pink pony club
yeonjun: beomgyu
SANA YALVARIRIM TAEHYUNLA BİRAZDAN BİRBİRİNİZİN ÜSTÜNE ATLAYIP ÖLDÜRÜCEK GİBİ BAKMAYI KESİN
ODAKLANAMIYORUM DERSE KORKUTUYOSUNUZ BENİ
beomgyu: yok oğlum öldürücem ben bunu
fena kuruldum
hueningkai: görüyoruz onu amk sivas kangalı gibi kitlendin çocuğa
tarihçi dersi bırakıcak şimdi oturucaz hepimiz bakışmanızı izlicez aq
winter: noluyo ya
kim kimin üstüne atlamış
beomgyu: yakın zamanda taehyunu boğucam
onu konuşuyoruz
yeonjun: la havle
-----
Ders başladığından beri yan sıramdaki varlığı yeterince rahatsız edici değilmiş gibi bir de oturup dik dik bakması beni daha da kıl ediyordu. Taehyun salak biri değildi, durduk yere çocuk çocuk davranabilecek bir insan da değildi. Ki bende öyleydim fakat olay ikimizin arasındaki o saçma ilişkiye geldiğinde kendi hareketlerimizi ya da mimiklerimizi kontrol edemiyorduk. Dışarıya karşı olan iyiliğimiz birbirimize gelince yok olup uçuyordu sanki.
Geçmişte bir şey yaşamamıştık, kavga etmemiştik, bu kadar gerginliği oluşturabilecek bir sebep yoktu aslında elinizde fakat Taehyun'un o gururuyla başlattığı sıralama yarışı bizi bu hale getirmişti. Eh, fazla da şikayetçi değildim zaten. Onun beni gördükçe sinirlenişi ve tepesinin tasının atışı beni eğlendiriyordu. Biraz aklım çalışıyor diye Taehyun'dan gördüğüm muamele fazla komikti.
Yine de Taehyun'la bunca zaman fiziksel bir tartışmaya girmemişken okulun bitmesine aylar kala disiplinlik olacak keyfim pek yoktu. Atışma da olsa bakışma da olsa bir şekilde nefretimizi kendi içimizde devam ettiriyorduk ve bu şimdilik yeterliydi. Dışarıya vurulmasına gerek yoktu ve yansıtmayı da düşünmüyordum.
"Çocuklar bu şekilde bakmaya devam edecekseniz boşaltalım mı biz sınıfı? Ne dersiniz?"
Haz almadığım tarihçinin alayla karışık sinirli konuşması yüzünden ikimiz de paşa paşa önümüze dönmek zorunda kalmıştık. Hemen arkamda oturan Winter çoktan sırıtmaya başlamıştı bile, ne düşündüğünü anlayıp bacağına küçük bir tekme attım.
Dakikalar resmen geçmiyordu.
Tarih dersinin sıkıcılığından mı yoksa Taehyun'un durmak bilmeyen ve benim artık sesinden kulaklarımın tırmalandığı salladığı bacağından dolayı mıydı bilmiyordum. En ufak hareketi bile beni sinirlendiriyordu. Biraz daha bu ortamda kalırsam aklımı kaybedeceğimin farkındaydım. Göz ucuyla sınıfa baktım, pek bir şey fark etmemişti aslında. Normalde sıradan başını kaldırmayan Yeonjun gözünü Soobin'den alamıyordu. Bu haline güldüm, uzun zamandır bir şeyler yaşamalarını bekliyorduk aslında hepimiz.
Jungeon her zamanki gibi pür dikkat dersi dinleyip notlar alıyordu, öyle inanılmaz başarılı bir öğrenci değildim aslında, sadece her şey çok kolay aklımda kaldığından hiçbir zaman extra bir çalışmaya gerek duymamıştım. Fakat Tarih dersinde not alacak kadar tahammülüm ve kapasitem de yoktu. Bu adamın sesini duymak bile tüylerimin diken diken olmasına yol açıyordu.
Kendimi meşgul etmeye çalıştım ama olmadı, Taehyun bana kafayı yedirtmeye yemin etmiş gibiydi.
"Taehyun şu bacağını sallamayı bıraksan nasıl olur sence artık?"
Sinirimi kontrol etmeye çalıştığım hafif yüksek çıkardığım sesimden belli oluyordu. Bütün sınıfın bize döndüğünü hissettim, büyük ihtimalle Taehyun da birden tepki vermemi beklemediği için ani de olsa irkilmişti. Sonradan yüzüne alaycı bir gülüş yerleştirdi.
"Hayret ya sen ders dinler miydin Beomgyu Hazretleri?"
"Bende öğrenciyim ya hani Taehyun, burası benim de sınıfım falan. Hatırlarsın belki o kalın kafanı biraz çalıştırırsan." dedim dişlerimi sıka sıka, sinirimin son demlerindeydim.
"Yattığı yerden iki üç kelime bakıp kendini dünyanın en başarılı öğrencisi olarak gören birine göre fazla iddialı konuşuyorsun sanki, hm?"
En son netçe hatırladığım şey yerimden kalkıp özenle yaptığı yakasına yapışmaktı.
-----
homotron5000
soobin: inanamıyorum size
gerçekten
kavga etmeyin dememizin üstünden 24 saat geçmedi bile belki amk
verdiğiniz sözlerin güvenilirliği beni ağlattı
taehyun: zaten buz canımı acıtıyo
başlama
soobin: ben o buzu senin götüne sokucam
az kaldı
taehyun: kendi mallığıydı
karina: he aynen
sen çocuğa çok çözümcül yaklaştın ya
o da ay bu çocuk bana çok iyi davrandı ben buna bi girişiyim dedi
aynen taehyun
taehyun: yalan mıydı
soobin: aptal oğlu aptal
sen hiç dilci mi oldun da adamların yerine konuşuyosun
KOLAYSA DA KOLAY AMK BİZE NE TAEHYUN BAŞLATMA TAKINTINA DA ŞİMDİ
taehyun: sinirim bozuluyo çünkü abi
ben eşek gibi çalışıp ilk sıralara oynarken beomgyunun yattığı yerden ilk üçe girmesi kıl ediyo beni
ryujin: taehyun
seni sikerim bak
karina: ya siz aynı şeyi bile öğrenmiyosunuz abi bu ne tür bi karşılaştırma
adam kendi bölümünde iyi demek ki
sanane aq
çıkışta çöpleri temizlerken mümkünse o poşeti kafana da sok sonra geç bi kenara yaşın kadar zaman diliminde bekle orda aklını kullanmaya çalış biraz
düşün bi ben ne tür bi anlayışsızım diye
ryujin: hayırdır aq beomgyunun çalışma programı elinde var da biz mi bilmiyoruz
dellendirme beni bak
taehyun: i said what i said gençler
soobin: ingilizce konuşma hakkın yok senin
yasakladım
taehyun: ne dediysem o gençler?
karina: mal
gidiyoruz biz
çöp kovasıyla falan da kavga etmemeye çalışın biz yokken çocuk değilsiniz artık
taehyun: bakarız
