抖阴社区

?22?d?rdüncü sene?

687 79 74
                                        

Harry mütemadiyen Draco'yu izliyordu ve inceliyordu. Günlerdir gözlerini bir an için bile ondan ayırmıyordu ve Draco'ya bu konuda bir şey sormamasını rica ederek gözlemlerini bir engele takılmaksızın en iyi şekilde yapıyordu. Belki de bazen aşırıya kaçıyordu ama işte, Draco'nun her tepkisi artık zihnindeydi.

Mutluyken gözleri nasıl kısılırdı, bir şey hoşuna gitmediğinde nasıl yürürdü, dostlarına nasıl bakardı... Harry artık gerçekten de hepsini biliyordu. Gördükçe biliyordu, bildikce inanıyordu. Draco ise onun bakışlarının odağı olmaya çoktan alışmış olsa bile bu bakışlar üzerine farklı farklı şeyler hissetmeden edemiyordu.

Draco büyük salonda yemeğini yerken Harry'nin bakışları yine onun üzerindeydi ve Draco bu bakışlar için o an umursamazlık hissini besleyerek yemeğine odaklanıyordu. Oysa bu bakışlar bugün ve o an farklıydı. Harry günlerdir süren incelemelerinde sahip olduğu mutlak sessizliği bozduğunda nihayet bunu Draco da anlayabilmişti.

"Draco."

Draco'nun sarı tutamları düzgünce sekillendirilmiş olsa bile yaramaz bir tutam beyaz tenine doğru düşüyordu ve sarışın bundan bi haberdi besbelli. Onun görüntüsü Harry'i büyülüyordu. Öyle ki ona uzanmak isteyen yanını dinginlemek zordu. Hele kendisine dönen gri gözlerin ışığında nasıl konuşacaktı? Dili damağı kuruyordu. Sesini bulabildiğinde o pürüz hâlâ oradaydı.

"Benim biraz işim var. Bensiz git odaya, olur mu?"

Draco ona soru sormak için ağzını açtığında Harry'nin yüz ifadesi dahi cevap veremeyeceğini bağırıyordu. Kaldı ki soru sormayacağına dair Harry'e söz vermişken bunu ezip geçemezdi. Sorularını geriye itip de başını sallamış olsa dahi Harry'nin bugün devamlı sahip olduğu gizli heyecanı da gözden kaçırmış değildi.

Harry onun bir cevabı olmadığını görüp de yerinden kalktığında Draco başını geri yemeğine eğdi. Harry'nin nereye gideceğini veya neden pürdikkat Draco'yu izlediğini elbette öğrenecekti, Harry er ya da geç her şeyi ona anlatırdı. Bu yüzden önündeki biftege yüzünü çevirirken masaya yaslanan eli seçmesi uzun sürmedi.

Masadan güç alarak Draco'nun üzerine eğilen Harry kesinlikle Draco'nun beklediği bir manzara değildi. Öyle ki Harry'nin sıcak dudakları yanağına değip de "Afiyet olsun." diyerek geri çekilene kadar bunu tam olarak kavrayabilmiş değildi. Kavradığında ise Harry çoktan ortadan kaybolmuş ve yerinde yeller eser olmuştu.

Draco bir süre sonra orada beklemenin anlamsızlığını kavrayıp da odasına çıktığında kendini olağandan yorgun hissediyordu. Bundandır bedenini sandalyeye düşercesine bırakıp da başını geriye atacak gücü bulana kadar banyoya ancak gidip gelebilmişti.

Başını geriye atıp gerindiğinde de dinlenmek için fazla vakti olmamıştı zira bileğine altın iplikle M harfinin işlendiği gömlek derhal gözüne çarpmıştı. Draco ilgiyle yerinde dogrulurken bunun ne olduğunu elbette biliyordu. Harry'e yazın gönderdiği gömlekti bu. İşte, hemen oradaydı ama neden oradaydı? Harry'nin yastığının üstündeydi, özenle katlanmıştı. Harry neden hâlâ o gömleği yanında taşıyordu anlayamadı Draco. Hem, bunu bunca zaman nasıl fark edemediği de bambaşka bir konuydu.

Yavaşça ayağa kalktı ve başını yana yatırdı. Üzerindeki gömleğinin ilk düğmesini açtığında henüz boynu dahi gözükmüyordu. Tek tek bileklerindeki düğmeleri de açarken yatağa adımladı. Derisinin karıncalandığını hissederken elini saçlarına atıp biraz karıştırdı.

Tanrı biliyordu ya, yazar hayal ettikçe mest oluyordu.

Draco gömleğinin bir düğmesini daha açıp da boynunu az çok görünür kıldığında yataktaki gömleğe uzanıyordu. Oysa zamanı dahi yoktu, odayı saran bir tıkırtı vardı.

Querencia -DrarryHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin