抖阴社区

XLI

1.3K 120 70
                                        

Akşama doğru sarayın arka tarafındaki ağaçlık alana çıktım. Ülkenin dört bir yanında yetişen bitkilerden oluşan oldukça geniş bir bahçeydi.

Ayaklarımın altındaki çimlerin ezilme sesinden başka bir ses yoktu. Üzerimde her zamanki takımım vardı, uzun siyah pelerinimle birlikte ormanın içinde ilerliyordum.

Yürürken böğürtlen çalısının üzerine takılmış, normal bir kuşa ait olmak için fazla büyük olan, tüylere baktım. Kaşlarımı çatıp yaşlı bir meşe ağacının dallarının gölgesinde duran bedene fark ettim.

Gülümseyip "Ne oldu? Beni özlemedin mi, Horus?" Dedim.

Horus kanatlarını açıp yere indi. Endişeyle suratıma bakıp "Cidden yaşıyorsun." Dedi.

Omuz silktim "Tabiki yaşıyorum." Dedim etrafıma bakınıp "Argus nerede?" Dedim.

Horus dudağını büküp "Prensi o canavarın inine kadar sokacağımızı düşünmüyorsun herhalde. Seni götüreceğim, uçalım." Dedi.

Kanatlarını açtığında beni beklediğini anladım, gülümseyip "Ah evet. Yüzüğü takmıyorum yani uçamam." Dedim.

Horus kaşlarını çattı "Yüzüğünü geri almadın mı?" Dedi.

"Bu karışık bir mesele ama şu anda yüzüğü kullanamıyorum."

Horus iç geçirip beni belimden tutup kucağına aldı "Sıkı tutun." uçmadan önce durup göz ucuyla bana baktı "Geri dönmene sevindim Mervin." Dedi.

Gülümseyip kafamı salladım. Horus hızla havalanıp kurşun gibi havada süzüldü. Hızlı hava akımı yüzünden gözlerimi ve ağzımı sıkıca kapattım. Sanki görüşmeyeli Horus dahada hızlanmıştı ve uçuş konusunda dahada becerikli olmuştu.

Hızla uçup başkentin dışında kalan kayalık bölgeye doğru uçtuk. Horus doğrudan bir kayaya doğru uçmaya başladığında ilk önce çarpacağımızı düşündüm ama Horus'un aptal olmadığını biliyordum bu yüzden soğuk kanlılığımı korumaya çalıştım.

Beklediğim gibi kayanın içinden geçip gizli bir mağaraya giriş yaptık. Mağaranın içine kurulu çadırlara ve yanan süslü lambalara baktım. Oldukça sıcak ve hoş bir yerdi.

Horus'un kucağından inip bizi bekleyen guruba baktım. Argus ve Seth öndeydi. Arkalarında Galya ve Valkür duruyordu. Valkür hızla yanıma gelip başıyla selam verdi "İyi olmanıza çok sevindim Efendi Mervin." Dedi.

Kafamı sallayıp "Teşekkür ederim. Bende sizi iyi gördüğüme sevindim." Dedim.

Horus kollarını göğsünde birleştirip "Kardeşin sağolsun pek kolay olmadı. Ona karşı gelen herkesi, kim olduğuna bakmaksızın indiriyor." Dedi.

Valkür kafasını salladı "Yinede direniş kurumunu fazla ciddiye alıyor sayılmaz. Bizi etrafında dolanan sinekler gibi görüyor." Dedi.

Horus yüzünü buruşturup "Gerçekten o herifn yüzüne bir tane yapıştırmak istiyorum." Dedi.

Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım "Söylediklerine dikkta et. Mihal'in ele avuca sığmaz bir yapısı olabilir ama hala benim kardeşim." Dedim.

Galya soğuk bir sesle "Benim ailemi öldürdü." Dedi.

Dudaklarımı bibirine bastırdım "Şey... o üvey." Dedim.

Argus ellerini kaldırıp "Pekala hadi ortamdaki gerginliği biraz düşürelim." Dedi "Benim Mervin ile konuşmam gerekenler var."

Kafamı salladım "Benimde size sormam gerekenler var." Dedim.

Argus ile guruptan uzaklaşıp kenarsaki bir çadıra girdik. Argus, Seth'i gönderip yanıma geldiğinde kaşlarımı çattım "Bu adam romanda soğukkanlı, korkutucu ve havalı bir karakterdi. Şimdi resmen kuyruğun gibi peşinde dolanıyor." Dedim.

Kaderden Ka???Hikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin