CRAFTY |Jungkook| ?

Gelecek bölüm baya bir hareketli olacak kicibeler. Ama bu bölümde de bir şeyler var gibi hani... Vardır belki... Bir bakın bence...

Keyifli okumalar!

ÖNCEKİ BÖLÜMDE;
Si Hyuk hiçbir şey anlamayarak dediğimin ne olduğuna dair birkaç soru sordu. Ancak onu umursayacak halde değildim. Min Xi kicibesi haddini aşıyordu. Tanrım, 21. yüzyıldaydık. Ne demekti adam kaçırmak? Hatta adam kaçırmaktan da öte; Bangtan'ın hasta menajerini kaçırmak?! Canına mı susamıştı bu kız? Onu tek kaşık suda boğmamı falan mı istiyordu?

"Y-YA!" Si Hyuk ellerini suratıma doğru sallıyordu. "Sana diyorum, Young! Hastanenin içinde bağırttırma beni! Cevap vermeyecek misin?"

Jungkook okuduğu kağıdı öfkeyle buruştururken benim yerime cevap verdi.

"Park Min Xi sosyopat bir saseng, Bang PD-nim. Kesinlikle korkutucu biri."

Zar zor gülümsemeye çalıştım. "Ama benim kadar değil."

Si Hyuk, maknaenin tuttuğu kağıdı birden kaparak iyice suratına yaklaştırdı. İri gözleri imza kısmında takılı kaldı.

"Min Xi. Park Min Xi." Kızın ismini tekrarlarken çenesi kasıldı, göz bebeklerinden resmen alev sıçradı. "Şimdi hatırladım! Bu kızı kesinlikle polise veremeyiz. Cüce Park'ın kızı bu! Evet, öyle olmalı! Başımıza çok büyük bela açar, şirketi yerle bir eder o adam."

Cüce Park. Demek dalga geçtiğim bodur mafya babasının lakabı buydu.

"Kendisiyle tanıştık," dedim. "Bizi bodrumunda alıkoydu."

"NE YAPTI DEDİN?!!" Danışmadaki birkaç çalışan ve doktorun bize attıkları garip bakışları fark eden Si Hyuk sesini alçaltarak devam etti. "Nasıl?! Nasıl oldu bu?! Neden bana haber vermediniz?! Bunu şimdi mi öğrenmem gerekiyordu?!" Taramalıya bağlamıştı. "Başkanınız olarak neden her şeyi en son öğrenen ben oluyorum?!"

"Olayı büyütmek istemedik çünkü adam tam da haksız sayılmazdı. Young onu çileden çıkarmıştı. Dalga geçip durdu."

Kalleş Jungkook'a şok içinde baktım. "Ya! Nasıl noonanı satabilirsin?!!"

"Bu doğru mu?" Si Hyuk olanca siniriyle bana döndü. "Ya! Kaç yaşında kadınsın hala insanlarla dalga geçmenin yanlış olduğunu öğrenemedin mi?!!"

Kollarımı tehditkar bir şekilde göğsümde birleştirdim. "Kusura bakmayın Bang PD-nim ama Park Min Xi'yle sevgililer gününde buluşan ben değilim."

Si Hyuk dediğime inanamayarak maknaeye döndü. Jungkook ise bana nefrete varacak bir öfkeyle bakıyordu. Ne yani kendisi beni satınca sorun yoktu, ben satınca mı sorun oluyordu?

"Peki bu doğru mu, maknae?"

Jungkook gözlerini yere eğerek hafifçe omuzlarını sikti. Bu Si Hyuk'u deyim yerindeyse çıldırtmıştı.

"YA!! NE HALTLAR KARIŞTIRMIŞSINIZ SİZ!! HİÇ UTANMANIZ DA YOK!!"

Bir bakıma söylediklerinde haklıydı. Maknaeyle bir olmuş; beladan belaya bulaşarak her şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırmıştık. Bunun kesinlikle yanımıza kâr kalacağını sanmıyordum.