That Day ^?^ Lee Taeyong

16

Yan tarafımdan burun çekme sesini duyduğum da Hara müzik videosunu tekrar açmıştı. Başımı çevirip baktığımda Nina'nın gözlerinden akan yaşları görmüştüm. Bunu gören ve duyan tek kişi olmayışım ile müzik videosu oynarken hepimiz Nina'ya bakıyorduk.

Aeri dudağını büzüp Nina'ya sarıldığın da Hara uzakta kaldığı için bükük dudak ve dolu gözlerle baktı Nina'ya. Elimi kaldırıp Nina'nın sırtına koydum ve sıvazladım.

En küçüğümüz, en kolay etkilenenimizdi. Onun etkilenmesi ile de Hara ve Aeri de kolayca etkilenmişti. Boğazım da bir düğüm oluşup gözlerinde yanma hissini hissetsemde onlar gibi göz yaşı dökmedim.

Video bittikten sonra bir dakika kadar beklemiştik. Ardından sayfayı yenilemiş ve bu sefer yorumlara bakmıştık. O sırada Nina peçete ile göz yaşlarını silip kendine gelmişti.

"Yorumlar genel olarak güzel, müzik videosuna bir çok yönden iltifatlar var. Çekim alanları, görsellerimiz, vokaller, müzikler, danslar. Bunlara insanlar bayılmış"

"O insanlardan kim bilir kaçı bizim fanımız olacak"

Aeri yorumları hızlı okuduğu için özetleme işi de ona kalmıştı. Nina ve ben yavaş okuyorduk, Hara ise heyecandan elleri titrediği ve okumaya cesaret edemediği için öyle bir girişmesi olmamıştı. Ama Nina fanlardan bahsedince gözleri parlamıştı.

İlk çıkış günümüzden beri fanımız olacak olan insanlar olabilir miydi? Bir fan, bizim grubumuzun yaşı ile aynı yaşta bir fanlığı olabilir miydi?

"Acaba şuan fanımız olan ve sadece onların isimlerini açıklamamızı bekleyenler var mıdır?"

Kızlara dönüp baktığımda hepsi bu dediğimi düşünmüştü. Bu pek kolay olacak bir şey miydi bilmiyorum. Bu günden önce tanıtım videolarımız yayınlanmıştı ama o zamanlardan beri, bu günden önce bizi bekleyen fanlar olabilir miydi emin değildim.

"Acaba isimleri ne olacak? Fandom adları yani"

Nina heyecan ve mutlulukla ayaklarını sallarken dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu henüz düşünmediğimiz bir konuydu, şirkette dahil. Tam olarak kararlaştırılmayan bazı şeyler vardı ve bunlar zamanla konuşulup kararlaştırılacak şeylerdi. Çıkışımız oldukça aceleye getirilmişti, en azından bu tarz şeyleri biraz daha ağırdan almalıydık.

"Zuer bulur" Aeri gülümseyerek dönüp bana baktığında dudağımın köşesi yukarı kalktı. Arkama yaslanırken elimi saçlarımın arasından geçirdim. Hara ve Nina beni destekleyen mimikler ve sözler sarf ettiğinde bu gülümseme biraz daha büyümüştü.

"Bulurum" diye normal bir tonda konuştum. Aeri bir süre daha yorumları okuduktan sonra herkes telefonlarına sarılmıştı. Ailelerini arayıp bu anı paylaşmak istemişlerdi. Onlar odadan çıktıktan sonra salonu topladım.

İçleri boş bardakları mutfağa götürürken telefonumun arama sesini duymuştum. Koltuğun üstünde ki telefonu elime alıp ekrana baktığım da Ning'in adını görmüşüm. Aramayı onaylayıp kulağıma yasladım ve mutfağa doğru gittim.

"Jiêjiê!" Çince abla demişti oldukça enerjik bir ses tonu ile. Ning ile Çince konuşmak, asıl kimliğimi hatırlatıyor gibiydi benim için. Çin'de ki beni hâlâ yaşatıyor gibi. Rahat ve özgür gibi. Bu yüzden sadece ikimiz olduğumuz da Çince konuşurduk.

"Mutlusun"

"Tabii ki de mutluyum, ablam hâk ettiğini alarak bu gün çıkış yaptı. 17 Temmuz, bu tarihi asla unutmicam"

"Benim çıkış tarihimden önce kendi çıkış tarihini önemse"

"Ama şuan önemli olan sensin, senin çıkışın. Yıllardır burda çıkış yapmak için çalıştın ve sonunda yaptın. Çok mutluyum. Ayrıca şarkı mükemmel, tüm gün bu şarkıyı dinlicem"