"Bu günlük bu kadar yeter, ses tellerini fazla yormamamız gerek, daha şarkıyı kaydedilmedi"
Prodüktör arkasını dönmeden konuşurken bilgisayar ile ilgilenmeye devam ediyordu. Başımı kaldırıp onu dinlerken Bayan Park omzunun üstünden bana döndü ve başı ile gitmemi işaret etti. Eşyalarımı toplayıp odadan çıkarken derin bir nefes aldım. Saatlerdir kayıt odasındaydım ve koridorun havası sanki dışarı çıkmışım gibi hissetmişti.
Alt kata inip dans odasına gitmeden önce tuvalete gittim. Kabine girip işimi hallettikten sonra ellerimi yıkadım ve bir kaç tane peçete alıp elimi kuruladım.
Altımda ki siyah eşorfmanın belini biraz yukarı çektim. İçime siyah sporcu sütyeni giymiş ve üstüme yeşil-siyah renkli kareli bir gömlek giymiştim. Gömleğin ilk bir kaç düğmesini iliklemiştim sadece.
Kafamda ki siyah şapkayı çıkartıp düz saçlarımı düzelttim ve şapkayı tekrar taktım. Çantamı alıp tuvaletten çıktım ve koridorun diğer tarafında ki dans odasına doğru ilerledim.
"Hey, Zuer"
Adımlarım dururken arkama dönüp bana seslenen bedene baktım. Mark yanıma koşarak gelirken arkasında bıraktığı Jaemin ve Jisung'u görmüştüm. Kenarda durmuş, Mark'a bakıyorlardı.
Mark yanıma geldiğinde nefes nefese kalmıştım, bu yüzden ona biraz zaman tanımıştım. Nefesini düzene soktuğunda bana bakıp gülümsedi.
"Selam"
"Selam"
"Yeni mi geldiniz?"
"Hayır, geleli baya oldu. Vokal eğitimindeydim"
Mark başını olumluca sallamakla yetinirken yüzünde saklamaya çalıştığı bir gülümseme vardı. Kaşlarım çatılırken gözlerim Jisung ve Jaemin'e kaymıştı ama anormal bir şeyleri yoktu.
"Bana söylemek istediğin başka bir şey mi var?"
Yüzüme bakarken gözlerini büyütmüştü. Dudaklarını birbirine bastırırken gülüyordu.
"Sadece, destek olmak istedim" iki elini yumruk yaparak havaya kaldırırken hafifçe sallamıştı. Kaşlarım havaya kalkarken gülümsedi "hepimiz seni ve diğer üyeleri destekliyoruz noona. Hepiniz harikasınız, Medusa en iyisi"
Kaşlarım daha da havaya kalkarken o yumruk yaptığı ellerini sallamaya devam etti. Bilinçsizce elimi kaldırıp yumruk yaptım ve daha uyuşuk bir şekilde salladım "teşekkür ederiz sunbae"
Mark gülerken derin bir nefes alıp elimi indirdim. Gözlerim merdivenlerden inen bedenlere kaydığında Mark hâlâ gülüyordu. Taeyong, Yuta, Doyoung, Jaehyun ve Taeil merdivenlerden inerken boş koridorda yankılanan Mark'ın sesi ile hepsi bizi izliyordu.
"Noona" gözlerim Mark'ı bulurken gülmeyi kesmişti ama yüzünde gülümseme vardı. Daha 19 yaşında bir çocuk olduğunu düşündüm "Nina hepinizin çok çalıştığını söyledi ve şirketin sizin bu senenin sonunda çıkış yaptırmayı düşündüğünü. Lütfen sağlığınıza dikkat edin."
"Nina ile gerçekten çok yakınsınız, her şeyi anlatıyor sana"
Mark gülüp ensesini kaşıdı "o benim en yakın arkadaşlarımdan biri" elini ensesinden indirirken şapkamı çıkarttım ve saçlarımı geriye doğru taradım. "Ama sizin için endişelendim, lütfen kendinize dikkat edin"
Başımı olumluca salladım. Her ne kadar Mark'ın arkasına net bakmıyor olsamda 7 üyeninde orda olduğunu göre biliyordum.
"Dikkat ederiz sunbae, düşündüğün için teşekkürler. Sen dikkat kendine ve," gözlerim Mark'ın arkasına kayarken üyelerin birbiri ile konuştuğunu gördüm ve Mark'a baktım "üyelerin seni bekliyor"

??MD? OKUDU?UN
That Day ^?^ Lee Taeyong
Fanfiction-O gün, o gün cüzdan?m? bulamad???m da kahvemin paras?n? ?demi?tin, ondan sonra nedense hi? akl?mdan ??kmam??t?n. Ve ?ok sonra fark ettim ki, ben sana a??k olmu?tum. ... *Kitab?n ?ark?s? -> Mark Klaver/Say You Love Me*