抖阴社区

22

592 65 16
                                    

(5 ay sonra)

taehyun: aşağıdayım

gel hadi

beomgyu: geliyorumm bekle

apartmana gir istersen esiyor dışarısı

taehyun: esmiyor o kadar

bırak havayı gel artık seni özledim

beomgyu: salak

geliyorum

-----

Taehyun'la her zamanki yerimizde oturuyorduk. Bugün hava sanki aramızdaki atmosferi hissetmiş gibi sıcak ilkbahar gününe göre fazla kapalıydı, her an yağmur yağacak gibi duruyordu. Yine de o kadar soğuk olmadığı için rahattık. "Yorulduysan kalkayım mı?" dememin üzerine hemen çenesinin altındaki saçlarımı öptü koklaya koklaya. O görmedi ama gözlerim doldu, Taehyun bana bu kadar şeyi aynı anda hissettiren tek insandı.

"Ne yapalım bugün? Ne istersin?" Yaslandığım göğüsünden kalkıp yüzüne döndüm, o kollarından destek alarak oturduğu yerde arkasına yaslanmış beni izliyordu, düşünüyor gibi yapıp bir şeyler söyledim ama Taehyun'un dediklerime odaklandığından bile emin değildim. Dudaklarındaki yarım yamalak sırıtışla beni izliyordu sadece. "Taehyun! Ya sen hiç dinlemiyorsun ki beni ya" Sanki komik bir şey söylemişim gibi o da doğrulup belime sarıldı, "Dinliyorum aşkım, dinlemez olur muyum?" Boynuma gömdüğü yüzü tenimi gıdıklandırıyordu.

Burası sessiz sakin ve büyük ihtimalle kimsenin aklına gelmeyen bir yerdi. En azından biz Taehyun'la burayı keşfettiğimizden beri kimsenin gelip gittiğini görmemiştik birkaç sokak satıcısı dışında. Nehirin önünde koca çimlik bir yerdi, yer yer koca ağaçlar vardı ve biz de birinin altında oturuyorduk. Her zaman yaptığı gibi boynuma öpücüklerini dizerken duyulduğundan bile şüphe ettiğim sesimle adını seslendim. Sırıttığını tenimin üzerinde hissettim, geri çekilip yüzümü izlemeye başladı. Böyle baktığında mideme yüzlerce düğüm atılıyor gibi hissediyordum. Gözümün dolmasına engel olamadım, beni böyle savunmasız görmesi rahatsız hissettirmiyordu artık, her şeyimi seriyordum gözleri önüne. Beni kendi hislerime yabancı olmaktan kurtarmıştı.

"Dolmasın gözlerin, zorlaştırma işimi." Saçımın bir tutamını yumuşacık dokunuşlarla kulağımın arkasına yerleştirdi. "Çiçekli tokalarımı unuttum." dedim sanki çok büyük bir hata etmiş gibi. Sesimin titremesinden nefret ettim. Gittikçe sulanan gözlerimin farkına varmış olacak ki aniden beni yerimden kaldırıp yürütmeye başlamıştı. Kaç defa nereye gittiğimizi sorsam da görürsün diye geçiştirdiği için şu an arabada pencereden dışarı bakarken önümden geçen her dükkanı merakla gözlemliyordum.

Taehyun inadına yapar gibi bazen bazı yerlerin önünde arabayı yavaşlatıp gelmişiz gibi yaptıktan sonra yola devam ediyordu. Sinir bozucu herifin tekiydi ve ben deli bu aptallıklarına deli gibi aşıktım. O yine görmemişti ama ben neredeyse yol boyu gizli gizli izledim onu. Bütün yüzünü ezberledim. Artık beninin hangi gözünün altında ne kadar yakınlıkta olduğunu biliyordum mesela, zafer kazandırmış gibi hissettirdi.

Taehyun en sonunda gerçekten bir yerine önünde durduğunda kemerini çıkarırken 'İn hadi, seveceksin.' dedi gülerek. Sabırsız biri olduğum için o eşyalarını alıp çıkana kadar ben arabadan çoktan çıkmış ve gördüğümüz küçük tatlı girişli kafenin önüne gelmiştim. Dışı beyaz ve bebek mavisi renkleriyle boyanmıştı ve dünya tatlısı görünüyordu. Ben olduğum yerde beklerken Taehyun da arkamdan gelip yürümem için belime hafifçe baskı uyguladı. Ben daha kafeden içeri adımımı atarken kulağıma gelen miyavlama sesleriyle Taehyun'a döndüm heyecanla, Taehyun kedilere aşık olduğumu çok iyi biliyordu. O da karşılık olarak kocaman gülümsemesini verdi bana, hayatımda hiçbir anımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum.

make you mine ? taegyuHikayelerin ya?ad??? yer. ?imdi ke?fedin