Querencia -Drarry

⚡

Harry kasıklarındaki öpücüklerin ve dil darbelerinin hissettirdiği sıcaklıktan yoksun kaldığında bedeninin üşüdüğünü hissetti. Banyo yapmaya veya giyinmeye karşı duyduğu hevessizlikle birlikte yanı başındaki sarışına kaydı iyice. Sevgilisinin omuzlarına sardığı kollara cevap olarak beline dolanan kollar onu memnun ediyordu.

Draco ise Harry'nin yanında kesinlikle memnundu. Kafasına sorun etmesi gereken çok şey olduğu besbelli olmasına rağmen iyi hissediyordu. Gevşemiş ve pamuk gibi olan bacaklarıyla erkek arkadaşının bacağını kafeslerken Harry'nin göğsüne alnını yasladı. Henuz çok toy ruhu bu tatlı yorgunluğu özlediğini hissetti. Ondan da çok özlediği bir şey varsa yorgunluğu dindiren sırtını okşayan el ve yavaşça konuşan sesti. Süt beyazı teni aynı zamanda bir ipeği andırırken Harry'nin eli altında gittikçe yumuşuyor gibiydi. Bu his git gide benliğini esir alırken ve saatlerini harcayacakları bir sohbeti başlatırken muhakkak görmesi gereken Remus'u veyahut diğer şeyleri aklından atmaya çalıştı.

Gün doğarken Harry yattığı sırtüstü yerde ellerini havaya kaldırmış anlattığı şeyleri el mimikleriyle güçlendirirken Draco yan dönmüş onu izliyordu. Harry'nin parıldayan dişlerine ve alnına dökülen birkaç parça saçına bakarken yazın o masada otururken aklına gelen fikri danışma işini sonraya bırakmaya karar verdi. Ne tesadüftür ki Harry de o yaz Black evinde bulduğu kitaptan ilham alarak aklına doğan büyüyü yaratmak için başlayacağı araştırmalardan bahsetmekten son anda vazgeçti. Draco ertelemişti ama Harry, anlatmaktan bütünüyle vazgeçmişti çünkü biliyordu ki Draco bunu öğrendiğinde kesinlikle karşı çıkacaktı.

Bundandır bambaşka bir konuya geçiş yapmak için sevgilisi gibi yan döndü ve göz temaslarını sağladı. Odaya giren bir tutam güneş ışığı beyaz omuzlarına çarpıyordu ve bu manzara, Harry'nin bugün görebileceği en iyi manzara olsa gerekti. Yani... Dün gecedeki manzaraları saymazsak elbette. Harry ve Draco hâlâ keşfeden gençlerdi ve hâlâ o anları yaşadıktan sonra üzerine bütünüyle konuşabiliyor sayılmazlardı. Yine de ikisi de memnundu ve alışıyorlardı.

Harry aklındakileri silerken bambaşka bir konuya şevkle giriş yaptı. "Bir de Percy vakası var. O artık bakanlığın tarafında, Bayan ve Bay Weasley'e ağza alınmayacak şeyler söylemesi bir yana onlara açıkça kazanan tarafta olacağını alenen söyledi!" diye yakardığında Draco kaşlarını çatıp devamını bekledi. "Hatta Ron'a benimle iletişimini kesmesinin en hayırlısı olacağını ama benimle iletişimini keserken temkinli olması gerektiğini çünkü buna kızıp ona lanetler yağdırabileceğimi söyledi."

"Ron mektuba ne cevap verdi?"

"Yırtıp attı ve üzüleceklerini bilmesine rağmen Bay ve Bayan Weasley'e haber verdi." dedi Harry ve esnedi. Yerinde kayarak arkasını döndü ve sırtını Draco'ya yaslayarak küçük kaşık pozisyonunu aldı. Belki bugün buna Draco'nun ihtiyacı vardı ama bu ayrıntıyı Draco hiç düşünmedi ve sevgilisine ayak uydurdu.

"Güzel." diye mırıldandı. "Bencilce birkaç fikrim var." diye ekledi sonra. Harry ses çıkarmayınca devam etti. "Bir hafta sonra ilk kez odalarımız ayrılacak. Görünmezlik pelerini sayesine yine birlikte uyuyabiliriz değil mi?"

Harry bunun tehlikeli olabeceğini bilmesine rağmen herkesin yapacağını yaptı ve başını salladı. Bunu reddetmek söz konusu dahi olamazdı. "Elbette."

"Güzel." Esnedi yavaşça Draco. Kollarını Harry'e sardı. "Öyleyse biraz uyuyabiliriz, değil mi?"

Harry başını salladı ve yerine iyice yerleşti. "Sınıf başkanımızın görevini iyi yapabilmesi için güce ihtiyacı varsa ben de üstüme düşeni yapmalıyım." dediğinde arkasındaki omuzların titredigini hissetti. O da yüzüne bir gülüş yerleştirirken basıni öne eğip kendisini saran bedenin ince bileğine yasladı dudaklarını ve daha düşük perdeden mırıldandı. "İyi uykular, aşkım."