抖阴社区

CRAFTY -21-

20.8K 1.5K 298
                                        



Keyifli okumalar!

Divörz.


ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
"MİLLET BURADA YÖNETMEN BENİM, UNUTTUNUZ MU?"

Aradan geçen 3 saatin sonunda tüm ekip benden ölesiye nefret etmiş; sadece Kook ve Namjoon'un 13 saniyelik kısmı için 1 saat harcadığımdan yönetmen Jong Him'in gelmesini iple çekmişlerdi. Onları anlıyordum, sinir olmaları normaldi. Fakat tüm yaptıklarım belirli bir amaca hizmet ediyordu:

Asi üyeleri dize getirmek ve en tehlikelisinden giriştikleri oyunun Menajer Young'la olduğunu hatırlatmak.

3 saat boyunca tüm Bangtan'ı canından bezdirdim. Ta ki asıl yönetmen gelip beni 'kibarca' setten kovana kadar.





Şirket koridorlarında boş boş dolandığım nadir zamanlardan biriydi. Bangtan mimik dersleri almaktaydı ve dudaklarını büzüp çalışma adına 32 diş güldüklerinde daha fazla dayanamayıp dışarı çıkmıştım.

Dope'un müzik klibi hatrı sayılır bir izlenme rekoruna sahipti. Bangtan ilk defa bu kadar kısa süre içerisinde milyonları aşmıştı. Bunun anlamı klipte emeği geçen tüm çalışanlarla gidilecek ucuz bir fast food dükkanıydı. Bang Si Hyuk konu bu veletler olunca oldukça hassas ve cömert olabiliyordu. Tabii I Need You'nun +18 versiyonunu izlerken göz yaşlarına hakim olamamasından belliydi bu. Tanrım, klibin yayınlandığı gün dün gibi hafızamdaydı. Başkanın o çirkin suratı yeterince kötü değilmiş gibi kasılmış da kasılmış; gözlerinden koca bir bebek gibi yaş gelmişti. Ve bu, aklı yerinde olan kimsenin şahit olmak istemeyeceği, tahmin edilebileceği üzere rezil bir andı.

Çaylaklardan birkaçı eğilip başlarıyla bana selam verdiklerinde istemsizce dönüp arkama baktım fakat görünürde kimse yoktu. Sanırım saygı gösterilerinin hedefinde ben vardım. Kabul etmek gerekirse bu benim için koca bir sürprizdi. BTS'in menajeri olmadan önce selam vermeyi bırak, çaylaklar da dahil herkes beni görmezden gelirdi. Şimdi ise bazı şeylerin az da olsa değiştiği ortadaydı.

Gençlere güvensiz bir gülümseyiş sergiledikten sonra adımlarımı hızlandırarak oradan uzaklaştım ve bekleme salonlarından birine girdim. Gri tonun ağırlıklı olduğu odada 8eight'in 3 beceriksiz üyesi koltuklara dizilmiş; telefonlarına gömülmüşlerdi. Onlarla ilgilenen makyözler oldukça zorlanıyor gibiydi.

Baek Chan ve Lee Hyun koyu renk takımlarının içindeyken Joo Hee beyaz, kolsuz bir ceket giymişti ve suratı farklı görünüyordu. Makyajın değiştirmemesi gereken kadar farklı. Yavaşça yanına sokulup şok içinde sordum.

"Bıçak altına mı yattın sen?"

Bir yandan da suratını inceliyordum. Çok da güzel olmayan yüzü şimdi sıradan bir Gangnam güzeli gibi yapay ve fazla şirin görünüyordu. Hayalet gibi beyazdı. Gözleri kocaman olmuştu ve taktığı lensle makyözünün sürdüğü jel eyeliner daha da korkunç gösteriyordu yüzünü.

"Ah, selam Young." dedi gülümseyerek. "Çok doğal olmamış mı?"

Tabii, çok doğal. Öyle ki anasının karnından yeni doğan bir iguanaya benziyorsun.

"Şey," diye mırıldandım gülümsemeye çalışarak. "Bang PD-nim mi zorladı seni yoksa-"

Joo Hee hızla sözümü kesti. "Bang Sensei yapmamı bile istemiyordu, Young. Biliyorsun, BigHit'in plastik cerrahiyle arası pek iyi değildir. Ama bu halim eskisinden daha iyi. Daha güzel görünmek için her gün beyazlaştırıcı krem sürmeye başladım." Koltuğun kenarına astığı el çantasından mavi ambalajlı bir krem çıkartıp bana uzattı. "Denemek ister misin? Eminim sana da çok iyi gider."

CRAFTY |Jungkook| ?Hikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin