Noel yaklaşıyordu.
Harry en son ailesinin ölüm yıldönümünde birkaç uzun saat için gördüğü Remus ile sonunda tekrar görüşeceği için sabırsız ve mutluydu ancak gecenin bir yarısı büyük bir umursamazlık ile onu uykusundan uyandıran arkadaşı hiç öyle gözükmüyordu.
Harry ilk defa Draco'nun çeşitli nedenlerinin kurbanı olarak uykusundan uyandırılıyor değildi. Ve gördügü kadarıyla Draco'nun canının bir şeye sıkıldığını anlaması pek de zor olmamıştı doğrusu. Uykunun verdiği uyuşukluk ile yerinden doğruldu ve Draco'nun uzattığı gözlüğünü teşekkür ederek aldı. "Sorun ne?" dedi son derece uykulu bir sesle.
Draco ayakta dikilmeyi kesti ve gözlüğünü takan çocuğun yatağının köşesine oturdu. Ellerini kucağında birleştirip Harry'nin gözlüklerini takmasını durgun bir ifade ile beklemeye koyuldu. Harry ise odanın her zamankinden biraz soğuk olduğunu ve soluk tenli çocuğun kendisinden daha fazla üşüyebileceğini düşündü, koyu yeşil yorganını açtı. Yana kaydığında Draco biraz kararsız kalmış gibi bekledikten sonra yatağa girdi yorganı ikisinin üzerine çekti. Omuzlarını birbirine yaslayarak yatakta oturmaya başladılar.
Harry hâlâ biraz uykulu olduğu için esnerken kafasını yavaşça Draco'nun omzuna bıraktı. Esasında Draco'nun izin vermeyeceğini bile düşünüyordu ama Draco bir şey demedi. Harry şaşırmıştı ama onu asıl şaşırtan Draco'nun kurduğu cümle olmuştu. "Ne yapacaksın?"
"Neyi?"
"Ailem onun yaşadığına emin. Onun büyücülerin refahı için çalıştığını ve birgün geri döneceğini söylüyorlar." Durdu, ne demek istediğini Harry'nin anladığını düşündü. "Ne yapacaksın?"
Harry gecenin bir yarısı gerçekleşen bu konuşmanın bu sabah Malfoy malikanesinden gelen oldukça uzun mektuptan sonra Draco'nun aklına düştüğünü tahmin etti. Açıkçası arkadaşına bunun için kızmadı çünkü kendisine bu konu hakkında soru soran her yaştan çokça insan vardı. Ne kadar Harry'i yetiştiren babası Remus, Harry'i bu konuyu konuşma mecburiyetinden kaçırsa bile en nihayetinde Harry'i her şeyden koruyamazdı ve dolayısıyla Harry'nin bu konuyu düşünmek ve konuşmak için de çok fırsatı olmuştu. Draco ile de bir arkadaşı olarak bu konuyu konuşması elbette normaldi ancak Draco'nun bir Malfoy oluşu bunu galiba biraz garip kılıyordu.
Oysa Remus'un, kendisinin bir kurtadam olmasından mütevellit fazlaca gelişmiş empatisinin ve anlayışının ürünü olan ilkelerine göre, geçmişte çok acı çekmesine sebep olan taraftaki insanlar da bir şansı ve saygıyı hak ederdi. Dolayısıyla Harry'nin bir Malfoy ile bu konuyu konuşuyor olması garip de olmamalıydı.
Harry bir çocuk olarak çok gelişmemiş muhakemesi ile bir dostu ile bu konu hakkında konuşabileceğine karar verdi.
"Remus ise böyle bir şeyle karşılasmayacağımı, çocukların sadece çoçuk olması gerektiğini ve beni her zaman koruyacağını söylüyor. Yani ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Hem... Bir şey mi yapmam gerekiyor, onu da bilmiyorum."
Draco merak etti. Harry gerçekten bilmiyor muydu yoksa bu aslında bir cevap mıydı?
Hakkında hiç konuşmadıkları başka bir başlığı sormak için iyi bir fırsat olduğunu düşünerek sordu.
"Sence muggle karşıtı olmak yanlış mı? Karanlık Lord'un düşüncelerini haklı bulmuyor musun?"
"Elbette bulmuyorum, Draco. Büyüye sahip olan insanlarda bu hakkı bulmadıklari için yüzlerce insan ölmüş. Kimin yaşayıp yaşamayacağına veya kimin kimi seveceğine biz karar veremeyiz." Omuz silkti ve karanlıkta gördüğü kadarıyla mahzenlerin toprağa gömülü küçük penceresini izlemeye devam etti. "Eğer birgün bir safkan ile evlenmek istersen seni destekleyeceğim ve eğer birgün ben bir muggle doğumlu cadı ile evlenirsem umarım sen de beni desteklersin."

??MD? OKUDU?UN
Querencia -Drarry
FanfictionTamamland?. Harry Potter'?n Remus Lupin taraf?ndan büyütüldü?ü ve Slytherin'e se?ildi?i bir evrende 1. s?n?ftan itibaren olaylar nas?l geli?irdi?