抖阴社区

3

935 127 114
                                    

Çalan zille kütüphaneden koştur koştur sınıfa çıkarken içimden yeni türettiğim tonlarca küfür sayıyordum. Alan derslerimizi yerin resmen 10 metre altında yaptırma planını ortaya atan her kimse onu gerçekten mahvedecektim.

Sınıfa girdiğimde çoktan bizimkilerin yerleşmiş ve sohbet ediyor olduğunu gördüm, istemeye istemeye Taehyun'un yanındaki sırama geçip defterlerimi çıkarmaya başladım. Vurduğu yerler hala acıyordu ve karnıma attığı tekme yüzünden nefes bile almak zor geliyordu.

"Sert bile vurmadım ekşitme yüzünü öyle."

Dediğiyle yüzüne dönüp 'Gerçekten mi?' dercesine baktım. Benimle oynuyor falan olmalıydı.

"Ne var yalan mı, sen belamı siktin ama benim."

Taehyun gerçekten beni şoka sokuyordu, gerçekten.

"Lan gerizekalı nefes alamıyorum senin yüzünden!"

O umursamazca kitaplarıyla uğraşırken yüzüne doğru konuştum. Komiğine gitmiş olacak ki kendi kendine gülümsemeye başlamıştı. Gülünecek neyi vardı ki bunun? Gözlerimi devirip geri önüme döndüm. Yeonjun ve Hueningkai'nin her zamanki atışmaları yüzünden yanlarına gidecekken sınıftan nöbetçi öğrenci ve Seo Hoca girdiği için geri yerime oturmuştum.

Birkaç dakika hepimiz aceleci bir şekilde kağıtları karıştırmalarını izlerken en sonunda Seo hocanın "Buldum!" diye yükselmesiyle hepimiz dikkatimizi oraya vermiştik.

"Çocuklar biliyorsunuz ki her yıl olduğu gibi bu yıl da son sınıflarla bir tiyatro gösterisi hazırlamayı planlıyoruz."

Yeonjun ve Winter'ın ağlamaklı konuşmalarını duydum, komiğime gitmişti.

"Başrollerimiz çoktan belli, sadece yan rol karakterler için seçimler yapacağız."

Başrollerin çoktan seçildiğini duyduğumda arkama yaslandım, başrol için beni almazlarsa yan rol için hiç almazlardı. Rahat bir nefes aldım.

"Taehyun ve Beomgyu?"

Nefesim boğazımda kalmıştı.

Taehyun'un çatık kaşlarıyla nolduğunu sorar gibi bana baktığını görünce bende anlamadığımı belirtip Seo hocaya döndüm.

"Bu tiyatronun başrolleri olarak ayağa kalkmak ister misiniz çocuklar?"

"Hocam bir yanlışlık olmasın, ikimiz değilizdir."

"Bakayım Taehyun'cum, baktım. Vallahi de ikiniz başrolsünüz."

Arkamda San'ın ve Hueningkai'nin gülüşlerini duyabiliyordum. Göz ucuyla Taehyun'a baktım. Dün yardığım dudağındaki yaranın üzerinde parmaklarını gezdiriyor, kendi kendine bir şey düşünüyor gibiydi.

"Siz karşı çıkmadan ben hemen açıklayayım durumu. Kavganızdan dolayı sevgili müdürümüz okulumuzun en başarılı iki öğrencisini bu şekilde küs görmek istemediği için bu şekilde bir yöntem buldu. İsteseniz de ayrılamazsanız yani, hiç denemeyin derim."

Büyük bir of çekip arkama yaslandım, tiyatro iki kişinin kan davasını falan anlatmıyorsa kurtuluşum kesinlikle yoktu. Transtan çıkan Taehyun'un tiyatronun konusunu sormasıyla dikkatimi tekrardan vermeye başladım.

"Şöyle açıklayayım Taehyun'cum, olay çok eskide geçiyor. Sen kralın biricik ilk ve tek oğlusun, veliahtsın. Beomgyu ise kraliyetinize asker olarak sızmış bir ajan. Tatlı prensimizin hiç arkadaşı yok ve ajan bu fırsatı bilip seninle arkadaş olacak, fakat bu arkadaşlık gün geçtikçe içinizi zorlayan bir sevgiye dönüşecek."

"Hocam ben bun-"

"Ben sözümü bölebilirsiniz dediğimi hatırlamıyorum Beomgyu. Aranızdaki bu sevgi büyüyecek büyümesine fakat kraliyetteki sızan bilgilerle beraber büyüyen sorunlar da çoğalacak. Beomgyu uzun lafın kısası sonda ölüyorsun canım."

make you mine ? taegyuHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin