda geçen araçları tarıyordu. Her geçen saniye, gerilimi artırıyordu.

Biraz daha ilerlediğimizde, Bahar bir an duraksadı. “Derin, burası biraz daha iyi görünmeye başladı!” dedi. “Tekrardan bak sinyal var mı,” Sinyal bulma umuduyla telefonumuzu kontrol ettim ve az da olsa çekmeye başladığını fark ettim.

“Bahar, bak! Telefon çekmeye başladı ama sinyal çok zayıf,” dedim, telefonda sinyali tutturmaya çalışırken. “Hemen taksi için ara!” dedi Bahar, heyecanla.

“Tamam, ama bende bu telefondan bir cacık çıkmazsa…,” dedim içimden. Hızla, taksi çağırmak için numarayı tuşlamaya başladım. “Açık ol! Açık ol!” diye mırıldanırken, sinyal gidip geliyordu.

Ama o sırada sinyal tekrar kayboldu ve telefon yine sesi çıkmadı. “Hayır! Olmaz!” dedim, çaresizlik içinde.

“Bahar, bak! Sinyal var!” diye bağırdım. “Ara, hemen arayalım!” demişti, Bahar “Sen ara, ben çevreme bakacağım,” dedi.

Hızla tuşlara bastım. Taksi çağıran numarayı bulmak için çırpınırken, telefon hâlâ zayıf bir sinyal veriyordu. “Açıl!” dedim. “Birini bulmalıyız!” Sonunda, bağlantı kurabildim.

“Merhaba, bir taksi çağırmak istiyorum,” dedim, cümlemi tamamlarken Bahar yanımda durarak bana moral vermeye çalışıyordu. “Sizi nereye götürebiliriz?” diye sordu operatör.

“Bilmiyorum, ama acil bir yere, hemen!” dedim. “Bizi buradan alman lazım, orman yolundayız!” Bahar, arkamdan konuşmalarımızı dinleyerek heyecanla beni izliyordu.

“Tamam, oto yolda bekleyeceğiz. En kısa sürede ulaşmaya çalışacağız,” dedi kadın sesi. “Tamam, teşekkürler!” dedim ve telefonu kapattım. “Bahar, taksi yolda bekleyecek!”

“Harika! Şimdi nereye gideceğiz?” Bahar, gülümseyerek yanımda sıçradı. “Hemen oyo yolu arayalım ve bekleyelim,” dedim. “Buradan kurtulmayı başardık!”

Bahar’ın gözlerindeki heyecan, beni motive ediyordu. “Hadi, gidelim! Bir an önce kurtulmalıyız!” diye bağırdım. O an, bu geceyi atlatacağımızı düşündüm. Birlikte bu zorluğun üstesinden gelecektik.

Hızla oto yola koyulduk ve her geçen saniye bizim için bir fırsat haline geldi. Gözlerimiz yolda, bekleyerek önümüze bakıyorduk. Birazdan bir taksi belirecek ve biz de bu kabus dolu geceden kurtulacaktık.

“Hadi, hemen bir taksi gelsin!” diye fısıldadım. Bahar da sinirle, “Gelsin, artık gidelim!” dedi. Etraftaki sesler kaybolurken, sadece kalbimizin hızlı atışlarını duyuyorduk.

Nihayet, yolun kenarında sarı bir taksi belirdi. İçimde bir sevinç patlaması yaşadım. “Bahar, taksi geliyor!” diye bağırdım. Koşarak taksiye doğru ilerledik. Taksici, yüzünde meraklı bir ifadeyle bizi süzerek kapıyı açtı. “Nereye?” diye sordu, sesi kısa ve özdü.

Bahar hemen atıldı, “Evin yolunu tarif ediyorum!” dedi. Taksici başını salladı ve biz de hemen içeri daldık. Kafamı koltuğun arkasına yaslayarak derin bir nefes aldım. Burası benim için bir kurtuluş gibiydi. Dışarıdaki karanlık orman, belirsizlik ve korku yerini artık bir nebze huzura bırakmıştı.

Bahar, yön tarif ederken, ben kafamı geriye doğru atıp gözlerimi kapattım. Bir an için rahatlamak için bir çaba gösteriyordum. Ormanın geride kalması, peşimizdeki korkunun da silinmesi gerektiği hissini uyandırıyordu.

“Tamam, yola çıkıyoruz,” dedi taksici. Aracın motoru çalıştığında, yolda ilerlemeye başladık.

Uzun bir süre sonra artık tanıdık sokaklardan geçiyorduk. Bahar, “Sol taraftan dön,” diye yönlendirmeye devam etti. Taksi, evin yoluna girdiğinde, içimden bir oh çektim.

Bahar’a döndüm. “Artık güvendeyiz, değil mi?” dedim. O da gülümsedi. “Evet, buradan sonra rahatlayabiliriz,” dedi. Ama yine de gözlerinde bir endişe vardı. Belki de bu gece yaşadıklarımızın etkisindendi.

Taksici, konuşmaya devam etti. “Gece pek tehlikeli, buradan geçerken dikkatli olmak lazım,” dedi. Bahar hemen atıldı. “Biliyor musunuz, biraz önce ormanın derinliklerinde bir yaşlı bir kadına denk geldik. Sonra peşimizden biri geldi. Çok korkutucuydu.”

Taksici merakla arkamıza baktı. “Ne?! O kadını tanıyor musun?” dedi. Bahar, “Hayır, bilmiyoruz. Ama bir şeyler yapmaya çalışıyordu,” dedi.

Taksici, gözlerini yola dikmişti, ama biraz gerginleştiği belliydi. “Dikkatli olmalısınız. O kadın hakkında şehir efsaneleri var gece yarısı insanları öldürüyor diye,” diyerek bizi uyardı. İçimde bir korku kıpırtısı hissettim.

Bahar gerçekten haklı çıkmıştı, eğer o kadının evinde kalmaya devam etseydik cesedimizi bulamazlardı.

Birbirimize bakarken, korku ile endişe arasında gidip geliyorduk. “Artık evdeyiz, Derin. Her şey yoluna girecek,” dedi Bahar, elimi sıkıca tuttu. “Umarım,” dedim, ama hala içimde bir huzursuzluk vardı.

Takside bir süre sessizlik oldu. Yalnızca tekerleklerin asfalt üzerindeki sesi duyuluyordu. Bahar’ın elini sıkıca tutarken, biraz rahatladım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes almak istedim, ama bu geceki gerilim aklımda dolanıyordu.

Takside bir süre sessizlik oldu. Yalnızca tekerleklerin asfalt üzerindeki sesi duyuluyordu. Bahar’ın elini sıkıca tutarken, biraz rahatladım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes almak istedim, ama bu geceki gerilim aklımda dolanıyordu.

Sonunda evimizin sokağına girdiğimizde, Bahar heyecanla oturduğu yerden doğruldu. “Evdeyiz!” dedi. Taksici, arabayı durdurdu ve taksimetreyi kapattı. Bahar, “Teşekkürler, ne kadar?” dedi. Taksici fiyatı söyledi ve Bahar parayı uzatırken, ben kapıyı açıp dışarıya adım attım.

Arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladık. Kapıyı açarken, içimde bir huzur hissettim ama aynı zamanda geride bıraktığımız karanlık da zihnime kazınmıştı.

“Şimdi ne yapmalıyız?” diye sordum, Bahar’a bakarak. O, kafasını düşünceli bir şekilde eğdi. “Biraz dinlenelim ve sabah her şeyi planlayalım,” dedi.

“Ama önce… Ne yapacağız o kadın hakkında?” Sadece bunu düşündüm.

“Belki de sadece bir kaza ya da yanlış anlaşılma,” dedim ama aklımda yine soru işaretleri vardı. Bahar, “Bilmiyorum ama bu geceyi atlatmamız gerekiyor. Yarın her şeyi konuşuruz,” dedi.

“Tamam, seninle birlikteyim,” dedim. İçimde hâlâ korkular vardı ama Bahar’ın yanındayken her şeyin üstesinden gelebileceğimi hissettim. Yavaşça dinlenmek için odamıza yöneldik ama aklımdan o kadın ve yaşadıklarımız çıkmıyordu.

Sadece kendimi sıcak suya atmak istiyordum, bu yüzden hemen banyoya yöneldim. Arkamdan Bahar'da gelerek bana eşlik etmek istiyordu. Hemen sıcak suyu açtım ve beklemeye başladık.

Suya girdiğimizde sıcak suyun buharı her tarafı kaplamıştı. Sıcak bir duş almak iyi gelecek,” dedim. Bahar gülümseyerek sıcak suyun altına geçti ve ben de onun arkasından girdim.

Sıcak su üzerimize dökülürken, tüm gerginliklerim yavaşça erimeye başladı. Bahar, hafif bir iç çekişle sırtını bana yasladı. “Sana bir şey olacak diye çok korktum,” diye fısıldadı. O an içimdeki tüm korkular yeniden canlandı. “Bahar,” dedim, ona dönerken, “ben de çok korktum. Seni kaybedeceğim diye…”

Bahar, gözlerimin içine bakarak gülümsedi. “Ama buradayız, Derin. Her şey yolunda,” dedi ve daha da yakınlaştı. Sıcak suyun altında sarıldık. O an, her şeyin dışındaki tehlikeleri unuttum. Bahar’ın sıcaklığı, beni koruyan bir kalkan gibiydi. Sanki dünya sadece ikimizden ibaretti.

Bir süre öylece durduk, su damlaları üzerimizde kayarken, içimdeki korku yavaş yavaş kayboldu. Bahar, saçlarını arkasına atarken, su damlaları parıldıyordu. “Bunu hak ettik, değil mi?” dedi. “Kendimizi şımartmak, biraz dinlenmek…”

“Kesinlikle,” dedim, ve birlikte banyo yapmaya başladık. Banyonun sessizliği, sadece suyun sesiyle doluydu. Her anın tadını çıkardım; Bahar’ın yanında olmak, tüm bu kabusları unutturuyordu.

Sonunda duşu kapatıp, yumuşak havlularla kendimizi sardık. Yatak odasına geçtiğimizde, yorgun ama mutlu hissediyordum. Hızlıca üstümüze geceliklermizi giydik.

Bahar, yavaşça yatağa uzandı ve yanına geçtim. “İyi geceler,” dedim. O da, “İyi geceler, Derin,” diye yanıtladı. Ama henüz uykuya dalmadan önce, onun yanında olmak istediğimi hissettim.

Bahar’a sarıldım ve gözlerimi kapadım. Ama o an kafamda hala o kadının görüntüsü belirmekteydi.

~

Oy vermeyi unutmayın ballarımm <33

Continue Reading

You'll Also Like

554K 57.1K 52
𝘏𝘢𝘶𝘭𝘦 𝘏𝘢𝘶𝘭𝘦 𝘏𝘰𝘫𝘢𝘺𝘦𝘨𝘢 𝘗𝘺𝘢𝘢𝘳 -𝐁𝐎𝐎𝐊 𝐓𝐖𝐎 𝐎𝐅 𝐋𝐎𝐕𝐄 𝐂𝐇𝐑𝐎𝐍𝐈𝐂𝐋𝐄𝐒- "This was just an arrangement" I stared into o...
582K 54.2K 24
ကိုထွဋ် × နွေး 💛
493K 8.9K 43
**Unexpected Love ** ရည်းစားက သစ္စာဖောက်ပြီး နိုင်ငံခြား ထွက်သွားလို့ ရည်းစားဟောင်းကို အရွဲ့တို-က်ပြီး မိန်းကလေးတွေနဲ့ ONS တွေ နေလိုက် တွဲလိုက် လုပ်န...
1.9M 29.6K 47
Professor's Dark Desire [18+] - just as a warning this story contains themes of abuse, assault, and unhealthy relationships. If these topics are di...