抖阴社区

28

34 6 158
                                        

Temmuz ay'ı, 2. Konserin sabahı

Tek kişilik yatağımda yan bir şekilde Dohyun'un gelip beni almasını bekliyordum. Aeri, bir kaç saat önce kızlarla fırsatı varken biraz dolaşacağını söyleyip çıkmıştı. Öncesinde diğer Idolların da katılma ihtimalinden bahsettiği için bu teklifi reddetmiştim. O ihtimalin içinde Taeyong olabilirdi ve bunu istememiştim.

Taeyong'un şarkısı çıkmıştı, internette gezinirken şarkının adının 4040 olduğunu öğrenmiştim ama şarkıyı dinlememiştim. Tuhaf bir şekilde cesaret edememiştim. Şarkı isminden de bir varsayım da bulunamamıştım.

Aklımdan bir türlü dün ki o saniyelik anları çıkartamamıştım. Kafamı dağıtmak için çabalamıştım, sonrasında da bundan kurtulamayacağımı anladığımda kaçmaktan vazgeçmiştim ve üstünde düşünmeye karar vermiştim.

Kaçmak... Benlik bir şey değildi. Hemde hiç. Ama kabul etmem gerekirse durum buydu. Düşünmek istememiştim, kaçmak için çabalamıştım. Ama olmamıştım ve, ve sanırım teslim olmuştum. Düşünmek için.

Elimi bacağıma uzattım ve parmaklarımı bacağıma değdirdim. Hâlâ nasıl titrediklerini hatırlatıyordum. Sonra elimi göğsümün üstüne koydum. Bir şey hissetmiyorum, ama hissettiğim zamanı hatırlıyorum.

"Biz zihinsel olarak kabullenmesek bile, fark etmesek bile bedenimiz tepki gösterir."

Aeri, boş konuşan bir insan değildi. Eğer emin olduğu bir fikri yoksa, bunu dile getirmezdi. Benim gibi, saçma sapan konuşmayı sevmezdi. Düşünmeden, öylesine konuşmayı Nina ve Hara yapardı.

Bu yüzden Aeri'nin sözleri doğru olsa da olmasa da aklımda takılmıştı. Aklım yaptığımız çekimlere gitti. Şimdi düşündüğüm de, daha önce samimiyetimiz çok olmasa bile çekimde hiç bir gerginlik olmadan samimi bir şekilde iş çıkartmıştık.

Bunun, ikimizinde yılların deneyiminden kaynaklı olduğunu düşünmüştüm ama detaylı bakınca öyle değildi sanırım. Başka sanatçılar ile birlikte çekim yapmıştım ama, Taeyong ile olduğunda ki gibi olmamıştı. O sanatçılarla bir mesafe, bir duvar, bir gerginlik oluşurdu içimde az da olsa. Ama Taeyong ile çok pürüzsüz olmuştu.

Kapı çaldığında düşüncelerimden ayrılıp ayağa kalktım ve odanın kapısını açtım. Dohyun başını kaldırıp bana baktı. "Hazırsan çıkalım"

"Tamam" diyip kapıyı açık bıraktım ve çantamı alıp odadan çıktım. Birlikte konser salonuna gidip hazırlıklara katıldım. Ondan sonrası tamamen yoğunluk ile geçmişti.

Grup, solo performansların ardından beyaz elbisem ve kıvırcık saçlarım ile standın üstünde bekledim. My heart belongs to you, Taeyong ile sergileyeceğimiz şimdi ki performansımızdı.

Gergindim, tuhaftım. Bu şarkıyı duyduğumda kamera arkası zamanları geliyordu aklıma. Zaten son iki gündür benim için garip geçiyordu, şimdi de bu şarkı, inanmasam bile evrenin bir işareti gibi geliyordu kulağa.

"İyi misin?" Taeyong başını eğip bana baktığında hafif gülümsüyordu. Geniş standa, aramızda bir kişilik mesafe ile duruyorduk. Ona döndüm ve bilinçsizde hafif gülümsedim.

"İyiyim"

"Son günlerde dalgın görünüyorsun, bir sorun mu var?"

Başımı iki yana salladım. "Yok, ufak bir yorgunluk"

Başını olumluca salladı ve önüne döndü. O sırada bir şeyler mırıldandı. Duyamadığım için dediğini de anlayamamıştım. Stand kalkmaya başladığında önüme döndüm ve performansa odaklandım.

That Day ^?^ Lee TaeyongHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin