抖阴社区

?15?ü?üncü sene?

1K 106 145
                                        

şöyle bir göz atıp okumaya dayanamadıgım partları silerek direkt paylasacağım, bekleyin istemem

sevgiyle

Draco, onu sevmeyenlerin bile kabul edeceği bir güzelliğe sahipti. İnce ve uzun bedeninin parıldamasına sebep olan mermer gibi teni, o mermer gibi teni sanatsal bir ahenkle lekeleyen bolca benleri ve bedenini kullanmasını bilmesiyle gelen gücü sayesinde muazzam bir görünüşe sahipti.

İnce omuzları daima dik, uzun boyu daima düz, ince ve uzun parmakları daima faydalı kitaplara sarılmış bir gençti.

Malfoy olmanın çekici getirisiyle bezenmiş olsa bile ondaki bu güzellik sadece Malfoy olmakla alakalı değildi. Platin rengi saçlarının yumuşaklığı, sivri çenesinin gülerken öne doğru uzayışı, yıllar geçip de karanlık sorumlulukların yüklenmesiyle sönen gözlerinin şimdilerdeki parıltısı, saçları temiz yüzüne doğru düşerken aşağı inen kirpikleri, ani ve kemikli yüz hatları...

Hepsiyle ve ötesiyle kusursuzdu.

Draco Lucius Malfoy kıskanılacak güzellikte bir gençti.

Bunu kabul etmemek adeta bir delilik olurdu. Ki aslında kabul etmeyen de yoktu.

Draco siyah kumaş pantolonunun üzerine beyaz bir gömlek giydiğinde ve kendisini soğuktan korumaktan çok şık gösterecek kalitedeki bir ceketi üzerine geçirirken Harry odalarının kapısını açtı.

İşte o andan itibaren düşündükleri bunlardı.

Draco Lucius Malfoy kıskanılacak güzellikte bir gençti.

İçeriye girerkenki sıradan hızı gözle görülür bir şekilde yavaşlarken gözlerini Draco'nun üzerinde gezdirdi. Kendini kapıya yasladı ve kapının kapanmasını sağladı. Başı yere eğik Draco başını yavaşça kaldırınca kaşlarını hayretle kaldırıp indirdi. Bir süre sessiz kaldı.

"Vay canına." diye fısıldarken Draco ilk kez Harry'e karşı hissettiği o farklı ilginin garip bir boyuta taşındığını hissetti. Harry ona hayran bir şekilde bakıyordu. Acaba o da Harry'e hep böyle mi bakıyordu?

Bakışlarını Harry'den çekip biraz onun hayrınlığıyla memnun olmayı kabul etti. Yüzüne yavaş yavaş yerleşen gülümseme eşliğinde kol düğmelerini takmakla uğraşmaya koyuldu. Harry, Draco bir kol düğmesini taktıktan sonra bile hâlâ Draco'yu süzmeye devam edince Draco kısık bir sesle güldü. Kendini hiç olmadığı kadar canlı hissediyordu. Öyle ki biz mugglelarin mutlu hissettiğimizde ortaya çıkan cesur davranışlarımızın benzeri o an onda da gözükmüştü.

Gülümseyen yüzünü kaldırdı ve kendisine bakan çocuğa iki adım attı. "İyi misin sen?"

Harry başını yavaşça salladı. "Evet. Sen nereye gidiyorsun?" Sonra bir an için durdu ve vücudunu dikleştirip boy olarak biraz daha Draco ile eşitledi kendini. "Bir randevu mu?"

Draco kalbinin sevgiye özel bir titreşimle sarsılırken yandığını hissetti. "Öyle.." derken cümlenin devamını getirmek için oldukça yavaştı. Harry'nin yüz ifadesini incelemek istiyordu. Belki de kendi duygu filizlerini hâlâ kabullenememiş ama aynı zamanda her şeyin farkında olan kalbi bir karşılık bekliyordu. "....olsa ne olurdu?"

Draco'nun cümlesinin başında yüz ifadesi hiç bozulmayan Harry cümle sonunda hafifçe omuz silkince Draco az önce yavaş yavaş yükselmeye başlayan cesaretinin düşmeye başladığını hissetti. Belki de ne olmasını istiyorsa onu görmeye çalışıyordu. Harry gayet ifadesizdi. Öyle ki rahat bir şekilde "Bana anlatmadığın için seni pataklardım." diyebiliyordu. "Şimdi şöyle bakalım, nereye?"

Querencia -DrarryHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin