"Başlıyo muyuz! Yeonjun hediyeni saklamayı bırak abi zaten vereceksin şimdi?"
Sunghoon'un çığırışıyla Soobin'in "Hayırdır ya Yeonjun kime veriyor? KİM KİME NEYİ VERİYOR?" diye ortama dalması çok zaman almamıştı. Yeonjun yaklaşık 10 dakikadır çantasında arar gibi yaptığı hediyeyi de alıp kurduğumuz çembere geldi. Yılbaşı konusunun arasından neredeyse 2 hafta geçmişti ve hepimiz meraklı cinsler olduğumuz için yılbaşı gününe kadar sabredememiştikve şimdi her zamanki gibi iki masaya birleştirmiş, etrafına da çember şeklinde dizilmiştik.
Seo hoca tiyatro kostümlerimizi almaya gitmişti o yüzden dersimiz zaten boştu, her zaman yaptığımız gibi dersi değerlendirip hediyeleri açmaya karar vermiştik. Taehyun'un yanında duran beyaz kutuya takıldı gözüm, içinde ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Yine de belli etmemeye çalışıyordum.
Hediye merasimine Sunghoon ve San'la başlamıştık. Sunghoon paketi açtıkça yüzü daha komik bir hale geliyordu, en sonunda bütün poşetten kurtulduğunda sınıfta sadece yüksek sesli gülüşler duyuluyordu.
Sunghoon elindeki 'i❤kittygangs' yazılı tişörtle San'a bakıp "Ciddi misin sen amına koyayım ya?" derken ben hala Winter ve Soobin'in üzerine devrilip gülmekle meşguldüm.
"Kanka ne bileyim sen kedili medili konuşunca bende yegane görevimi yerine getireyim dedim"
"YA O KITTYGANG O KITTYGANG DEGIL GERIZEKALI!"
"Nasıl lan?"
Onlar orda uzun sürecek bir tartışmaya girerken sırada hediyesini açan Jungeon oldu. Neredeyse hepimiz artık kupalara karşı inanılmaz bir sevgisi olduğunu bildiğimizden Chae ona toprak yeşili tonlarında üstünde ayıcık çizimleri olan bir kupa almıştı. Bir süre sadece Jungeon'un büyük ihtimalle 2 yudumluk suyu bile bu kupayla içeceğini konuşup şerefimizle dayağımızı yemeyi de ihmal etmedik.
Zaman ilerledikçe hediyeler de garipleşiyordu, Jaehyun Junhan'a aile boyu bir bebek bezi almıştı mesela, açıklamasını da 'Kanka indirimdeydi bir alana bir bedava da bundan veriyorlardı, ayrıca bebek bezi diyip geçme içine küçük sürprizler sakladım ben onun canım. Yumurta gibi açtıkça bir şey çıkacak.' diye yapmıştı. Junhan'dan 'Ulan film mi çekiyoruz burda uğraştın mı bir de hediye koymakla işsiz herif!' cevabını aldığında susup kenara çekilmek zorunda kalmıştı.
Sıra Yeonjun'un hediyesine gelince hepimiz pür dikkat orayı izliyorduk, Hueningkai öncelerde 'Saklıyorsa korkunç bir şey almıştır bu mal, siz bana şimdiden ambulans falan çağırın.' dediği için beklentilerimiz pek yüksek değildi.
"Hueningkai'm en çok beni seviyorsun biliyorum canımın içi."
Yüzündeki gerginlik hepimizi daha fazla gülmeye itiyordu. Hueningkai derin bir nefes alıp elindeki küçük paketi çok fazla efor sarf etmeden yırttığında elinde kalan beyaz, dondurma külahı baskılı olan boxerla Soobin'in 'Aşkım sen şaka mısın ya' diye söylenip Yeonjun'un saçını karıştırışı artık kahkahadan karnımın ağrımasına sebep oluyordu.
"Orospu çocuğu S beden almış bir de, ulan bırak buna götümü bacağım BİLE SIĞMAZ LAN!"
"Hayatımın anlamı gülelim diye şey etmiştim y- Ah! Vurma lan!"
"GEL LAN BURAYA!"
Onlar küçük çocuklar gibi sınıfta resmen yakalamaca oynamaya başlayınca izlemek için bedenimi çevirecektim ki kucağımda duran hediye gözüme çarptı. Gözüm Taehyun'a kayınca onun da hala güldüğünü gördüm. Fakat her nasılsa ona her baktığımda sanki hissediyor gibi bana bakıyordu. Yine aynı şey olduğunda gözlerimi çekmedim, gülümsemesi bana da bulaştı.
